Dün Doğan Kuban hocanın Herkese
Bilim Teknoloji dergisindeki “Kaya Sınıf” üzerine gözlemlerini ve
saptamalarını tartışmaya açmıştım. Kuban’ın, HBT’nin sonraki sayısında da
konuyu bu kez üst yapı politikaları bağlamında sürdürdüğünü göreceksiniz.
Kuban, çok sık dile getirdiğimiz
bir saptamayı paylaşıyor öncelikle. Bugünkü
politik tartışmaların ve gazete haber ve işlediği konuların kof ve boş olduğuna
işaret ettikten sonra, “geleceğimizi
şekillendirecek politik söylemin bilimden, ileri teknolojiden ve bunun üretim
alanında iyi örgütlenmesinden söze başlaması gerek. Bu tek açık yoldur...
Dünyaya egemen olan toplumların bilgi ve disiplinine sahip olmak toplumun çağdaşlığa yönelik düşünsel ve
örgütsel olarak gelişmesi anlamına geliyor. Bu dünyada yaşamak hemen hemen
Avrupa ve Amerika toplumlarının üretim kalitesine, bilgi ve disiplinine
ulaşmayı gerektiriyor...”
Yeni Cumhuriyet’e ihtiyaç
Hoca, geç dönem Osmanlı’nın çağdaşlaşma çabalarıyla bugünü
kıyaslayarak, “daha geri” düştüğümüzü belirtiyor ve “Yeni bir Cumhuriyet” fikrini ileri sürüyor:
“Bize, Cumhuriyet’in ilk
döneminde olduğu gibi, fakat tamamen
farklı koşullarda yeni bir öncü ve yaratıcı sınıf gerek. Bu sınıfın toprak
ağası, mal mülk sahibi ve para spekülatörü olmaktan öte bir özelliği olması
gerek. Cumhuriyet’in uzantısı ancak böyle bir gücün toplamasıyla meydana
gelebilir.
“Bu dinamik, mevcut egemen gruplar
arasından çıkamaz, fakat bilincinin temeli çağdaş dünya olan bir toplum grubuna
dayanması gerek. İçinde bulunduğumuz durumun analizini yaparak bunu
başaracağını sandığımız bir odak şimdilik yok. Partiler, dernekler ve bütün iyi
niyetli çabalar yıllardır toplumun kafasını karıştıran sahte bir modernlik imgesi yaratıyorlar... yeni bir Cumhuriyete
inanmak ilk adımdır..”
‘Kaya Sınıf’ın üstü
Yeni bir Cumhuriyete inanarak
hareket edecek önce ve yaratıcı bir sınıf...
Bu “sınıf” var. Bölük pörçük,
partiler arasında dağınık. İlgisizce, tamamen eski bir politik söylemin egemen
olduğu ülkede, eski bir sınıflandırma ve tutum gereği hareket eden bir “sınıf”.
Kuban’ın gözlemden yola çıkarak,
Cumhuriyet’in yarattığı “Kaya Sınıf” olarak nitelendirdiği kesim, şüphesiz,
yeni olarak varsaydığımız bu “sınıf”ın büyük ölçüde “üyeleri”.
Ama sadece onlar değil.
Türkiye’yi “tabanda” salt onlar
ayakta tutmuyor. Onların bir “üst sınıfı”na çıkarsanız, çok geniş ve yaygın
başka bir “yetişkin” ve işlerini mümkün olduğunca en iyi yapma uğraşı veren başka
bir “yetişkin sınıf”ın varlığını görürsünüz.
Kim mi bunlar?
Mesela Anesteziyolog ve
Reanimasyon çatısı altında toplanan uzmanlar.. Beyin Cerrahisi, Hematoloji, İç
hastalıklar, Nefrologlar, psikiyatristler vb gibi belki yüzlerce dalda
uzmanlaşmış ve yüzlerce dernek altında toplanmış kesim.
Öncelikle doktorları gündeme
getirmemin nedeni, geçenlerde kongrelerine bir konuşma için yaptıkları davetti.
Daha önce de mesela Pediatristlerin kongresinde bulunmuştuk. Son zamanlarda çok
sayıda bu tür kongreleri izleyerek gözlem yapma fırsatı bulduk.
Bunların önemli bir çoğunluğu
çağdaşlığa uzanan yolda yürüyorlar. Şu partiyi bu partiyi destekliyorlar
demiyorum. Şüphesiz büyük çoğunluğu, ülkemize – topluma siyasi arkaik
dayatmalara kesin karşılar. Derneklerin tüm yöneticileri, üyelerinin
mesleklerinde gelişmeleri ve çağdaş uygulamaları yakalamaları için çaba sarf
ediyor. Yabancı tıp ve bilim insanlarını çağırıyorlar, tartışıyorlar. Bu
anlamda evrenselleşmişler ve dünya ile uygun adımı yakalamaya çalışıyorlar.
Bilimi en çok duyumsayan kitle.
Ben onları yeni bir cumhuriyetin
öncü sınıfının parçası olarak görüyorum. Kimisinin bugün iktidar safında
olmasının veya iktidara oy vermesinin bir önemi yok.
Eski anlayışların kalıpları
Başka? Aslında geniş akademik
kadroya, ülkemizde yüksek lisans doktora yapmışları da aynı gözle bakmak gerek.
Yine söylüyorum, siyasi baskının kalktığı
ve akademik özgürlük durumlar söz konusu olduğunda, yine bu kesim de
Yeni Cumhuriyet’in üyeleridir.
İş dünyasında sayıları hiç de az
değildir.
Eskiden “beyaz yakalı” olarak
nitelendirilen, ama bence “Bilgi Toplumu”nun itici ve yaratıcı gücü olanların
hepsi Türkiye’yi ileri taşıyanlar ve taşıyacak olanlar. Hepsi Yeni
Cumhuriyetçi!
“Sağcı- solcu” gibi geçmişin
getirip önümüze yığdığı ve bizi bu açıdan böldüğü ve karşı karşıya getirdiği ve
bu kalıplar içinde düşünmeyi dayattığı ayrımların kalkacağı zamanları
düşünmeliyiz..
Yeni Cumhuriyetçi veya yarını
kuracak Bilgi Toplumu Sınıfı’nı düşününce..
Çok verimli bir tartışma alanında
olduğumuz kesin.
6 Kasım 17 Pazartesi / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet Orhan Bursalı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder