Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

11 Mayıs 2012 Cuma

Üniversitede Bilim Karşıtı İlginç Bir Sempozyum !


Evrim düşüncesi, bilimsel önemini hayli aşan ilgi görüyormuş!

Epey bir süredir, Marmara Üniversitesi’nde “Bilim Türler Arası Evrimi Neden Kabul Etmiyor?” başlıklı bir sempozyum düzenlendiği haberleri geliyordu. Evrim karşıtlarının “ciddi bilimsel aktivite” maskesi altında üniversitede 16-17 Mayıs tarihlerinde düzenlenecek bu sempozyuma, bilim camiası başkaldırmış durumda.  
Öyle ki, sempozyumun üniversitede yapılmaması için de http://evrimkarsitisempozyumiptaledilsin.blogspot.com adresinde sempozyumun iptal edilmesi amacıyla bir de gerekçeli imza kampanyası devrede. 700’ü aşkın akademisyen, öğrenci ve doktor, bu kampanyaya destek verdi. Üniversite Konseyleri Derneği iki gün önce de bir basın toplantısı yaptı..
Toplantının “misyonu” üzerine açıklamaya bakın: Evrim düşüncesinin, bilimsel önemini bir hayli aşan bir ilgi görmesi nedeniyle, türler arası evrimin neden mümkün olamayacağına dair gözardı edilen bilimsel verilerin aktarılması yoluyla daha nesnel ve tarafsız bir bakış açısının bilimsel yollarla aktarılması. Yaratılış görüşünün salt ideolojiden ibaret olduğu kanısının yol açtığı, bu görüşün bilimsel arka planına dair bilgisizliği gidermek. Bu yolla, daha geniş bir tartışma zemininin oluşmasına katkıda bulunmak. İdeolojik dayatmalarla beslenen dogmatik ve tek yanlı biyoloji anlayışını çeşitlendirerek, farklı bilimsel tezlerin daha diyalektik bir biçimde tartışılabilmesini sağlamak.
Bu amaçla da “özgürlükçü bilim ortamı” yaratacaklarmış!
***
Şu misyona gerekçesine bakın: Evrim düşüncesi, bilimsel önemini hayli aşan ilgi görüyormuş!
 Evrim Kuramı (pek çok bilimci bunu artık bir olgu olarak görüyor), bir düşünceymiş!
Bu düşünce, önemini aşan ilgi görüyormuş!
Dinciler, bu durum karşısında evrime bir “balans ayarı” yapmaya kalkışıyorlar, anladığım kadar!
Tam cahilleri ve bilimle ilişkisi olmayan insanları, gençleri kafakola almaya yönelik bir etkinlik..
Tüm bilim, özellikle de biyolojinin bütün dalları, evrimsiz düşünülemeyeceği ve açıklanamayacağı bir düzeye yükselmişken..
Dünyanın bütün mesleki bilim dergilerinde yayımlanan araştırmalarda, evrim mihenk taşı iken..
Dünyanın bilimsel temelde kurulan üniversitelerinde evrim karşıtı diye bir düşünce en minik bir zemin bulamazken.. En önemli mesleki bilim dergilerinde tek bir evrim karşıtı araştırma yer bulamazken..  Evrim karşıtlarının savlarını kanıtlayacakları tek bir araştırmaları yokken ve bunu yapamazlarken..
Sen kalk, evrim kuramına bir “düşüncesi” de, yani indirge, sonra da öneminden fazla değer buluyor diye de hokkabazlık yap!
Sadece şunu diyebilirim: Şarlatanlık Marmara Üniversitesini ahtapotun kolları gibi sarıyor! Marmara Üniversitesi, bir adım daha atabilir ve “bu okulda evrim kuramı okutulamaz” bile diyebilir! Bu, rektörlerinin iki dudağı arasında değil mi!
***
Toplantıyı, Marmara Genç Vizyon Kulübü adı altında, üniversitede yaratılış görüşünü kabul ettirmek amacıyla örgütlenmiş cemaatçi/tarikatçi öğrenciler düzenlemiş. YÖK’e bağlı resmi kurul Türkiye Öğrenci Konseyi ve Marmara Üniversitesi Öğrenci Konseyi de etkinliğin düzenleyicileri arasına katılmış..
Yani YÖK destekli bir toplantı var karşımızda.. YÖK’ün ne kadar “bilimsel” olduğu göz önüne alınırsa, hem şaşırmamış oluruz hem de YÖK’ün denetlediği bir kuruluş aracılığıyla, bilimdışı çalışmaların üniversitelerde bizzat arkasında olduğu gibi bir durumla da karşı karşı olduğumuzu görürüz!
***
Türkiye üniversitelerinde evrim, dolayısıyla bilime karşı duran bir gurup “akademisyen”in adını görüyoruz kouşmacılar arasında kimler var?
Buca Eğitim Fakültesi biyolojiden Prof. Dr. İrfan Yılmaz; Emekli Prof. Adem Tatlı; Gazi Üniversitesi  Eğitim Fakültesiden Prof. Turan Güven; KTÜ Biyokimyacı Prof. Eşref Edip Keha; Yıldız Teknik’ten Prof. İsmail Kocaçalışkan; İstanbul Üni. felsefeden Prof. Cengiz Çakmak; Celal Bayar inşaat mühendisliğinden Dr. Ömer Faruk Noyan; Ve Sağlık Bakanlığı Proje Koordinatörü ve YÖK ilgilisi Dr. Nihat Buğra Ağaoğlu.
 “Sempozyum” a katılanlar arasındaki “bilimciler” arasında tepeden tırnağa bilime aykırı kitap yazanlar ve tezler ileri süreler var. Mesela, Hz Adem’in boyunun 30 metre olduğunu ve insanların dinozorlarla yaşadığı dönemler olduğunu söyleyen bilim şarlatanları var! Evrimi yaratılışla birleştiren kitabını, Saidi Nursi’den alıntılarla destekleyenler var! Darvin kuramını, “bilim kılıfı giydirilmiş ideoloji” olarak gören “prof”lar var! Bunlardan biri de, YÖK tarafından üniversiteden atılmıştı..
Böyle bir toplantıya ev sahipliği yapmak, bilim adına utanç vericidir.
ODTÜ Öğretim Elemanları Derneği, evrime karşı çıkartılan “yaratılışçılığın” arkasında, aşırı dinci Amerikalıların bulunduğuna dikkat çekti..
***
Üniversite Dernekleri Konseyi özetle diyor ki:
Rektörlük, evrim-karşıtlığının üniversitelerde bilimmiş gibi sunulmasına fikir özgürlüğünden yola çıkarak olur veremez. Bilimde özgürlük son derece önemlidir, ancak bilim dışı safsataların üniversitelerde “bilimmiş” gibi tartışmaya açılması bilimsel özgürlükle bağdaşmaz. Üniversiteler bilimsel bilginin üretildiği kurumlardır. Bilimsel bilgi ise inançla değil, bilimsel süreçlerle üretilir. Bir kişinin inanç sahibi olması bilim yapmasına engel değildir, ancak o kişi bilimsel süreçlere dayanarak bilim yapmak zorundadır.. Yaratılış görüşü bilimsel bir zemine dayanmamakta, bir inanç sistemini temsilen karşımıza çıkmaktadır.
Devamla diyorlar ki:
Bu sempozyumun bir üniversite çatısı altında yapılmak istenmesindeki amaç, topluma işlenmeye çalışılan evrim karşıtlığının üniversiteden ve bilim dünyasından destek görüyormuş algısının yaratılmasıdır. Oysa uluslararası bilim dünyasında bugün evrim kuramının aksini kanıtlayan bir tek çalışma dahi olmadığı gibi, genom çalışmaları kapsamında yapılmakta olan araştırmalar sürekli evrim kuramını desteklemektedir.  
M.Ü. Rektörü Prof. Dr. Zafer Gül’ün, bu sempozyumu “bilimsel faaliyet” ve yaratılışçılığı da bilimsel görüş olarak kabul ettiği anlaşılıyor.
Yani, daha ne desek acaba? Dilimizin ucuna gelenleri tutalım en iyisi ve öğrencileri de bu toplantıyı boykota çağıralım…
Gelecek Cuma yeniden birlikte olmak dileğiyle..
 CBT 1312, Gündem, 11 Mayıs 2012

1 yorum:

  1. Sayin Bursali,

    Evrim kuramina karsi cikan hemen herkesin ortak paydasi, bagnazlik ve dusuncelerinin her turlu bilimsel dayanaktan yoksun olmasi olarak ozetlenebilir. Bilimsel dusunce sahibi insanlar tarafindan ciddiye alinmamanin baskisi altinda ezilen bu "yaradilis" grubu son yillarda "intelligent design" adi altinda, dis kabugu -en azindan Adem-Havva efsanesine kiyasla- sozum ona bilimsel gorunen yeni bir sarlatanlikla ortaya cikti. Ozellikle ABD'de bu yeni "kuramin" okul mufredatlarina sokulmasi icin evancelist hiristiyanlar tarafindan buyuk bir mucadele verilmekte.

    Isin ilginc yani Turkiye'de bu konu konusulma degeri bile gormemekte, rasladigim tek tuk tartismalarda da kamuoyu "Harun Yahya" gibi konunun uzmanlarinca (!) "aydinlatilip" herkes mutlu bir sekilde yasantisina devam etmekte. Kuskusuz bunda ulkenin olaganustu yuklu gundeminde goreli olarak karmasik, dusunmeyi ve arastirmayi gerektiren bir konunun kendine yer bulmasinin guclukleri de ayri bir etken. Buna bir de "nufusunun %99'u musluman" bir toplumda boylesine "kafa bulandirici" bir konuyu gundeme sokmanin sakincalari eklenince bugune kadarki sessizligin nedenlerini anlamak zor olmuyor.

    MU'deki sempozyuma benim de ilk tepkim "tuyler urpertici" oldu. Ancak biraz daha serinkanli dusununce goruyorum ki bu konu bilimsel dusunce yandaslarinin pek de oyle gorundugu gibi kayip hanelerine yazilmayacak. Evrim konusunda zaten sifir noktasinda olan bir toplumda kaybedecek baska bir zemin mi var? Yaradilis ve dinci kamp olayi tartismaya acarak Turkiye'de hicbir zaman yanmamis bir atesi harlatarak canlandirmaya calisiyor. Belki de son donemdeki iktidar mucadelesindeki bu yobaz zihniyetin basarilari baslarini oyle bir dondurdu ki Dunyanin yukselen yeni "guc odagi"indan evrim gibi konulara el atip, irk-din ayrimi gozetmeden dunyanin butun yobazlarini ayni ideal cevresinde birlestirme yolunda ilk adimi atiyorlar. Diyebilirsiniz ki sempozyumda evrim teorisini savunacak kimse yokken bu nasil tartisma olacak? Aklini, mantigini bilimsel dusunceye kapatmis insanlarla nasil tartisabilirisiniz? Ustelik hangi saygin bilim insani adinin bu kafadaki kisilerle ayni sempozyumda gecmesini ister? Ancak bilimsel dusuncenin ve onu savunanlarin buradaki kazanci, olayin bu haliyle medyaya yansiyip en azindan gundem bulmasi oldu. Birakalim dinciler, yobazlar kendi cukurlarinda calip oynasin, liberaller de tunedikleri tepelerden onlara alkislarla tempo tutsun. Dunyada kutuplasma yaratan boylesine bir konunun ulke sinirlarini asmasi hic de zor olmayacak. MU'nun itibar kaybina gelince, aci ama bu olay tarihlerinde kolay silinmeyecek bir ibret vesikasi olarak kalacak. Bu oradaki yonetici ve ogretim uyelerinin kendilerini hizaya getirmeleri icin kulaklarina bir kupe olursa ne sans. Yoksa universite nitelemesinden vaz gecip islam aleminde El Ezher ve benzerlerleriyle medrese kategorisinde siralamaya sokulurlar.

    Saygilar,

    Ilker Dincer

    YanıtlaSil