Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

13 Mayıs 2012 Pazar

Genelkurmay, Basına Yeni Bir Saldırının Yolunu Açtı..


Bekir’i Başbakan’ın kovalamasına alışıktık. Hürriyet’ten kovdurdu, yetmedi bu ülkeden git dedi.. Habertürk de Bekir’e bir yıl dayanabildi.. Ve sonunda Bekir kimsenin kovamayacağı köy’e geldi.. Burada da ona rahat yok!.. Bekir zaten “rahatsız” biri.
Rahatsızlık, bizler için, temel özgürlük konusudur. Ülkede rahatsızlık duymayanların özgür olmadıklarını bile söyleyebiliriz!
Hayır, nasıl rahatsız oluruz.. Başbakan ve adaları, hepimizi mutlaka mutlu mesut insanlara dönüştürecek!
Geçen haftaki Paşa yazısıyla, Bekir’i kovalayanlar arasına bu kez Genelkurmay da katıldı! Ayrıca, Ümit Kocasakal, bir konuşmasında Silahsız Kuvvetler diye millete seslendiği için, o da bu muhtıradan nasibini aldı. Ne basın özgürlüğünü kötüye kullanmaları kaldı, ne de..
(Saat 16.18, Cumartesi, şu sırada CNNTürk’te Fenerlilerle ve bu arada adı Paşa olan fenerli giyinmiş bir köpekle röportaj var!)
Basın ve kişi olarak Bekir, zaten iktidarın mengenesine sıkıştırılmış olduğu için, Genelkurmay’ın “muhtıra”sı Başbakan ve çevresinin medya üzerindeki baskılarını katmerleştirdi!
Sanki, Genelkurmay bilinçli olarak medyaya saldırması için iktidara pas attı.. Bir kurmay kafanın attığı adımın sonuçlarını hesaba katar, düşüncesiyle söyleyelim: “sanki”si fazla!
***
Hele hele, bırakın diğer Balyoz vb davalarını, İlker Başbuğ’un terörist, komuta ettiği ordunun terör örgütü olduğu suçlaması karşısında en sıradan bir savunma yapmayan, en küçük bir rahatsızlığı kamu oyuna yansımayan Genelkurmay, bu açıklamadan da kaçınmalıydı.. Kamuoyu da bilirdi ki, Genelkurmay, artık bildiri yayınlama dönemini kapattı!
Zaten bugüne kadar yayınladığı bildirilerle sadece kendine zarar vermişti!!
Genelkurmay ilk kez nihayet kendine zararı dokunmayacak bir muhtıra konusu buldu! Hatta büyük takdir topladı! Başbakan ve Cemaat hemen Genelkurmay’ın yanında yer aldı!
Erdoğan, özgür medya ve kalemlere olan kinini, Bekir’in şahsında “kaleminden pislik akıyor” sözleriyle dile getirme fırsatı buldu! Öyle ki bütün paşaları da Bekir’e dava açmaya çağırdı!
Diğerlerini bilmem, ama Genelkurmayın dava açmasını bekliyorum! Başbakanın bu çağrısını boşta bırakmasınlar!
Yetmedi, Genelkurmay’ın ve Başbakanın açtığı yoldan diğer medya düşmanları da yürümeye başladı: Mesela, AKP Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, Antalya İl Başkanlığı'nın siyaset akademisindeki konuşmasında, ilk “demokrasi ve siyaset” dersini, Balbay’a; Bekir’e, Yılmaz Özdil ve Yazgülü Aldoğan'a saldırarak verdi: İlk hedefiniz muhalif gazetecileri yoketmek, ileri!
Dahası, İmamını aştı ve “dili uzun, ağzından lağım akan birisi daha var, Bekir Coşkun” dedi..
Genelkurmay muhtırasını izleyen iktidar sahipleri, ülkemizde yeni bir, medyaya saldırı sınır noktasını daha test etmiş oldu!
O medya ki, sahtekarlıklarla içeri tıkılan askerleri savunan tek kesim!
***
Bu noktada, Genelkurmay neden böyle bir muhtıraya kalkıştı, merak edelim şimdi:
a) Ordu’ya karşı dalga dalga saldırılardan “geride kalan”ları korumanın tek yolu olarak, Erdoğan’a tam uyumu görmüş olabilirler;
b) “Muhaliflerden şikayet” ederek, bu sadakatlerini anımsatıyo, muhalefetin kendilerine sataşmasını istiyor ve böylece “loyalitesini” gündemde tutmak istiyor olabilir! Bu yazıyla onlara yardımcı oluyorum!
c) İlker Başbuğ, gazetemizde yayımlanan mektubunda, bugünkü Genelkurmay’ın kendisinin ve ordunun teröristlikte suçlanmasına sessiz kalmasını eleştirmişti..
Acaba diyorum, bu “muhtıra” Başbuğ’u da kapsıyor mu?!
Sadece şunu hatırlatırım:
Konuşmayın artık..
Konuştukça herşeyi berbat ettiniz…
Bırakın da artık halk konuşsun..
--13 Mayıs 2012 / Bilim ve Siyaset – Orhan Bursalı

1 yorum:

  1. orhan bey yazdıklarınız ve tesbitleriniz çok doğru ancak nacizane bir ekleme yapmak istiyorum, Harp Akademilerinde subaylara Başbakanı ayakta alkışlatıp yüksek zamı alıp emrindeki Assubaylara muhtıra vermesine ne diyeceksiniz...

    YanıtlaSil