Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

15 Haziran 2016 Çarşamba

Namaz ve hayvan: Homo sapiens’in alt türleri arasında bir bilimsel gezinti


Düşünün TV’ye birini çıkartıyorlar, üniversiteden ilahiyatçı akademisyen imiş.. Namaz kılmayan hayvandır diyor. Bunu diyen insan mı, insanın nesli tükenmiş alt insan türlerinden biri mi.. Çünkü geçmişimiz ortak bir havuza dayanıyor. Çeşitli insansılar arasında şüphesiz ki gen alıverişi olmuş.
Mesela Neandertal insanı ile bizim Homo sapiens kuşağı cinsel etkileşimlere girmiş. Neandertaller dünyadan ellerini eteklerini çekmişler, fakat gen havuzumuzda yaşıyorlar, bizden biri gibiler. Bir şekilde, genetikleri içimizden bazıları tarafından yoğun olarak taşınıyor.

Mesele daha derin

Mesele salt Neandertaller olsa.. Onlar da bir şekilde, Afrika’daki ilk insansılarla acaba ne tür birliktelikler içinde olmuşlar. Sadece bu kadar olsa.. Bizim Homo sapiensler Afrika’dan dünyaya yayılmışlar, Bereketli Hilal, yani Ortadoğu Fırat-Dicle ve aşağısına geldiklerinde, Afrika’dan kimlerle ilişki içindi olmuşlardı? Yani kimlerden hangi genleri alıp bugüne taşıdılar?
Gen havuzu böyle bir şey. Birlikte yaşadığımız insanların hepsi bir mi ve gerçekten hepsiyle ortak bir başlangıç yapmaya uygun muyuz?

Sanıyor musunuz ki herkes doğuştan masum

Herkes, bilimin genel kabul ettiği “tabula rasa” mı (boş lavha) doğuyor? Evet öyledir, ama genlerle de doğuyor. Genleri neler taşıyor, nerelerden ne alıp gelmiş? Nöronları kavrayışa, sorgulamaya, anlamaya ne kadar müsait? Neandertallerden ve daha önceki insansılardan neler taşıyor?
Kafası analiz etmeye uygun mu?
Geleceği, insanları anlamaya kucaklamaya yeterli mi?
Yoksa bir yere saplantılı mı kalmış.. Asla değişmesi mümkün olmayan. Yargıları değiştirmek, inançları değiştirmek kadar zor bir şey yok. Neden bu böyle?
Nasıl aramızdan bir insansı çıkıyor ve namaz kılmayan hayvandır diyebiliyor öyleyse?

O halde insanı da keser

İnsanları “kötü ruhlu” eden sadece çevre mi? Veya toplum mu? Küt kafa, kör kuyu, karanlık ruh, sevgisizliğin uçurumu, ruhsuzluğun kötülüğü, salt toplumdan, çevreden, ana baba eğitiminden mı geliyor sanıyorsunuz?
Bu adam kafa keser mi? Keser.
Çünkü kendine benzemeyen herkesi “hayvan” görüyor.
Hayvan kesiyor mu? Kesiyor. O halde insanı da keser.
Bu adam IŞİD’li mi? Üye mi bilemem, ama kafa aynı IŞİD kafası.
Oraya gitse kitlesel katildir. Raslantısal olarak, burada bir üniversitede ilahiyatçı olmuş. Uygun ortam bulsa ortalığı kan revan içinde bırakır.
Neden tonlarca ilahiyat bölümleri açılıp duruyor? Bir sorgulayın.

Siyasal uygun ortamda yeşerenler

Bu gibi gen havuzumuzun insansılarıyla birlikte yaşadığımızın bilincinde olalım. İsterseniz bunlara Homo sapiensin bir alt türü diyebilirsiniz.
Topluma çağdaş insana uyum sağlayamamış.
Beyni küt kalmış. Nöronları çağdaş ilişkileri kotaramayan. Kafasının körlüğünü aşması mümkün değil.
Bunlardan ne kadar çok var toplumda..
Bunlardan kimisi uygun ortam bulduklarında serpilip gelişiyorlar ve su yüzüne çıkıp kendilerini ele veriyorlar.
Bu uygun ortam, siyasal olabiliyor. İktidarda kendisine yol verecek ve alkış tutacak bir ortam.
Katiller, cinsel sapıklar, seri katil psikopatlar, iflas olmaz iktidar düşkünleri, diktatör manyakları ve tapıcıları..
Say sayabildiğiniz kadar.

Toplumsal sapkınlık neden böyle fırladı

Birisi de iktidar kayıtsız şartsız milletindir lafına takmış ve onu kurumsal uygulamalardan çıkarmış.
Şüphesiz ki, egemenlik kayıtsız şartsız Allahındır düsturunu kabul etmiş birisinin, bu egemenlik milletinmiş falan filan gibi pırtlamış laflara karnı toktur. Söküp atar!
Sapkınlık aynı zamanda her türlü inançta da vardır.
İnsanlık ve gelecek için ne büyük, belki de en büyük tehlike!

Toplumda toplumsal sapkınlığın alıp başını gitmesi ve alt insansıların kendilerini bu kadar dışarı vurmasının nedenini merak etmeyin, siyasal iklime bakın yeter.
14 Haziran 2016 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder