Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

27 Ocak 2012 Cuma

İran, Nükleer Bomba, Fizikçilerin Öldürülmesi


“İran ve Suriye’nin işini bir an önce bitirelim ki, daha Doğu’ya, Çin’i engellemeye yönelelim!”

Bu hafta dolaylı siyasete giriyoruz. Çünkü İran’da yeraltı casuslar savaşı ve suikastler sürerken, olaylar yanıbaşımızda atom savaşı korkusu da yaratmakta. İran’da dördüncü nükleer fizikçi suikastle öldürüldü. Bu suikastleri, yeraltı savaşlarında ABD-CİA ile birlikte dünyanın en usta ülkesi İsrail’in gerçekleştirdiği konusunda büyük bir görüş birliği var. Gerçeği tam bilemeyebilirsiniz, ama gerçeği görürsünüz, “görme olayı” somut kanıtlarla desteklenmek zorunda değildir. Ama İsrail varsayımını ortaya attığınızda, yüzde 99 çevre “kanıt”ı buna işaret eder. Bu “hukuki” değil, siyasi analizdir!
Ortadoğu meselesinin özünde iki olay yatıyor. Birincisi Filistin, ikincisi ve belki de daha önemlisi petroldür. Bu kapsamda Ordoğu’nun dünya gemenlik stratejisinin da kilit noktası olduğunu söyleyebiliriz. Petrolün hala kapitalizmin ve tüm ekonomilerin candamarı olduğunu bilmeyen yok. Bütün çatışmalar, guruplaşmalar, örgütlenmeler, siperler, cepheler, çatışmalar, bloklaşmalar bu iki “koza”nın üzerinde örülmekte.
Filistin meselesi İsrail ve Batı tarafından çözümsüz bırakılmaktadır. Bunun İsrail tarafından anlamı, paylaştıkları topraklar üzerinde İsrail egemenliğinin sürmesidir. Burada adil bir barış yok, İsrail’in sürekli sopası ve Filistin’i bastırması var.
Bu baskı, bir zamanların hiddetli İslam ve Arap ülkelerini parçalamıştır. Zengin Arap ülkeleri Amerika/Batı yanlılığı- aracılığıyla İsrail’den yanadır. Irak tepelenmiştir, Libya-Kaddafi tepelenmiştir. Sadece, birbiriyle dayanışma içindeki Suriye ve İran kalmıştır. Batı stratejisi şimdi bu iki ülkeyi de çökertmeye yöneldi.
İşin aciliyeti var üstelik: İran başarılı atom silahları üretme programını sürdürüyor. Eğer gerçekleştirmediyse hâlâ, bir-iki yıl içinde atom bombası üretim aşamasına ulaşacak. Bu bakımdan İsrail-Batı, bu süreci durdurmak, engellemek için vargüçleriyle çalışıyor. Süreci kesemezlerse, bölgedeki tek atom silahına sahip ülke olan İsrail dengelenmiş olacak..
Hiç istemedikleri bir sonuç! Özellikle İsrail’in.. Şimdi Batı, ambargo ile İran’ı dize getirmeye yöneldi. Petrol ambargosu ile İran’ın gelirlerini azaltmak ve dolayısıyla atom sürecini kesmek istiyorlar. AB, İran’la petrol ve ürünleri konusunda yeni sözleşmeleri yasakladı, 1 Temmuz’da bütün petrol alış veriş sona erecek, enerji teknolojileri satılamayacak. İran Merkez Bankası aktifleri AB’de kısmen dondurulacak. İran AB’den altın ve değerli maden satın alamayacak.
ABD, Fransa, İngiliz emperyalistlerinin 16 savaş gemisi, iki uçak gemisi dahil, körfezde. ABD gökyüzünden de bütün bölgeyi kontrol etmeye çalışıyor. İran’da da karışıklıklar kışkırtacaklardır. Suudi Arabistan ve diğer küçük uydu İslam ülkeleri de mali kaynak akıtmak için devrede. Bunlar zaten Suriye’deki kışkırtmaların da arkasında.
İran Hürmüz Boğazı’nı petrol trafiğine kapatma tehdidiyle yanıt verdi. “Kapatırsak bir daha açamazsınız” diyor. Petrol pahalanacak. İran’ın günde 2,5 milyon varil petrol satışında, aslan payı aslında üçüncü ülkelerin: Çin %22, Japonya %14, Hindistan %13, Güney Kore %10, Türkiye %7..  İran petrollerinin yüzde 32’si doğrudan AB ülkelerine satılıyor.
İşler kötü. Rusya ve Çin’in, İran ve Suriye’nin boğulmak istenmesine karşı oldukları biliniyor. Bu durum Batı’nın bölgedeki karanlık ve karışık işlerini zorlaştırıyor. Tabii onlar için en iyisi, uşakları İslam ülkelerini kullanmak. Hem kolay, hem bedava!
Şüphesiz ki Türkiye topun ağzında. Suriye’de Ankara’nın öncü rol üstlendiğini, daha fazlası için yanıp tutuştuğunu biliyoruz. Birleşmiş Milletler’de Suriye’ye ambargonun reddedilmesi, Ankara’ya çok üzmüştü! Burada İran şimdi daha önem kazandı! Ankara ne yapacak?
***
Gördüğünüz gibi Ortadoğu’da koza böyle örülüyor.
Bölgeye huzurun gelmesi ve petrolün bütün dünyaya özgürce akması için, en önemli nokta olarak adil bir Filistin- İsrail barışı adımı onyıllardır atılmazken, tercih şantaj, baskı ve savaş yönünde kullanılıyor.
Şüphesiz ki ekonomileri çökmekte olan Batı emperyalistlerinin bugünkü Ortadoğu stratejisinin büyük çerçevesi, Çin’in ekonomide egemen ülke konumuna yükselmesiyle de yakından ilgili..  ABD askeri güç yığımını o tarafa doğru kaydırıyor. Bu açıdan, Ortadoğu uzun vadeli bir egemenlik bölgesi oluşturulmak projesinin, Doğu’ya uzanan ayakları da bulunuyor. Yani konu salt İsrail güvenliğini aşıyor!
İşte İran ve Suriye’nin işini bitirilmesinin aciliyetinin bir nedeni de bu. “Burayı bitirelim ve güvence altına alalım ki, Doğu’ya yoğunlaşalım.”
İranlı nükleer fizikçiler de bir bir bu stratejinin kurbanları olarak hayatlarını kaybediyor.. Gelecek Cuma yeniden birlikte olmak üzere..
--Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji, Sayı 1297, 27 Ocak 2012, Gündem

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder