Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

2 Şubat 2015 Pazartesi

Önce Bir Bravo: HDP, Seçim ve Baraj

Evet hiç bir ard niyet taşımadan söylüyorum: HDP seçimlere yerel ve bölgesel adaylarla değil, parti olarak Türkiye çapında katılma kararı aldığı için bravo. Bu cesur bir karar.. Yıllardır adaylarla seçimlere katılan ve Meclis’te en son 35 milletvekiliyle temsil edilen Kürt siyasal hareketinin, adaylarla katılımdan aldığı oy oranı yüzde 65 civarındaydı. Selahattin Demirtaş’ın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 9,76’yı yakalaması, seçimlere parti olarak katılma kararında belirleyici oldu gibi gözüküyor.
Yüzde 9,76’da şüphesiz yüzde 4’e yakın oy artışında, Türkiye çapında dağınık Kürt (ve sosyalist) oyların ortak havuzda bir araya gelmesinin rolü vardır. Ama, AKP’den bir kısım Kürt oylarının ve CHP’den de oy kaymasının etkili olduğu biliniyor. Havuz, kârlı bir iş yarattı! Demirtaş yükseklerden uçuyor, barajı aşamama gibi bir sorunumuz yok diyor. Barajı aşarlarsa 55 milletvekili garanti. Bu, HDP’nin Meclis’te ciddi bir güç olması demektir.
Ama tartışılan temel soru şu: Acaba HDP, yüzde 10’u aşabilir mi? Bunun için temel şart, bu oy akışının sürmesidir. Özellikle büyük kentlerden.. CHP’li seçmen, Cumhurbaşkanlığı özel koşullarındaki davranışını genelleştirip hatta daha da çoğalarak HDP’ye oy verir mi?
Yoksa Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra yaşanan, 50’yi aşkın insanın öldürüldüğü, okulların-işyerlerinin yağma edildiği 6-8 Ekim 2014 kalkışmasına bakıp, arka plandaki PKK terörünü ve kentleri dağıtırız tehditlerini görüp, “yuva”ya çekilir, mi?
***
Peki barajı aşabilir mi HDP? Bu olasılık var. En son MetroPOLL araştırma şirketinin yaptığı seçim anketine göre, seçmenlerin eğilimi 4 parti arasında yüzde olarak şöyle (parantez içindeki oran, kararsız oyların dağıtımı sonucu elde edilen oran):
AKP     36,7   (44,9)
CHP     22,0   (26,9
MHP    11,9   (14,6)
HDP    7,6     (9,3)
Kararsız: 9,8
Protesto oy: 5
Herşey güllük gülistanlık gider, şans güler, oyları artmayı sürdürür ve yüzde 1-2 daha oy kazanabilirse, HDP Meclis’te gibi.. Tabii yukarıdaki eğerlerin, aynı zamanda birer engel olduğunu, oyları aşağı da çekebilecek bir niteliğe dönüşebileceğini unutmayalım. Bu taktirde, HDP yüzde 8’in altında kalır. Dahası, yüzde 7 civarında!
Bir de MetroPOLL’un anketini doğrulayacak yeni verileri beklememiz gerek. Henüz erken. 4 ay içinde yaşayacaklarımızın oy dağılımını hızla etkileyebileceğini de unutmayalım. Koşullar ve durum, aslında HDP’nin baraj altına takılmasını “meşru görür” gibi..

Kapışma HDP-AKP arasında
Burada en önemli kapışma HDP-CHP arasında değil, HDP-AKP arasında olacak. Çünkü Kürt seçmen, dönemin, sert karakteristik ve AKP iktidarda olması ve iktidar-mali araçlarını iyi kullanması gibi özelliklerinden dolayı, AKP-HDP arasında bölünmüştür. CHP “Kürtlere özerklik vereceğim” dese bile, buradan zırnık fazla oy alamaz. CHP iktidarda olsaydı bu süreçte Kürt oylarına ortak olurdu.
Barajı aşmada bütün mesele, HDP’nin AKP’ye giden Kürt oylarından, bugüne kadarkinden daha büyük bir parça kopartıp kopartamayacağına bağlı gözüküyor... Bunu yapabilirse, AKP ile bölüştüğü oyları en azından eşitlerse şansı yükselir. AKP’li Kürt seçmen HDP’ye kayar mı? Bir de yükselen Hizbullah ve HÜDA-PAR etkisi de HDP aleyhine çalışıyor.
***
Sanki, kaybedecek neyimiz var, diyorlar. Meclis’te olsak da olmasak bizim için farketmez gibi bir eğilim içindeler.
HDP bir Türkiye Partisi değil, henüz bir Kürt partisi görünümündedir, PKK ve İmralı ile ortak yönetim algısı seçmen üzerinde çok güçlüdür. Odaklandıkları konu Kürt meselesidir. Kürt meselesi=Türkiye’nin demokratikleşmesi eşitliğini bence yanlış olarak kurdular ve stratejilerini de buna dayandırıyorlar.

AKP 300’ün altına inebilir, ama
Barajı aşarsa, AKP’nin milletvekili sayısı 300’ün altına kesin inecektir.
Ama kaybettiği taktirde, AKP’nin Meclis’te Recep Tayyip Erdoğan Anayasası’nı kabul ettirmenin koşulu olan 367 milletvekili sayısını yakalayamaz, ama RTE-Anayasasını Referandum’a götürmek için şart olan 330 milletvekilini bulabilir.
İşte burada, HDP için öne sürülen “komplo” teorisi devreye giriyor.
Herşey ağırlıklı olarak HDP’nin barajı aşamayacağını gösteriyorsa, o zaman neden seçimlere parti olarak giriyor ve AKP’ye RTE Anayasası için umut veriyor?
Yoksa İmralı ile RTE arasında bir anlaşma mı var?
Yarın bu konu var burada..
Tabii, HDP’nin son anda fikir değiştirip parti olarak seçime girmeme olasılığı da hala var..

---1 Şubat 2015 Pazar / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder