Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

25 Mart 2014 Salı

Yıkılmamak İçin Herşey Mübah

Çok zor günlerden geçiyoruz.. 3 alıntı, önce:
RTE’den bir Ulusal Savaş Kahramanı yaratma projesini yüzde yüz başarabileceklerine inanırlarsa, buna soyunabilirler! 2023 Projesi ve Yeni Türkiye fikri bunu kapsar!” (25 Haziran 2012, Bilim ve Siyaset)
Ulusal kahraman ihtiyacı: Peki, RTE, Suriye ile savaşır mı?  Uluslararası durum, buna pek olasılık vermiyor.. Ama sınırda “Suriye’yi dövecek” küçük bir başarıya imza atmak isteyebilir.. Bir uçak vb düşürmek gibi! Sınıra askeri yığınak, aslında sadece RTE’nin şiddetine uygun bir gelişme: “Adam konuştu, işte silah da gönderdi” dedirtiyor..” (1 Temmuz 2012)
2023, Cumhuriyet’in 100 yılı, Tayyibistan Cumhuriyeti’nin tam ilanının tasarlandığı tarih! Atatürk ve Cumhuriyeti’nin bütününe yönelik bütün bu toplam politikaların hesabı, Recep Tayyip Erdoğan’ı Atatürk’ün yerine, yeni büyük kurucu olarak geçirmeyi hedefliyordu. Suriye Savaşı ile göğsüne bir savaş kahramanı madalyası takabilseydi, Kurucu görüntüsü tamamlanacaktı!” (29 Aralık 2013)

AMAÇLARI KÜÇÜK BAŞARILAR
Uçak düşürüldü! Daha önce de bir Suriye Helikopteri düşürülmüştü! Unuttuk tabii, RTE-Davutoğlu ikilisinin Suriye’de savaşa girmek politikaları hep gündemdeydi. Önce Batı itekledi; sonra Batı’nın stratejisi değişince, iktidar Suriye ile savaşmak için bahaneler aradı hep. Ama dış destek sıfır olunca, Suriye Savaş Kahramanı madalyası takmak düşü bitti.
Şimdi Suriye ile küçük çaplı da olsa bir savaş, iktidarda biraz daha kalabilmenin aracı olarak devreye sokuldu... Nereden nereye! Büyük düşlerden düştük buralara!?
İktidarın planı: Suriye’yi tahrik edip Türkiye’ye karşı kışkırtmak. Suriye savaş içinde, böyle bir şeye kalkışmaz, sineye çeker! Biliyorlar ki, RTE ve adamları Şam’ı bombalamak, dahası Suriye Ordusu’na karşı savaşa girmek için bahane arıyor.. Süleyman Şah Türbesi de bunlardan biri. Bu türbe,  Osmanlı’nın kurucusu Osman Gazi’nin dedesine ait ve 10 dönümlük kadar bir arazi anlaşmalarla Türkiye toprağı sayılıyor. Oraları, El Kaide-İŞİD militanları tarafında kuşatılmış durumda...
Ancak, RTE-Davutoğlu’nun Suriye ile önemli bir savaşa girmesi mümkün değil.. Hiç bir destek bulamaz. İran da Rusya da karşı.. Batıdan destek bulamaz.. Ama zor durumdaki Suriye’de, bir kaç küçük başarıya bile tamah edebilirler!
Burada soru, iktidarın, Rusya ve İran’ı da karısına alarak, Suriye’ye bir oldu bitti savaşı planlayabilir mi, Batı’yı kendisini zorunlu bir desteğe mecbur bırakma isteği olabilir mi.. Yani topyekün bir Orta Doğu savaşının fitilini ateşleyebilir mi..
Sanmıyorum, böyle bir niyetleri sezildiği anda zaten kimse bu oyunu oynamaz..
ERDOĞAN’IN DEMOKRASİ AÇMAZI: YOLSUZLUK
Zor bir dönemden geçiyoruz.. Meşruiyetini aslında yitiren veya yitirmekte olan bir iktidar var. Bunun temel nedeni, hakkındaki, bütün dünyada iktidarları devirecek nitelikteki büyük yolsuzluk ve rüşvet iddiaları.. Bu iddiaları yok sayan bir iktidar.. Hiç bir savcı “gel bakalım” diyemiyor. Yasalar ve anayasa askıya alınıyor.. Bu, kabul edilebilir bir durum değil.
Türkiye’nin bu sorunu nasıl aşacağı, dün de belirttiğim gibi, ana sorun..
Bu sorunu aşamadan da hiç bir normalleşme olamaz bu ülkede..
Bunu bilmiyorlar mı?
***
 RTE, polisiyle, savcısıyla, mahkemeleriyle, medyasıyla iki yıl öncesine kadar demokratlara, medyaya, kendilerine engel gördükleri herkese kan kusturan Cemaati bugün “demokrasi saflarına” itiyor. Dünkü zulmün ortağı bugün demokrasi mücahitliğine soyunuyor. Fenerbahçe’nin dünkü muhteşem Anıtkabir yürüyüşü haberini Cemaat durmadan verip durdu...
Cemaatçilerin Anıtkabir’i özel ziyaretlerini de bekliyorum!?!
RTE’nin açmazını da görmek gerek. Demokratlık oynasa, o zaman rüşvet ve yolsuzlukları da acilen soruşturması gündeme gelecek. Yani demokratlık, baltayı kendi bacağına vurmak anlamına geliyor. Bu nedenle, topyekün bir diktatörlüğe yönelmek zorunda kalıyor. Kendi dışında herkese düşman.. Bu açmazdan kurtulması mümkün değil. Dolayısıyla Cemaat de, demokrasi mücadelesinde şimdilik hoşgörüden yararlanıyor.

İMRALI -ERDOĞAN BİRLİKTELİĞİ
İmralı’nın Nevruz mesajına gelince.. Öcalan’ın temel stratejisi değişmedi: AKP ile ortaklığa ve işbirliğine devam. Geçen günkü, iktidarla köprüleri atmış görünen KCK bildirisine de dikkatli yaklaşmış ve acele etmeyelim demiştim. Burada ana rol sahibi Öcalan’dır!
Özgür Önderlik, Özgür Kürdistan” başlığıyla düzenlenen Diyarbakır Nevruz şenliğinde okunan Öcalan’ın Nevruz bildirisi, darbe komplo ve vesayet kavramlarıyla RTE’ye destekle dolu..
Şu aşamada, Kürt siyasetinin, RTE ile işbirliği ve beraber yürümekten başka seçeneği yok gibi. Uluslararası konjonktür, Irak Kürdistan’ı yönetiminin PKK ile derin anlaşmazlıkları, PKK hareketini epey kısıtlıyor.
Zaten, HDP hareketinin ve Sırrı Süreyya Önder’in seçimlerdeki rolünün de, AKP’nin İstanbul’da belediye başkanlığını kazanması için AKP’ye büyük destek çıkmaya yönelik olduğunu görüyoruz. Bu politika, PKK- İmralı ve toplam Kürt hareketinin, şüphesiz yolsuzluk ve rüşvetle araya bazı mesafeler koymakla beraber, RTE iktidarının devamını öngörmektedir. RTE’nin “komplolarla” düşürülmek istendiğine ilişkin Öcalan görüşleri de gerçekliğini koruyor..
***
Özetle: RTE, Twitter “yasağı”yla, kendi seçmenine helal olsun bak nasıl kafa tutuyor ve kimseyi takmıyor dedirtiyor ve bunu seçimlerde oya dönüştürmek istiyor.
Yani RTE’nin yeni bir One Minute olayıdır bu.. Bu engellemeyi seçim sonuna kadar sürdürür mü?

---24 Mart 2014 Pazartesi / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder