Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

17 Aralık 2011 Cumartesi

Yeni YÖK Başkanı ve Bir Performans Kıyaslaması


Yeni YÖK Başkanı ve Bir Kıyaslama
Üniversiteden bir dostumdan, yeni YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya’nın bilimsel performansını sordum. Web of Knowledge veri tabanından araştırıp gönderdi. Bu veri tabanı, Web of Science'ı, Science Citation Index Expanded (1945’den bugüne), Social Sciences Citation Indexes (1956’dan bugüne) ve Arts & Humanities Citation Index (1975’den bugüne) isimli atıf indekslerinin Web ortamında taranmasına imkan veren çok disiplinli bir veritabanı olarak bilinir. Bilim insanlarının, bilimsel aktivite-araştırma, bilime katkı anlamında ne yaptığı, araştırma makale ve kitaplarının ne kadar okundukları konusunda bilgi verir. Bu evrensel bir ölçümdür. 
Cetinsaya, G”  ismiyle araştırıldığında, karşımıza Çetinsaya’nın 7 bilimsel yayını ve bütün bu yayınlarına da topu topu 7 referansı/atıfı çıkıyor. İşte yayınları:
1)           The Cambridge History of Turkey, vol 4, Turkey in the Modern World, makale, 2011, henüz 0 atıf.
2)           Turkey-Iran relations, 1979-2004: Revolution, ideology, war, coups and geopolitics, makale, 2007, 0 atıf
3)           The caliph and Mujtahids: Ottoman policy towards the Shiite community of Iraq in the late nineteenth century, 2005, 0 atıf
4)           The Ottoman view of British presence in Iraq and the Gulf: The era of Abdulhamid II, 2003, 1 atıf
5)           Turkish foreign policy, 1774-2000, 2002, 0 atıf,
6)           Rethinking nationalism and Islam: Some preliminary notes on the roots of 'Turkish-Islamic synthesis' in modern Turkish political thought; 1999, 6 atıf;
7)           The well-protected domains: Ideology and the legitimation of power in the Ottoman empire, 1876-1909; 1999, 0 atıf..
Bu bilgileri, basında bazı köşe yazılarında, Gökhan Çetinsaya’nın parlak bir bilimsel kariyeri olduğuna ilişkin görüşleri okuyunca, veriyorum… Bu yazarlar, kendilerine söylenenlerin doğruluğuna neden bakmazlar? Şüphesiz, Çetinsaya’dan “hayır eksik taramışsınız, şu makalelerim ve atıflarım da var” şeklinde gelecek bir düzeltmeye açığız.
Yukarıdaki makaleleri araştıran bilim insanımız bir de not düştü bize: “Makale 1, 2, 5, 7 kitap eleştirisi görünüyor, 6.makale ise derleme. Geriye kaldı 2 araştırma makalesi.” Tabii bunların İslam ve Orta Doğu araştırmalarına yer veren dergilerde yayımlandığını da ekleyelim.
Bir not daha var: “Yusuf Ziya Özcan nasıl oldu da Cumhurbaşkanı’na danışman oluyor? TÜBA üyelerini 67 yaşında çürüğe çıkartan cumhurbaşkanı, daha yaşlısını nasıl başdanışman alıyor acep?
***
Çetinsaya’nın parlak bir bilimsel kariyerinden değil, ama parlak bir siyasi ilişkiler ağından bahsetmemiz mümkün. Geçen yıllarda iktidarın bağışladığı büyük ve değerli arsalar üzerinde kurulan, “Bilim ve Sanat Vakfı”nın Şehir Üniversitesi rektörlüğünde bulunuyordu Çetinsaya. Bu Vakıf, Ülker Grubu’nun desteğiyle yürüyor. Vakfın kurucuları arasında Dış İşleri Bakanı Davutoğlu da var; basında yer alan haberlere göre, Çetinsaya için Davutoğlu “hocası” ve “üstadı”. Yine aynı haberlere göre Çetinsaya, F. Gülen cemaatinin kontrolündeki Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın da üyeleri arasında. Siyasal Bilimler Fakültesi’nde okumuş (Ankara), doktorasını dışarıda yapmış, Hacettepe ve İTÜ’de çalıştıktan sonra Şehir Üniversitesi rektörlüğüne getirilmiş. Çetinsaya, Davutoğlu’nun dış politika görüşlerini tamamen benimsediği, ifadelerinden anlaşılıyor. Çetinsaya’nın atanmasında başrolü Davutoğlu’nun oynadığı da, basında yer alan haberler arasında.

235 MAKALE VE 13.600 ATIF
Şimdi bir kıyaslama yapacağım. Kıyaslamayı bu kez fazla tanımadığınız bir bilim insanımızla yapacağım. Prof. Dr. Miral Dizdaroğlu, Türkiye Bilimler Akademisi’nin seçkin üyelerinden biri iken, hükümetin TÜBA’ya üye atama yetkisini üstlenmesi üzerine istifa etmişti. Dizdaroğlu’nun hakemli dergilerde yayınlanmış
* 235 makalesi var var.
* Bu makalelere yapılan atif sayisi 13.600.
* h-indeksi ise 60.
Bir kısım ödülüne bakalım:
1. Amerikan Kimya Derneği’nin en başlıca ödüllerinden biri olan “Hillebrand Ödülü” (1989).
2. TÜBİTAK Bilim Ödülü (1993)
3. ABD Hükümeti’nin Gümüş ve Altın Madalya ödülleri (1993 ve 2005).
4. Türk-Amerikan Dernekleri Asemblesi tarafından, bilime yaptığı katkılardan dolayı “Yılın Türk-Amerikalısı” seçmesi (1993).
5. Polonya’da Nicolaus Copernikus Üniversitesi’den Onursal Doktor ünvanı erildi (2000).
6. 4500 kişinin çalıştığı ve ABD’nin ikinci en büyük Ulusal Laboratuvarı olan National Institute of Standards and Technology (NIST)’de 2000 yılında yapılan bir ankete göre, son 19 yıl içinde NIST’te çalışmış ve çalışan 17.000 bilimci arasında en çok atıf alan bilimci.
7. “NIST Fellow” ünvanı (2006).  Bu ünvan 4500 kişi arasında sadece 30 kişiye verildi şimdiye kadar.
8. Dokuz Eylül Üniversitesi’den Onursal Doktor (2009).
9. TÜBA üyeliği (2008).
10. 2010’da yine çalıştığı kurum NIST, Dizdaroğlu’na en yüksek bilimsel ödülü olan “Stratton Award”u verdi.
***
Sanmayın ki, sadece Dizdaroğlu bu kadar başarılı bir bilimsel kariyere sahip. Daha pek çok insanımız da benzer niteliklerde. Ama siyaset, bilimsel başarılara bakmıyor ülkemizde. Siyasi görüşlerine, ilişkilerine, yandaşlığa bakıyor!
Ükemize yazık ki yazık!
 ---Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji, s.1291, Gündem, Orhan Bursalı, 16.12.11

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder