Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

15 Mayıs 2012 Salı

Özgürlüklerin Kraliçesi


İngiltere, Almanya, Fransa veya ABD’de “Basın özgürlüğü özgürlüklerin kraliçesidir” derseniz bir anlamı taşımayabilir, dahası yüzümüze saf saf bakabilirler de! Şüphesiz bu durum, ülkedeki siyasal-demokratik kültür ile ilişkilidir. Salt “üst yapı” kültürünü değil..
Bu ülkelerde, bizde insanların darağacına çekilmesine neden olabilecek olaylar, kişinin”özeline” girer. İngiltere hükümetlerinde “Gay bakan” öykülerini çok dinlediniz. Hükümette bir gay bakanın olması değil, ama bu bakan bir takım olayların içine karışınca haber olur.
Fransa’da Başkan seçilen Hollande örneğin resmi nikahlı değil. İlk nikahsız eşi Segolene Royal’den 4 çocuğu var. (Fransa’da özel hayatla ilgili bknz Aşk ve İktidar, Mine Karakkanat, www.cumhuriyet.com.tr/?hn=336094)
Şimdiki eşi ile Elysse Sarayı’na yerleşecek, ama tartışma var. Sarayda geleneklere göre resmi nikahlı eşiyle kalabiliyor, (sevgilileri olabilir!). Hollande demiş ki “evlenmem, saray dışında başka bir yerde kalacağım.” Kalacağı sokağın sakinleri Başkanı istememişler: “rahatımız huzurumuz kaçar sonra..”. Bu tartışmaların hiç biri, iktidar sahiplerinin halk nezdindeki siyasal konumlarını etkilemiyor.
Bizde böyle şeyleri düşünemezsiniz: “demokratik kültür” düzeyi.
***
Hangi özgürlükler ve anayasal güvenceler birinci derecede önemli bizde? Hukukun bağımsızlığı ve tarafsızlığı mı, demokratik hakların özgürce kullanılması mı, ifade özgürlüğü mü.. Bütün özgürlüklerin şu veya bu derece sorunlu olduğu, yarı özgür / melez ülke sınıfındaki Türkiye gibi ülkelerde, basın özgürlüğüne birincilik vermek, doğru değil mi? Türkiye gibi, demokrasi, siyasal kültür ve daha pek çok konuda gelişememiş ülkelerde, basın özgürlüğü, belki de özgürlükler içinde en önemlisidir.
Basın veya medya, toplum-siyaset-iktidar ilişkileri içinde birincil saydamlık aracıdır..
Siyasi iktidarlar, yasaları uyguluyor mu? İnsan hak ve özgürlüklerine saygılı mı? Karakollarında işkence baskı yapılıyor mu? Gözaltılarda aramalarda tutuklamalarda yasalara uyuluyor mu. Mahkemeler yasalara uygun davranıyor mu.. Siyasi iktidar anayasaya saygılı mı, Milletin hazinesi doğru yönetiliyor mu, yoksa yağma edilip sağa sola peşkeş mi çekiliyor?
İktidar, devletin gücünü, adaletin, hukukun, yasaların ve demokrasinin öngördüğü  şekilde kullanıyor mu? Yoksa bu gücü, muhalefeti ezip sindirmek, toplumu genel bir baskı altına almak için mi kullanıyor?
Yasal ve saydam yönetim ve uygulamaları izlemek ve kamuyu bilgilendirmek için, basın özgürlüğü birinci derecede önemli. Bütün diğer özgürlükleri savunabileceğimiz ve bilgi edinebileceğimiz ana araç ve kaynaktır.
***
AKP-Erdoğan’ın demokrasi ile ilişkisinin mihenk taşı, medya-basın ile ilişkisidir.. Kişisel ve otoriter yönetiminin aracı olarak, medyayı kontrole birinci derecede önem veren bir iktidar.. 2005’de, gazetelerin yüzde kaçı iktidardan, yüzde kaçı ortada ve muhalefetten yana olduğunu araştırmıştım, gazetelerin yüzde 41 kadarı iktidar destekçisi çıkmıştı.
7 yıl sonra bugün durum çok değişti. Bazı köşeyazarlarının, iktidar destekçisi medya yüzdesi 92’e çıkartmalarını epey abartılı bulsam da, spor gazetelerini saymazsak (400 bin satış), iktidar, 4,100.000 kadar satan siyasi gazeteden
* yüzde 60’ını tam kontrol ediyor,
* yüzde 25’ini denetimi altında tutuyor, haber ve manevra alanlarını belirliyor.
* sadece yüzde 15 kadarı muhalif.
* İktidarın kamçı-havuç politikasıyla denetlediği gazetelerin toplam satışı bir milyonun biraz üzerinde, ama diyebiliriz ki, bu süre içinde okurlarının en az yüzde 30’unu kaybettiler..
TV’ler de hemen hemen benzer şekilde, çoğunlukla iktidarın ya tam denetimi altında ya da denetimli yayın yapıyorlar..
Başbakan medya patronlarına özetle ve açıkça “Dükkan senin değil mi, yazarlarının parasını sen vermiyor musun, senin dediğini yazmak zorunda değiller mi, başka şirketlerde patronun dediğini yapmazlarsa kanının önüne koyarlar elemanı.. Sonra benim kapıma  gelip ağlaşma..” dediği bir ülkede, medya özgür olabilir mi? Muhalif gazetecilerin başlarına binbir çorap örülmesi de, bu durumun sonucu..
Dolayısıyla yarı özgür, yarı demokratik ülke olmaya berdevam.
Matematik için, “bilimlerin kraliçesidir, çünkü bütün bilim dallarında bir girdi olarak kullanılır” derler..
Özgür medya da öyle, bütün özgürlüklerin kraliçesidir, çünkü diğer özgürlüklerin varoluşlarını saydamlaştırır..
---15 Mayıs 2012 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder