Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

4 Kasım 2013 Pazartesi

Türban Neyin Emri

Başbakan kadınların başını örtmesi dinimizin emri dedi. Bu söyleminin, “hem dinen hem toplumsal olarak ne kadar yanlış olduğunu düşünmüyor”, demek hakaret olur. O halde sosyal ve politik olarak eleştireceğiz..
Dinimizin gereği” mi? Yoksa Başbakanın ve benzerlerinin “inancının gereği” mi? Veya İslami iktidar politikasının bir gereği mi.. Veya hem inancının hem de islami politikasının gereği mi..
Bunların hepsi birbirinden farklı şeyler... Bu söylem çok önemli, çünkü Başbakan en tepeden kadınları ikiye böldü, dinin gereğini yerine getirip başını örtenler, getirmeyip örtmeyenler! İlki “temiz”, “müslüman” kadın.. İkincisi?
***
Başbakan “kadınların başını örtmesi dinin emri” diyerek yanlış konuşuyor. Çünkü İslam ülkelerinde çok farklı uygulamalar var. Başını açanlar da örtenler de..  Hem de en yüksek düzeyde! İş yaptığı Körfez ülkeleri liderlerinin pek çoğunun eşinin başı açık! Ama Suudi Arabistan gibi ülkelerde kadınlar kesin bir dinsel örtünme yorumunun ve iktidardaki erkek uygulamasının büyük terörü altındalar..
Hep söylerim: Kadınlara saçlarını örtmesi emrini verenlerin hepsi erkek. Fetva kurumları dahil! Dolayısıyla, kadınların başını türbanlaması, egemen erkeklerin kadınlar üzerindeki üstüne üstlük din katmerli kadim baskısının bir parçasıdır..
Bu bir.. İkincisi, Kuran’da Nisa süresinin farklı yorumu. Ben yorumlara bakarım bu önemli konuda, gerisi hiç benim işim değil.. Sünni erkek egemenler ve bunların Kuran yorumları / çevirileri “başını ört” biçimindeyken, örneğin ilk Türkçe Kuran çevirisini 1425 yılında yapan Muhammed bin Hamza’nın (Şeyhülislam Molla Fenari) Kültür Bakanlığı tarafından da yayımlanan Kuran mealinde bu tartışmalı ayeti şöyle çeviriyor (Nur Suresi 31. Ayet) “Ve söyle inanan kadınlara gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar ve saklasınlar cinsel organlarını. Ve göstermesinler ziynetlerini ve yakaları üzerine bıraksınlar örtülerini.”
Burada ziynetten kasıt göğüsleri.. Arabistan’da göğüsleri çıplak gezen kadınlara omuzlarından atacakları bir örtü ile göğüsleri örttürülüyor.. Kadınlar korunuyor.
Başbakan “Kuran’ın emri” demiyor, neyse ki, “Dinimizin emri” diyor. Din, Kuran değildir! Din, Kuran’dan yola çıkılarak, din ulemalarının yorumları, fetvaları ve siyasi kararları ve uygulamalarıyla oluşturulan bir toplumsal sistemdir..
Dolayısıyla “Din emri” burada böyle, orada şöyle, öbür tarafta başka türlü.. İslam ülkelerinin hepsinde farklı uygulamalar var.. Dolayısıyla, Başbakan “dinimizin emri” diyemez. Çünkü Türkiye’de dinin yaşanma biçimi de birbirinden farklı.. Başbakan, kadınlar örtünmelidir inancını, bir din emri olarak topluma dayatıyor! Bunu yapamaz, bence dini suç da işliyor!
***
İkincisi, bir Başbakanın “bu bir din emridir” söylemi ayrıca toplumsal olarak da yanlıştır.. .. En tepeden verdiği fetva ile kadınları ikiye bölüyor: Dinin emri gereği türban takan kadınlar (makbul), dinin bu emrine uymayıp türban takmayanlar (onlar ne oluyorlar, dese de bilsek..) Ama başını örtmeyenlere nasıl baktığını, örtenleri kutsayışına bakarak çıkarsayabilirsiniz..
Başbakan için makbul olan, bütün kadınların bayını örtmesidir.. Bu, siyasi totaliten ziihniyeti pek çok konuda belli olan bir liderin, kadınlara büyük baskısıdır.. Nitekim devlet katında ve devletle iş ilişkilerinde makbul olan, başları bağlı eşleri olan erkeklerdir ve onlar yükseltilmektedir..
Başbakan, bu söylemiyle, partisinde başını örtkeyen kadınları da suçluyor olmakta.. Birbiri ardına hepsinin başlarını örtmesi, siyasi gelecekleri açısından bir zorunluluk oluyor sanki! Nitekim “dinin emrine” bir AKP milletvekili kadın daha uydu!
***
O halde ‘saç örtmesi’nin bir Kuran emri olduğu, en basitinden kesin tartışmalıdır (bence tartışmalı bile değil). Ayrıca bunun bir din emri olduğu da doğru değil. Çok farklı uygulamalar var. Sadece şunu diyebiliriz: Saç örtme, Başbakanın kendi dini inancı gereğidir..
Tabii, bu saç örtme meselesini siyasal iktidar söyleminin bir parçası olarak kullandığı için de, bu konu siyasal bir iktidar aracıdır...
Kadın evine kapanacak, çocuk doğuracak ve yetiştirecek.. Uygulaması da budur..
Nitekim Türkiye’de kadının toplumsal konumu ve RTE politikaları da bunu öngörüyor: Doğur, doğur, doğur (kadınlara); beline kuvvet (bu da erkeklere)!
***
Başbakan, türban üzerine yorum yapmasın, türban dinin emridir yorumunu geri çeksin, toplumu bir de İslami olan ve İslami olmayan kadınlar diye ikiye bölmesin..
Din fetvalarıyla ülkeyi yönetmeye kalkarsa, ülkede bir de bu nedenle büyük bir iç kargaşalık gelişir..
Bunu Başbakana söyleyebilen bir yiğit yok mu!?

Veya zaten istenen, bir de bu mu!
-4 Kasım 2013 / Bilim ve Siyaset – Cumhriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder