Takvimler 17
Nisan’ı yöneldiği her yıl büyük bir “cumhuriyetçi
eğitim imanıyla” çalışan ve çok değerli bir fikri ısrarla yaşamda tutmaya
çalışan Yeni Kuşak Köy Enstitüleri
Derneği ve Vakfı harekete geçiyor. Bu gönüllü hareket bir odak. Sayıları
giderek azalan Köy Enstitüleri okulları mezunları, artık çocukları ve
torunlarıyla birlikte bu çatı altında yaygın faaliyet gösteriyorlar. Kemal
Kocabaş hoca yüklenmiş götürüyor..
Ben de dün Denizli’de bugün
de İzmir’de bu etkinliklerin bir parçası olarak görevdeyim! Sanırım, Rize’nin
Derepazarı Varangoz köy camiisinin sınıfa dönüştürülmüş bir odasında toplanmış
1-5 sınıf öğrencilerinin hepsine birden eğitim veren “İzmirli” öğretmenimiz Köy
Enstitülü idi.
Eğitim, hiç bir ülkenin
“başıboş” bırakmadığı ve ülkenin gereksinimlerine göre yönlendirdiği,
siyasetin, ülkenin ve devletin temel politikasıdır! Dahası: En temel!
Şüphesiz nasıl bir ülke
istiyorsanız, eğitimi de ona göre düzenlersiniz.
Cumhuriyet nasıl bir ülke
düşü kurduysa, ona uygun bir eğitime gitti. Öncelikle herkesin okuma yazma
öğrenmesinden başladı.. Üretime yönelik kitlesel ve toplumsal eğitime önem
verdi.. Halk evleri gibi yaygın eğitim kurumlarını kurdu.
Ve eğitimde en büyük devrimi
ise Köy Enstitüleriyle ve arkasından Köy Enstitüsü Yüksek öğretmen okulları
açarak yaptı.
Köy Enstitüleri gerçeği, Cumhuriyeti kuranların ülkeyi yöreten
devrimci kadronun, “toplum yapısını yönlendirici uygulamalarının en belirgin
örneklerindendir”. (*)
Büyük bir Aydın Kuşağı yetişti
21 köy enstitisünde 1953 yılına kadar
17.341 öğretmen mezun oldu. Bunların 1398’i de kadındı.
Tabii bunun bir önceki adımı da vardı: 1936’da “eğitmen kursları” açılmıştı. 1947’ye kadar 8.675 eğitmen diploma
aldı. Aralarında 1.248 sağlık memuru vardı.
İşte Cumhuriyet Türkiye’sini önemli
ölçüde ve tabanda omuzlayan yüklenen bu eğitim sistemi oldu.. Köy çocuklarının
iyi bir eğitim sistemiyle ne büyük başarılara imza atabileceğinin evrensel bir
örneği idi bu eğitim modeli.
Şüphesiz, ressamı, yazarı romancısı ile
tüm sanat ve edebiyat alanında da Köy Enstitüler derin bir iz bıraktılar. Onlar
toplumsal hayatımızda, “Köy Kökenli Aydın
Kuşağı” olarak, Cumhuriyet’in sonrasında kurucu temel taşları arasına
katıldı.
Cumhuriyet bu sayede Cumhuriyet oldu ve
bir millet yaratıldı!
Üreten özgür yurttaşlar ülkesi
Tabii sadece bunlar değil, uçak
yapımından tutun, büyük mühendislik hamleleri, yurtdışına gönderiler ve
döndükten sonra ünversite ve eğitim hayatına damga vuran bilim ve eğitim
neferleri ile, dört bir alanda kurulan araştırma enstitüleriyle, laik, çağdaş ve
uygar bir ülkenin temelleri atıldı.
Üreten, eleştiren, Cumhuriyetin
yükselişine katkı koyan özgür yurttaşlar Cumhuriyeti amaçlandı.
Biliyoruz ki bugün hala ayakta isek ve
İslam coğrafyasından hala farklı isek, onlar sayesindedir.
Bu, Kurtuluş savaşıyla gerçekleşen, Kuruluş
ile geliştirilen, dünya tarihinde az rastlanır cinsten büyük bir devrimdi. Bu
devrimin neferleriyiz hepimiz.
Ama şimdi?!
Türkiye dünyanın parasını
harcıyor eğitime, diyelim. Ama aldığı sonuç, acaba ilköğretim ve liseleri kaldırsak daha mı iyi olur
sorusunu sordurtacak kadar kötü. Eğitimle, dünyanın kültürel, ekonomik ve
bilimsel gereksinimleri için cahil yetiştirme rekorunu kırıyor olabiliriz.
Denizli havaalanından kente
girerken, sağ tarafta imam hatip okulları inşaatları kale gibi yükseliyordu!
Ne demiştik: Cumhuriyet devrimi, “toplum
yapısını yönlendirici uygulamalarının en belirgin örneklerini” verdi.
Bu devrimlerin tam karşıtını yaşıyoruz
şimdi. Karşı devrim yönetimi ele geçirdi ve devrimci cumhuriyetin tüm
kazanımlarını tasfiye etme
girişimindeler.
Meşruiyetlerini aldıkları sandık
sonuçlarını, ülkede herşeyi darmadağın etme hakkı, herşeyi yıkıp geçme hakkı,
herşeyi gerçekleştirme, her türlü hukuksuzluğu yapma ve onların orada
varoluşlarını sağlayan Anayasa’yı bile askıya alma hakkının verdiğini düşünerek
yapıyorlar herşeyi. Eğitimi de imam hatipleştirerek, türlü çeşitli cemaat
okulları, Ensar-Kaimder yuvaları ve evleriyle tasfiyeyi sürdürüyorlar.
“Ne güzel günlerdi”yi bırakalım!
Geçmişe ağıt yakma zamanları
değil. Bugün eğitimle ilgili neler yapabiliriz, toplumu çevremizi insanları,
öğrencileri, toplumun ileri, lider ve önder kesimlerini nasıl etkileriz?
Yarının öncülerinin ortaya
çıkması için bize düşenler nedir, bence herkesin odaklanması gereken noktalar
bunlar.
Yeni girişimlere büyük
ağırlık verilmeli.. Madem eğitim bu kadar özelleştirildi, o halde bu çerçevede
ne yapılabilire kafa yormak gerekir.
Peki ne yapabiliriz başka
neler yapabiliriz?
(*) https://toplumsaltarih.wordpress.com/2012/09/07/koy-enstituleri-neden-kuruldu-neden-kapatildi/
17 Nisan 2016 Pazar / Bilim ve Siyaset - Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder