Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

12 Şubat 2012 Pazar

MİT Müsteşarı Hakan Fidan Tutuklanacaktı!


Hayır, bir bildiğim yok, kulağıma özel mahkemelerden ve cemaatçilerden bir şey fısıldanmadı! Sadece Erdoğan- Cemaat arasındaki iktidar mücadelesini ve saflaşmayı görmek, cemaatin etki alanındaki özel yargının bugüne kadarki “sert” ve “kararlı” tutumunu izlemek, Fidan’ın başına gelecekleri görmek için yeterlidir..
Mahkemelerin önüne kim çıkartıldıysa, savcılıktaki görevlilerin istekleri doğrultusunda, içeriyi boyladı!
Fidan’ın, kendisi için planlanan “yazgı”dan hükümetçe “kurtarılmasını” önlemek için de, ifadeyi çağrılma haberi aynı gün, “komplonun merkezi” İstanbul’dan Hürriyet’e sızdırıldı. Yine aynı akşam, gazeteye, MİT’le ilgili dosya da iletildi; bu dosyanın içeriği konusunda o gece TV’ye ve twitter mesajlarına “feci şeyler okuyorum” biçiminde yansıdı.
Yani istenilen, ahhh ahh şu MİT ne haltlar yemiş ne haltlar dedirtmek ve tıpkı Ergenekon, Balyoz ve Odatv soruşturmalarında olduğu gibi, bazı iddialarla ortalığı sarsmak ve MİT’çilerin tutuklanması için kamuoyu yaratmaktı.
Biliyorsunuz, Balyoz tutuklanmalarında Çetin Doğan ve arkadaşları “Fatih Camiini bombalayacaklar”dı! O zaman bu masalı paylaşanların bir kısmı, aldatıldıklarını söylüyor!
MİT de şimdi tam Türkiye’yi bölüp parçalayacakken.. çok şükür “bağımsız yargı” imdada yetişecek ve Türkiye’yi kurtaracaktı!
Masal bu, yerseniz... Bu masalı yedirmek isteyenlere ve yiyenlere bakıyorum da, olayı “kardeşim MİT suç işlediyse tabii ki ifade verecek, üstü mü kapansın yani, bağımsız yargıyı ellemeyin...bu kadar sıradan bir olayı neden büyütüyorsunuz!.” gibi, Erdoğan’a tezgahlanan Altın Vuruş” denemesini, küçültüp küçültüp iğne deliğine sokacaklar neredeyse!!!
***
MİT’e ve Hakan Fidan üzerinden Başbakana saldırı, şiddeti ve kullanılan araçlar bakımından, şüphesiz en “ses getirici” olandı!
Ama, bunun öncüsü, hükümeti parçalamak, bakanları ve milletvekillerini ele geçirmek ve Erdoğan’ı yalnız bırakmak açısından, belki de en önemlisi ise, Şike Yasasıın reddedilmesi için kopartılan cemaat kıyametiydi! Erdoğan son anda yasayı geçireceksiniz talimatını vermeseydi, belki de bugün Cemaat- Erdoğan savaşında başka bir yerdeydik, Erdoğan’ın bu son MİT darbesiyle çöküşünü seyrediyor olabilirdik! (İyi ve kötülüğünü hiç tartışmıyorum)
Eğer, bu iki saldırının siyasi şiddet derecesini iyi kavrarsanız, Hakan Fidan’ın savcılık-mahkeme ve oradan de deliğe tıkılma olasılığının oldukça yüksek olduğunu anlarsınız...
***
MİT, Cemaat, Yargı, Polis, Erdoğan, ABD, Suriye... Olaylar iç içe girmiş durumda, karmaşıklık az buz değil. Net görüş için, iktidar kavgasını gözden kaçırmayacaksınız.. ve 2014’te boşalacak üç koltuğun nasıl ve kimler tarafından doldurulacağı sorusunu ve bu konudaki saflaşmayı nirengi noktaları olarak ele alacaksınız.
Cemaat yandaşlarının, “tarafsız hukukçu”,  Ankara bilmemne enstütüsü başkanı veya elemanı, gazetecisi/yorumcusu, istihbarat uzmanı veya analizci olarak özellikle tvlerdeki tartışmalarda boy göstererek kafaları karıştırdığı bir gerçek.
***
Bunların en genel yalanı: “Kardeşim her taşın altında da cemaat arıyorsun!” Bunu kesin söyleyenlerin gözlerine bakın, yalanı görürsünüz! Onlara göre, tabii bir cemaat var ama iktidar mücadelesi yaptığı, polisi ve bir kısım yargıyı güttüğü ise büyük yalan, bunu söylediniz mi bir “komlo teorisi” üretiyorsunuz!...
Bu gerekçe, kendini akıllı herkesi kör ve alemi sersem sanan, karşısındakini en aptal “matetme” yöntemidir. En sıradan zekaya bile hakaret! Tabii ki herşeyin altında değil, ama aranması gereken yerde arayacaksınız. Sözde “görünmez” pelerin içinde hareket ediyorlar! Bir de yuvalandıkları AKP adlı bir kabuk var ya, bulundukları yerlerde “Cemaat” diye bir levha da asmıyorlar ya!
***
Gelelim “Yargı Bağımsız” masallarına:
Kardeşim hepimiz bağımsız yargı istemiyor muyuz! İşte! Herkesi sorguluyor, Başbuğ’u da içeri atıyor, bütün bir Orduyu da gerektiğinde tutukluyor, suç işleyen herkesin yakasına yapışıyor; tabii ki ortada deliller varsa MİT’i de Hakan Fidan’ı da sorgulayacak! Siyasi iktidarın bunu engellemesi yargıya müdahaledir! Yargı bağımsızlığı yok edilmektedir..”
Beğendiniz mi? Bu “bağımsız yargı”(ları)nın ne kadar bağımsız ve tarafsız ve adaletli ve hukuka bağlı olduğunu Silivri davalarında görüyoruz. Sağcı polis şefi Hanefi Avcı’yı bile “aşırı solcu terör örgütü üyeliği”nden içeri atacak kadar.. Polis içindeki örgütlenmenin, savcı ve yargı işbirliği ile ortak yarattıkları hukuk ucubelerini bütün dünya seyretmeye başladı! Mustafa’dan terörist, Nedim ve Ahmet’ten Ergenekon Terör Örgütü üyesi çıkartacak kadar “tarafsız ve adil”!
Gazeteci milleti “Dokunan yanar, dokunacağız yanacağız” diye alanları doldururken, acaba cemaat ve yargı işbirliğini sergilemiyor mu? Avcı ve Şık’ın kitapları devlet içinde ve poliste cemaat örgütlenmesi üzerine değil miydi? Doğu Perinçek ve arkadaşları “dokundukları’ için içerideler!
***
Bu yapıyı, Erdoğan ve iktidar ortağı birlikte kurdular ve kullanıyorlar. Erdoğan bu alan “yönetimini” onlara bıraktı, çünkü doğrusu ortağı “işini iyi yapıyor”! Silivri ve Hasdal’a bakın, anlayın!
Ama “ortak”, eline geçirdiği bu aracı, Erdoğan’ı bertaraf edip iktidarı ele geçirmek için kullanmaya yöneldi!
MİT ve Hakan Fidan bunun aracıydı!
İki ayrı odak savaşıyor, ayrıca Erdoğan’ın “Gülen Cemaatinden” olmadığını belirtelim! Cemaat destekçi olarak kaldığı sürece Erdoğan’ın ortağıdır. Ama..
Yarın: Medyadaki kamplaşmayı görmüyor musun, a be kör!
-12 Şubat 2012 / Bilim ve Siyaset – Orhan Bursalı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder