Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

5 Ağustos 2015 Çarşamba

RTE: Gücü bir kez kırıldı mı arkası gelir

Siyasette Çözüm Bekleyen Sert Problemler-3.. 

Bugün RTE’nin ne için mücadelesini yoğunlaştırdığı üzerinde duracağım: Gücünün kırılmasını önleme savaşında.
Ülkede istifa etmiş hükümet ve başında koalisyonu kurmakla görevlendirilmiş Başbakan Davutoğlu var. RTE Anayasa’nın bir aracısı. Anayasa diyor ki, git görevi Davutoğlu’na ver. Anayasa kuralları düzeni belirleyen kurumsal yapı.
RTE’nin görevi orada bitiyor. Anayasa ona başka maddelerinde diyor ki: Sen tarafsızsın, partin yok. Benim kulumsun, ne emredersem onu yapmalısın, ne fazlası ne eksiği.
RTE Davutoğlu’na hükümeti kur diyor, ama fiilen de: Koalisyon kurulmasın, hemen erken seçime gidilsin” diye çalışıyor.
Cumhurbaşkanı, Anayasayı çiğneme şampiyonu. Vaazedilen: Cumhurbaşkanı icraatlerinden dolayı yargılanamaz, vatan hainliği dışında. Anayasa’da böyle yazıyor...
Cumhurbaşkanı, her yurttaş gibi, Anayasa’ya uymak zorunda. Her yurttaş gibi, hangi maddelerini çiğnerse oradan yargılanır. Yaptığı, makamından kaynaklanan bir ‘icraat” değil, Anayasa’ya uymamaktır. Cumhurbaşkanı Anayasa’ya uymak zorunda değildir, çiğneyebilir, diye bir koruyucu madde yok.. Devran döner, hakkında dava açılır.

“Biz AK partiliyiz..” diyenlere
RTE, güç kaybederse, kendisi için yeni bir dönem başlayacaktır. Bu yeni dönem, ülkede her şeyi kontrol edemeyeceği dönem demektir. Hukuk ve yargı dahil.. Koalisyon kurulması, güç kaybının şimdi önümüzdeki en önemli güncel aracıdır. İlk aşamasıdır. Sadece bu açıdan bile koalisyon kurulmalı, noktasındayım artık.
Güç kaybı, koalisyondan sonra sürer ve yeni aşamalara sıra gelir.
Bu yeni aşamanın ilki, bir süre sonra, Parti üzerindeki mutlak etkisinin önemli ölçüde kırılmasıdır. Çünkü Parti içinde yeni bir güç odağı büyür. Bu Davutoğlu olur veya başkaları.
Böylece Partisi içinde “biz AK partiliyiz, onlar AKP’li” diyen anlayışın serpilmesi hız kazanır, bu AKP içinde yenileşmenin süreci olabilir. Yenileşme, iktidarın geçmişte içinde yüzdüğü tüm yolsuzluk, ihale belirleme, havuz medyacılığı vb gibi konuları ciddi bir şekilde gündeme getirir. AKP içindeki “AK partililer” müthiş rahatsızdır.
Medya tetikçileri, mesela hâlâ Aydın Doğan’a, Hürriyet’e saldırıyor. Baktım, Hürriyet başmakale yayınlamış yine. Bu çizgi, ayakta kalan ortadaki etkin medyayı da bitirme girişiminin bıkmadan usanmadan sürdüğünü gösteriyor. Beştepe ve adamlarının istediği, tüm iletişim organlarını mutlak iktidarları için manipüle etmek ve hepsini halkı aldatan organlara dönüştürmektir. Bunlar medya falan değil.  
Bunu anımsatmamın nedeni, çizginin asla değişmediği ve Türkiye’yi götürmek istedikleri tam totaliter yönetimdir. Sözde demokrasicilik altında bir tiyatro oyunu. Gerçi bu oyun epey süredir sahnede..

Erken seçim mutlak mı?
Güç kırılması bir kez başladı mı, kağıttan kuleler gibi bir yıkımın başlayacağını biliyorlar. Mutlaklık için yapılan siyasetin doğasında bu var.
Bu nedenle koalisyona kesin karşı. Tek başına iktidar istiyor.
Eğer erken seçimde 276’yı bulursa, parti üzerindeki egemenliğini sürdürür. Bulamazsa, ikinci ağır yenilgisini alır. Yani RTE için de bir riskli süreç. Erken seçim, AKP için de yeni bir dönem başlatır.
Peki erken seçim Kasım’da ya da ilkbaharda mutlaka yapılacak mı?
Savaşın bilançosuna bakacaklar. Ne getiriyor ne götürüyor. Umdukları sonuç ortaya çıkıyor mu. Ekonomi seçmen kaybettirecek boyutlara ulaşıyor mu ve benzer gelişmelerin seçmen üzerindeki etkisine, anketlere de bakıp erken seçime karar verirler.
Zamana ihtiyaçları var. Davutoğlu açmazda, boyun eğmede. Bir süre daha eveleme geveleme, müstafi iktidarı sürdürmece, azınlık hükümeti denemece, en geç ilkbaharda seçim oyunbazlığı... Ama dikkat: RTE ve AKP orada, tepede, icraatte hep.. Milletin iradesinin gaspı.
Erken seçimde de tek başına bir iktidar çıkartamazlarsa, düşünün, AKP iktidarını sürdürmecenin yeni alavere dalavereleri..
Ne zamana kadar?
---4 Ağustos 2015 Salı / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder