Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

7 Nisan 2011 Perşembe

Dibe Vurma: YÖK ve ÖSYM, Şifre

 Üniversite sınavına bir yıl hazırlığın dershane fiyatı 3-6 bin lira arasında değişiyor. Ortalama 5 bin lira derseniz, 1.700.000x5000=8,5 milyar. Başka masrafları, özel hocaları vb katmıyoruz... Büyük bir alınteri ve öğrenme süreci... Ailelerin büyük özverileri... Yeter ki çocukları üniversiteye girsin..
Bu alınterini, bu helal paraları çalmaya kalkan, gelmiş geçmiş en büyük alçaklar arasında yerini alır... Geçmişte bunlar görülmedi mi görüldü.. Eğer dinle ilişkilendirecek birisi çıkarsa, bu hırsızlığın en büyük dinsizliğin olduğunu söyleyecektir,.. İnsanlık içinse en büyük ahlaksızlık...
Ama günümüzde ticarete konu olan herşey için, ne ayıp kaldı ne ahlak ne de din ve iman!
***
ÖSYM Başkanı Ali Demir konuştukça güven vermiyor. Bu kez, bugüne kadar ÖSYM içindeki en önemli işlemlerin, baskıları yapan Metaksan şirketine verildiği anlaşıldı! Böylece, gizlilik gerektiren işlemlerle ilgili zincirin halkaları çoğaldı! Metaksan müdürü, yağlı ballı patronunu anlaşılır nedenlerle koruyor ve bütün suç bizde, diyor! (ÖSYM ile yaptığı iş hacmi nedir?!)
Ali Demir’in en güven vermez açıklamalarından biri, biz göreve gelir gelmez tüm sınavlarda oyunları bozduk, açıklamasıdır! Vay vay vay...
Sınav düzeneği üzerine başka en büyük kuşku da, ortada bunca şüphe varken ve savcılık olaya el koymuşken, iktidar sahiplerinin, daha işin başında “bize güven, gerisini merak etme sen..” açıklamalarıdır!
Hele dün iktidarın propaganda şefi Hüseyin Çelik de ortaya çıkmasın mı! Tamam dedim, bu işte kesin bir şeyler var...
Aradan 9 ay geçti, geçen KPSS olayını Bay Savcı neden sonuçlandırmadı? Savcı Bey, acaba bir şeylere ulaştı ve işin ucu iktidarın irili ufaklı uçlarına değince mi durdu! Yoksa, kendisine fazla kurcalama mı dendi?! Eh, 9 ay boyunca bir hareket görülmezse, çok daha kuşkucu sorular akla gelir...
***
Yandaşlığın egemen olduğu toplumda, üniversite ve diğer merkezi sınavlarda dolapların dönmediğini düşünmek zordur. Bunun aksini göstermek, tamamen yönetimin sorumluluğudur!
Ama şu sınava bakıyoruz, tel tel! Diyelim ki en hafifinden ve en namuslusundan, acemilikler yapıldı! ÖSYM ülkenin en itibarlı kurumu iken, başına ve içine acemilerin alınması, yönetime getirilmesi doğru mu? Sözlü sınavlarla yeni kaç kişi alındı, alınanların yetenekleri ve yeterlilikleri nasıl ölçüldü? Yandaşları mı doldurdunuz göstermelik sınavla, kuruma?
 Atamaları yapan YÖK ve Başkanı Özcan’ın kriterleri var mıydı, Ali Demir’i ve arkadaşlarını (TÜBİTAK’tan Ercan Öztemel, örneğin) nereden buldu, hangi siyasi ilişkilerle Özcan’ın kulağına fısıldandı bu isimler?
Yarın yayımlanacak Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji’de soruyoruz:
“Sınav’da ilk ‘kural bozma’, türbanlı kızların 17 okula (6.050 kişi) özel olarak yerleştirilmesiyle başladı, ÖSYM önce bunun kasıtlı atama olduğunu reddetti! Bilgisayar atadı, diyerek ilk yalanı söylediler! Sonra da “pozitif ayrımcılık yaptık” dediler! Bu pozitif ayrımcılığın, sınav sorularının çözüm anahtarını da vermeye kadar uzanmış olabilir! Bu kızlar kimlerdir ve sınavdaki başarıları mutlaka bilinmelidir!”
O halde, ÖSYM, binlerce ‘seçilmiş’ öğrenciyi de, belirli yerlere toplayabilir... Ve bu guruba da şifresi kulaklara üflenmiş kitapçıkları dağıtabilirler!”
***
Bilimsel kurumlarda, etik dışı davranışlar yayılıyor! CBT’de Metin Balcı’nın “yüksek sayıda bilimsel makalenin sırrı” başlıklı yazıda “uluslararası bilimsel makalelerimizin en çok yayımlandığı 10 bilim dergisini” inceliyor ve görüyor ki, bunların büyük çoğunluğu, parayı bastır makaleyi yayımla dergisi!
Bu çok çok düşük değerli ve parayl bastırılmış makalelerle, akademik yükselmeler gerçekleşiyor!
YÖK, hemen herşeyi bozmaktadır! Sanki böyle bir tarihi misyon üstlenmiş gibi!
ÖSYM olayı, dolaylı bir YÖK olayıdır!
--7 Nisan 2011/ Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder