Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

6 Aralık 2011 Salı

Cemaat + İktidar Terörü!.. Güle Güle Tanilli


Mustafa Balbay 1000.ci gününü devirdi. Sadece Mustafa’nın durumu bile, bir hukuk sisteminin nasıl siyaseten ve yargısal olarak zalimce işletilebileceğinin somut kanıtıdır!
Ergekon-Balyoz ve sonraki gazeteciler davaları bir zincirdir, hepsi zincirin birer halkasıdır. Bütün bu davaları birbir ardına dizen aynı kimsedir, kimselerdir, örgütlerdir, partilerdir, iradedir.. Aynı iktidardır!
Yargı ve Hukuk, bizde adeta “İdam Mangaları”na dönüştürüldü!
Bu sistemde şimdilik etkili olan, iktidarın “temizlikçi” ortağı, emniyette ve hukukta gayet iyi örgütlenen cemaat kurumudur! Bunu görmemek için de kör olmak gerekir! Bütün bağlantıların kesişim noktasında onlar ortaya çıkıyor.
Bakın, örneğin Başbakan Yardımcısı, ilelebet tutukluluğa bir kaç kez sesini yükseltince, en büyük çığlığı, cemaatin polis-yazar takımı yükseltiyor. Nasırlarına basılmış gibi!
Hemen hepsi “Adalete müdahale etmeyin, siyaset hukuka mahkemelere karışmasın, tarafsız kalsın, bu bir suçtur...” diye basbar bağırıyorlar!
Onların bu tutumu, olayı aydınlatan bir turnusol kağıdıdır!
***
Kitap fuarında, bir okurla sohbet ediyoruz.. Yargıç olduğunu belirtiyor... Hazır bulmuşken soruyorum adalet sistemi içinde cemaat örgütlenmesini.. yüzde 20-30 diyor, “ama etkin yerlerde”. Büyük çoğunluk ise boyun eğdirilmiş-eğmiş durumda.
Burada merak ediyorum, adı Ali Dibo’ya çıkmış Adalet Bakanı, cemaatçi mi yokta AKP’li mi?
Emirleri Başbakanından mı alıyor, yoksa Okyanus ötesinden mi?
Adını anmayalım, o yüksek kurulun yüzde kaçı cemaatçı?
Şüphesiz, adaletin kılıcı, çift kocalı olduğu için, hem AKP operasyonları (İzmir ve diğer CHP’li belediyeler gbi) hem de Cemaat operasyonları için çalışıyor!
***
Mustafa ve diğerleri, intikamın da ötesinde, dini ağırlıklı tek parti diktatörlüğünün, tek parti devletinin yeni düzenini kurma amacının esirleridir..
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türk üyesi Işıl Karakaş, adalet sistemizinin içinde bulunduğu karanlık durumu “ifade ve basın özgürlüğü açısından en kötü durumda olan ülke Türkiye” diyerek açıkladı!
“Geçen yıl 6500 başvuru vardı, 2011’de 9 bine ulaştı.. Gazeteci tutuklamada en kötü devlet Türkiye, örneğin ikinci sıradaki Fransa’da 10 olay varsa, Türkiye’de 200, bu kadar arada fark var!” (NTV’deki söyleşiden)
Türkiye en çok mahküm olan ve en çok tazminat parası ödeyen ülkedir! 2010 yılı taznimatlarının yüzde 40’ını bu iktidar ödedi!
Bu durum, cemaat-AKP iktidarının gerçek yüzüdür!
Geride ne varsa, hepsi palavradır, sahtedir..
Bu iktidar gittiğinde, adalet sisteminin tepeden tırnağa demokratikleştirilmesi ve hukuksallaştırılması, ülkenin birinci derecede sorunudur..
Biliyorum ki, Balbay ve diğer tutuklular, bu bilinçle ayakta duruyorlar!

GÜLE GÜLE TANİLLİ!
Server Tanilli, benim gözümde direncin timsali! Her koşul altında direncin! Bu açıdan, insanın en zor koşullara uyum yeteneğinin ender örneklerinden biri!
Uyum derken: Alışıldık- normal koşullarda herkes hayatını sürdürür! Olağanüstü koşullar ortaya çıktığında ise, çok azınlık hayatta kalır ve yaşamını sürdürebilir! Zor koşulların üstesinden gelmek ve hayatta kalmak, şüphesiz birinci derecede bedenin fiziki koşullarıyla ilgili olsa da, birinci derecede, beyin ile ilgilidir!
Çünkü beyin insanın, bedenin kumanda panelidir!
Üretme, mücadele etme, yazma ve doğru bildiklerini durmadan açıklama yüksek iradesi 33 yıldır Server Tanilli’yi ayakta tuttu!
Çabası, kişiliği, dünyaya sosyal bakışı, geride bıraktığı eserleri, daha onlarca yıl eğitici ve öğretici bir zenginlik ve insan örneği olarak, Türkiye’ye hizmet edecektir!
Güle güle sevgili Tanilli..
--1 Aralık 2011 / Bilim ve Siyaset – Cumhuryet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder