Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

19 Nisan 2011 Salı

Yalan Rüzgarları. AKP Programı, Başkanlık Anayasası


Erdoğan propaganda sürecine 12 yıllık bir programla başladı! 4 yıl kesmiyor, 2023’e kadar 3 dönem üst üstü seçimleri istiyor! İstanbul’da iki ayrı şehir, gibi cilaları bir kenara bırakırsak... siyasi ve ekonomik, bir dizi siyasi yalan rüzgarı ve bir gerçekle karşı karşıyayız..
Önce gerçek olanı söyleyelim.. Yeni Anayasa bu dönemin biricik önemli konusu! Erdoğan’a göre “katılımcı ve demokratik” bir anlayışla yeni meclis tarafından hazırlanacak... Katılımcı ve demokratik anlayışı biliyoruz: Biz önereceğiz, kabul ederseniz ne âlâ... Meclis’te çoğunluğumuzla yeni Anayasa’yı geçiririz. Yeterli çoğunluğu sağlayamazsak referanduma götürür, orada kabul ettiririz... Erdoğan, bu rotayı zaten önceden açıklamıştı!
Erdoğan Başkan olacak, bu da yetmiyor; Başkan olarak da istediği biçimde bir anayasayla ülkeyi keyfince yönetmek istiyor! Zaten, milletvekili adaylarını da buna göre seçti! Onlardan, kendisini siyaset bilimci diye tanımlayan birisini TV’lere çıkartıyor; içeriksiz, basit ve ilkel “lider propagandası” ancak bu kadar yapılabilir! (Yandaş pek çok köşe yazarı da bu ilkel propagandanın yazı ve söz olarak araçları durumunda!)
Yeni Meclis’in ve dolayısıyla Türkiye’nin gündemi, Erdoğan için hayat memat meselesi olan Yeni Anayasa ile geçecek! Bize diyor ki Erdoğan: Herşeyi bana bırak, gerisini merak etme!
Bu aynı zamanda, Türkiye için de bir hayat memat meselesi! Muhalefetin iyi zırhlanması gerekmekte!
***
Programda, siyasi olarak, “İleri Demokrasi” başlığına, geçmiş “başarıları/icraatı” göz önüne alındığında ancak şunu diyebiliriz: “Yaptıkları yapacaklarının teminatıdır!”
Daha dün Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde, Ahmet Şık’ın kitabı için, medya/basın yoluyla teröre hazırlık aşaması benzeri sözleri sarfeden bir Başbakan’ın, yeni dönemde atacağı ileri demokratık adımlardan “Tanrı Türkiye’yi korusun!” diyebiliriz!
Başbakan, zaten, medya özgürlüğü konusunda kötü bir sicile sahip! Son tutuklanan gazeteciler hakkındaki düşünceleri, 8 yıllık medya pratiğini hem tamamlayıcı hem sürdürücü niteliktedir!
Erdoğan neredeyse her konuda “kesin doğrulara” sahiptir; tehlikeli olan da budur ve daha fazla yetkilerden uzak tutulması için, elde yeterince “delil” birikmiştir!
İleri demokrasi çerçevesinde, “siyasi partiler ve seçim yasası” yeniden ele alıncak, deniyor.. 2023 döneminde mi? 8 yıldır, siyasi partilerin demokratikleşmesi ve seçim barajının düşürülmesi için ülke çırpınıyor! Ayak direten de bu iktidar! Bu konuda kıllarını bile kıpırdatmayacakları açık. Daha dün “istikrar için bu baraj gerekli” söyleyen sizler! Programda bu konuya hiç yer vermeseydiniz daha iyiydi, hiç olmazsa bir yalan rüzgarı daha kadar net ortaya çıkmazdı!
Partisini, ilk kurulduğunda daha demokratik bir tüzüğe sahipken, tek adamlık parti haline getiren bir liderden, acaba siyasi partiler yasasını daha antidemokratik bir hale mi getirecek diye kuşku duymak normaldir!
***
“Propaganda Programı”nda güvenlik- özgürlük ile ilgili boş sözler de var: Özgürlüklerle güvenlik arasındaki denge büyük bir hassasiyetle korunacak. Özgürlüğün teminatı güvenliktir. Güvenlik ise daha çok özgürlükle güçlü hale getirilecektir...
İktidarın 8 yıllık pratiği, bu cümlelerin de içini boşaltıyor! Tüm sosyalistlerin terörist muamelesi gördüğü, muhafazakar polis şeflerinin de üstelik poliste bu örgütlere üye yapıldığı ve hepsinin birden Ergenekon’a bağlandığı bir rejimin, özgürlüklerle değil, ancak polis rejimi, devleti ile ilgisi olabilir!
Programdaki bu niyeti ancak şöyle okuyabiliriz:
Polis daha güçlendirilecek, güvenliğimizi ancak polis devletini iyice inşa ederek sağlayabiliriz.. Neyin özgürlük olduğuna da biz karar vereceğiz.. Örneğin telefon dinlemeleri ve bu dinlemelerin ortalığa dökülmesi ve yayanlar hakkında takibat yapılmaması, bizim güvenlik ve özgürlük anlayışımızın tipik örneğidir.. Bu doğrultuda çalışacağız ve özgürlükleri teminat altına almak için daha büyük polisiye uygulamalarına başvuracağız...
Perşembe günü devam..
Not: CHP’in, İlhan Cihaner’in aday göstermemesi ve kurtlara yem olarak bırakması büyük bir hataydı! Çevremde pek çok tanıdık, salt bu nedenle CHP’ye oy vermeyeceklerini açıklamıştı! Hata düzeltildi!
---19 Nisan 2011 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder