Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

16 Ocak 2012 Pazartesi

“İşimiz Bitti, Artık Bu Adam Senin!”


Cehennem alevlerinin giderek arşı alaya yükselmeye başladığı bir Türkiye”deyiz.. Kılıçdaroğlu’nu Balbay’ın yanına göndermek için, Silivri’den bir ateş daha yakıldı!
İktidarın Yeni Şafak’ı geçen yıl 4 Ekim’de “Çember daraldı, Kemal Bey içeride” manşetini atmıştı.
O zaman Erdoğan, Alman vakıflarından para aldıkları uydurmasıyla CHP’ye yüklenmiş ve yargıyı CHP ve liderinin üzerine salmak istemişti. Fos çıktı!
O sırada atılan “çember daraldı” manşeti, aslında bugün içindi! Türkiye’de çemberi daraltıyorlar hergün!
Bakın Başbuğ içeride! Arkasından, cemaatçi tetikçiler haberi verdi: Arkası gelecek!
Büyükanıt hakkında soruşturma açılmış.. O da, “bireysel kurtuluş hava cıvadır”ı göreceğe benzer! Sırada başka generaller var. Görevde veya emekli!
Genel kurmay başkanlarını ve komutanları makamlarına atıyorlar, tepe tepe kullanıyorlar.. Emekli olunca onları ne yapıyorlar dersiniz??
Bizim işimiz bitti, artık bu adam senin”, diyerek yargılarına teslim ediyorlar!
***
Kılıçdaroğlu’na bakıyorum, iktidar askere vurdukça “yetmez ona da vur” havasına girdi! CHP lideri, “Askerler tutuklandıkça bu ülkeye demokrasi geliyor” soytarılığını ülkeye yutturmaya çalışan iktidarla örtüşmemeli! Bugün hukuksuzluğun bataklığında olan, yüzlerce subay ve aileleri var! Ülkenin vicdanı kanıyor!
CHP liderliği, davalardaki hukuksuzlukları, saçmalıkları, çoktan çürütülmüş iddiaları görmezse, insan haklarını ve gerçek hukuku savunmazsa, ülkenin dayanılacak demokrasi gücü ve kalesi olamaz ve oy da alamaz! AKP ve yandaşlarının “değerlerini” paylaşarak, iktidar olunmaz.
Silivri çadır tiyatrosunda sadece Balbay ve Haberal yok! Uydurulmuş belgelerle Balyoz adıyla derdest edilen koca bir deniz kuvvetleri ve bağlantıları var! Türkiye’nin karanlık geleceği, oradaki tezgahlarda dokunuyor!
Kılıçdaroğlu bugün orduya vurarak daha çok demokratik lider ve demokratik parti olamaz! Kendini demokrasi ayar merkezi sanan, iktidarın tvlerinden yemlenen, sözde denge gözeten, veya tamamen iktidarın kümesinden öten bir kaç gazeteciye şirin görünmek için bunu yapıyorsa, yanlış!
Bugün artık şu veya bu nedenle içeri tıkılan askerler, içeri tıkılacak yenilerine, Kılıçdaroğlularına, gazetecilere, diğer sivillere kapıları açıyor demektir!
Kılıçdaroğlu’nun çevresinde bu gelişmeyi görecek ve söyleyecek insanlar var mı, yok mu..
***
Türkiye’yi bir siyasi yargılama ülkesine dönüştüren Erdoğan’ın rotası belli. Koyulaşan bir otoriter siyasi rejimin bütün altyapısı her yönüyle tamam gibi. Yandaş hukuk ve yargı yapılandırılmasıyla, çadırın çimentosu döküldü. Şimdi üzerinde dans ediyorlar!
Bu şüphesiz uzun soluklu, İslami bir toplum ve yönetim tasarımıdır.
İşte, 19 Mayıs gösterilerini (*), “İslami toplum kurmanın koşulları var Türkiye’de” diyen ve Başbakanın yanından asla eksik etmediği Milli Eğitim Bakanı yasaklıyor.. Lafı ağzında eveleyip geveliyor, havalar soğuk da, çocuklar üşütmesin de, derslerinden geri kalıyorlar da... Ben olsam bunları söylemeye utanırım!
Bir iktidar milletvekilinin Kurtuluş Savaşı’nda Yunanlılarla savaş olmadı demesinden sonra, bu karar geldi.. daha önce de bir tarihçi soytarı, bize milli kurtuluş savaşı diye yutturdular demişti!
***
Adım adım söküyorlar geçmişi ve kendi geleceklerini inşa ediyorlar!
Silivri, Balyoz, Ergenekon, Odatv ve daha niceleri, hepsi, bu “geleceklerinin inşası”nın temel taşlarına dönüştü; bu taşlar başlangıçta da öyle konmuştu zaten, ama bazı aymazlar sandı ki, demokrasinin taşları döşeniyor!
Daha önce yazdım: Erdoğan ve ortaklarının bu dörtnala gidişleri için, en büyük güvenceleri, ABD ve AB.. Daha doğrusu, öyle hesap ediyorlar.
İçeride kuracakları diktatörlüklerine karşı, Batılılara sundukları, Ortadoğu planlarına yardımcılık..
Suriye’yi yıkma girişimlerinin Türkiye’den planlanması, operasyonların başlaması, bu politikanın sonucu. Batı için Türkiye’den daha iyi bir sopa bulunamaz Suriye ve İran’a karşı!
Böylece, despotluklar, hukuk tanımazlıklar karşısında, Batıdan bir kaç cılız ses dışında büyük bir ses yükselmeyecek..
Hesap bu, ama tutar mı?
(Yarın, Erdoğan İktidarını Ne Yıkar?)
--15 Ocak 2012 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
(*) Bloğuma (günce’me) dün bu kon15 Ocak 2012 / Bilim ve Siyaset – Orhan Bursalıuda bir yazı koydum.
--

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder