Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

13 Haziran 2017 Salı

“Özgür damatlar politikası”nın anlamı ve Gül


İki özgür damat olayı yaşadık... Bu bize ne anlatıyor? Biraz analiz edelim..
Bir yandan FETÖ ile zerre ilişkisi olmayanları içeri atan iktidar kafası... diğer yandan FETÖ örgütüyle ilişkileri nedeniyle haklarında dava açılan biri Topbaş’ın diğer Arınç’ın iki damadı serbest bıraktırıyor.
Gerekçe: adresleri belli, karakola imza koyduk, dışarıya da kaçamazlar, o halde tutuklu yargılanmaları için neden yok.
FETÖ ile ilişkileri sıfır insanlara, Cumhuriyetçilere, dünyanın hiç bir yerinde suç olamayacak 50 vuruşluk bir tvitten ise 10 yıllık bir ceza çıkartabiliyor ve içeride tutabiliyor.
Milyonlarca insanın, bu durum karşısında, sizin adaletinizin içine... diyen haykırışları kulaklarınızın içine kasırga uğultusu ile doluşuyor mu bilemem, ama benim kulaklarım yakında çalışamaz duruma gelebilir... Yapısal bir bozukluğa uğrayabilirler.
Hukukla, adaletle, hakkaniyetle, vicdanla zerre ilişkisi olmayan bu ikili standardın arka planında siyasi tercihin olduğunu herkes biliyor. Bu iktidarı yıkacak olan da budur..

Türkiye’nin yarısını yönetenin damadı

İki özgür damattan biri, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş’ın damadıdır.
Topbaş ki kaç dönem İstanbul’u yönetiyor.. (Ve muhalefetin bütünü de, geleceğe yönelik en ufak bir görüş alanı olmadığı ve kör olduğu için İstanbul’u kaptıracak kadar aptaldır!)
O İstanbul ki, bu iktidarın arka bahçesidir, dünyanın en büyük rant bölgesidir. Türkiye’nin yarısından büyüğüdür. İktidar ve milyonlarca ahalisinin en büyük finans kaynağıdır..
Bu kadar basit.
Topbaş önemli bir mevkide oturuyor. Tabii yanı başı da iktidarın siyasi vb komiserleriyle de sarılmıştır.
Topbaş’a bir şey olmaz, yapamazlar, damadını da içeri alamazlar, dava sonunda da serbest bırakırlar.
O Büyükşehir ki, FETÖ örgütüne çekmediği kıyak yoktur!
Ama bu kıyağın, aynı zamanda iktidara ortaklığın ve iktidar tarafından da sağlanmış bir kıyaktır, bunu da unutmayalım.
Böyle büyük işlerin açık seçik mahkumiyetli davası falan olmaz, kimse salak olmasın...

İkinci Damat

Arınç’ın damadına gelince.. Bir damadı serbest bırakacaksın, ikinci damadı tutacaksın. Olmaz böyle şey.
İşte burada şüphesiz çok özel uygulamalar olabilir, ama çifte standardın, düşmana uygulanan cinsinden olması mümkün değil.
Arınç, AKP’nin kurucusu. Tamam, RTE’ye çok aykırı düştü, bana sorarsan, Cemaat ile de az oynaşmadı. Fakat iktidar ahalisinden kim Cemaat ile az oynaştı ki!  Derseniz ki, darbe girişimine kadar olan uzun süre boyunca, RTE ile ayrılıkları sürdü..
Hatta diyebilirsiniz ki, yer yer dik durdu, ama irili ufaklı darbelerle beli sık sık büküldü, eyvallah derim! Parti yönetiminden de iktidar olanaklarından uzaklaştırıldı.. Sadece Arınç değil, bir sürüsü..
Öyle ki, topu birden FETÖ ile kanka olmakla suçlandı.. Bir şey demek istemem şu aşamada!

Özgür Damatlar politikası ve Gül

Bu “topu birden”, ılımlı kalıp savaş açmadıkları sürece, iktidarbaşının büyük gadrine uğramayacaklardır. İktidar için “tehdit” olmaktan, FETÖ cülük suçlamalarıyla da iyice uzaklaştırıldıktan sonra, parti çevresinde tutulmaları her zaman için akıllı politikadır.
Şimdi iktidarbaşının bu politikası devrededir.
Özgür damatlar politikası bunun sonucu olma gerek.
Ayrıca RTE ile Gül arasındaki ilişkilere de dikkatinizi çekerim.
İkisi, Gül’ün gelininin de diploma aldığı İstanbul Üniversitesi töreninde buluştu. Sahnedeydiler. RTE, Gül ailesinin mutluluğunu paylaştı ve sahnede alkışladı ve aile resmi verdiler.
İki hafta sonra da bu kez Kayseri’de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Abdullah Gül, Hulusi Akar, bugün Kayseri’de Büyükşehir Belediyesi tarafından 1'inci Komando Tugayı'nda verilen ve şehit yakınları ile gazilerin de yer aldığı iftara katıldı.
Rastlantı demeyin. “Planlanmış rastlantı” derseniz komik kaçar.
FETÖ falan yok, muhalefet ve kanka Bahçeli “siyasi ayak” diye çırpınsın.
Hayır, her şeyi paylaşmış kurucuları FETÖ ile ilişkilendirmek, iktidarın işine gelir, ama o kadar.
Savcı ve mahkemeler de hadlerini bilecekler.
12 Haziran 2017 Pazartesi  /  Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder