Bir okurumdan gelen bu mesaj çok
etkileyiciydi. Bu kadar açık olmasa da da benzer düşünce ve istekleri paylaşan
çok sayıda okur oldu.
Bir okura tercüman oluyorum: “Türkiye’de olan bitenler üzerine bilinmeyen
ne var, iktidar ve politikaları üzerine analizler iyi güzel de, insanların,
dahası insanlığın güzel, olumlu, bugüne ve geleceğe güven verecek gelişmelere
haberlere gereksinim her şeyden daha çok.”
Çok düşündürücü.
Hayır, istenen şu değil, “kötülükleri, yanlışlıkları görmeyelim,
gözlerden saklayalım, halının altına süpürelim, milletin gözüne de pemboş
gözlükler takalım...” Veee gelişmelerden zırnık haberi olmasın, parasından
pulundan hatta canından olsun..
Böyle bir şey olamaz!
İyi
ve güvenli yaşamaya ihtiyaç var
Dilek, gerçekten artık gidişatın hemen her
alanda başını güzele, iyiye giden yönü çevirmesi!
İnsanların iyi yaşamaya ihtiyacı var.
Mutlu ve sağlıklı olmaya. Güvene. Gelecek endişesi duymamaya. Çocuğunu gönül
rahatlığıyla iyi bir eğitime göndermeye..
Çatışmasızlığa. Barışa. Savaşsız bir ülkeye! Savaşsız bir komşuluk
ilişkilerine.
İşe. Aşa. Sevgiliye. Bilgeliğe.
Güzelliğe ihtiyacı var insanoğlunun.
Akılla yönetilmeye.
Hayatıyla ilgili kararların tek kişinin,
veya bir çoğunlukçu iktidarının dudakları arasından çıkmasına değil, özellikle
iktidar dışı kitlelerin duygu düşünce ve isteklerinin dikkate alınmasına
ihtiyacı var. Çünkü:
Biz
80 milyonuz!
İnsanlığın arkasındaki bilgi birikimi,
güzellik birikimi, bilim birikimi, felsefe birikimi, ortak ahlak birikimi,
uygar davranışlar birikimi, sanat birikimi, müzik birikimi, resim birikimi..
Bütün bunlarla sarmaş dolaş büyümeye,
yaşamaya ihtiyacı var.
İnsan gibi yaşamaya. Kadınların eşit
olmaya. Çocukların güzel ve sağlıklı büyümeye.. ihtiyacı var.
Geçen yıl hayatınızda belirgin güzellikler
nelerdi, lütfen bir düşünün. Önünüze kağıdı kalemi alarak alt alta yazın.
Neler var?
Beni en çok mutlu eden pek çok şey
arasında, toplumsal karakterli özellikle şu 3 olayın altını çiziyorum:
Beni
mutlu eden 3 olay
1) Aziz Sancar’ın Nobel Ödülü aldıktan
sonra Türkiye’ye gelmesi ve estirdiği rüzgar. Bununla bağlantılı olarak bir de
şunu ekliyorum: Geçen yıla girmeden hemen önce de Stockholm’deki Nobel Ödül
törenini baştan sona izlemem.
2) Aziz
Sancar ve Nobel’in Öyküsü kitabını yazmam. Geniş bir okur kitlesiyle
buluşup ülkemizde öncü insanların bu kitabı öğrencilere gençlere özellikle
okumaları ve etkilenmeleri için yaygın dağıtmaya girişmeleri! Kitabın İngilizceye çevriliyor olması. Yunanca’ya çevrilmesi için de öneri
gelmesi.
3) Nisan ayında Herkese Bilim Teknoloji haftalık dergisinin ve aynı isimle web haber sitesinin yayına başlaması.
Bu yolla, ülkemizin en çok ihtiyacı olan bilim, teknoloji, sanat, düşünce
alanında geniş çaplı bir yayının başlaması ve ülkemizin ileri düşünce
güçlerinin bu yayınlara sahip çıkması..
Okuruyla yazarıyla el birliğiyle bu yolla
geleceğin inşasına katkıda bulunuyor olmak.
İşte, toplumsal çıkar olarak mutluluk
veren temel etkinliklerimiz.
Şüphesiz bu listeye yıl içinde irili
ufaklı başka kişisel mutluluklar, sevinçler eklemek mümkün.
Şöyle:
Yüzbinlerce insan benzer veya farklı
kişisel ve toplumsal yararlı, hacmi büyük etkinliklerle, mutluluk inşasına
katılabilir.
Temel
meselemiz
Meselemiz şu ki, ülkemizdeki yönetim, tüm
buna benzer çok daha farklı faaliyetlerle, 80
milyonun mutluluğu ve ülkemizin her yönden inşasına katkıda bulunması
gerekirken...
Kendisinden olmayan herkesi mutsuz
edecek, tarihte nasıl sonlandığı ve gelecekte de sonlanacağı açık geniş
çoğunlukta mutsuzluk doğuran, felaketi besleyen, ülke insanlarını ayıran,
inanmadıkları düşünce ve davranışları kötüleyerek lanetleyen...
Bir yönetim biçiminde inatla sürdürüyor.
Birleştirici olmayan hiç bir iktidarın
geleceği olamaz.
Birleştirilmeyen bir ülkenin ve milletin
de.
Gerisi boş laftır.
Tekrarlıyorum okurumu: Bu yıl güzel şeyler olsun lütfen.
Ülkemizde bu imkansızı istemek gibi bir olaya dönüştüğünün de farkındayım..
3 Ocak 2017 Salı / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder