Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

22 Kasım 2010 Pazartesi

Füze Kakıştırması -1


Batı bizim ana yönümüz, o nedenle füze kalkanı projesine evet demeliyiz..” Hiç sorgulanmadan veya bilinçli olarak edilmiş bir söz veya alınmış bir tavır. Bu, en hafifinden yapacağımız bir değerlendirmedir.
Bu tavra denecek o kadar söz var ki.. Ama en iyisi bazı saptamalarla konunun özü olan fikre yönelelim:
-Füze Kalkanı projesinin “ana”sı, 1980'lerin Reagan döneminin Yıldız Savaşları Projesi'dir! (Stratejik Savunma Girişimi) Bu Amerikanın ulusal savaş stratejisinin yeni konseptiydi ve dış haberler şefliği ve yayın müdürlüğü yaptığımız o dönemde ve daha sonra proje  üzerine çok yazıp çizdik! ABD proje üzerinde 1983'den beri çalışıyor. Yani para harcıyor!
- 1980'ler, Rusya ile rekabetin alabildiğine sürdüğü yıllardı. 1990'dan sonra SSCB çöktü, ama proje rafa kaldırılmadı, daha yavaştan pişirilmeye alındı. ABD Savunma Bakanlığı “savaş projeleri” için varolan bir bakanlıktır. Büyük harcamalarla savaş sanayini finanse eder. Nitekim bu projeye şimdiye kadar 100 milyar doları aşan masraf yaptı.
- ABD gibi emperyalist süper devletin (ve İngiltere gibi eteğindeki diğerlerinin) ve büyük savaş sanayilerinin sürekli “düşmanlara” ve “savaşlara” ihtiyacı vardır, şüphesiz ayakta kalmak için, varlıklarını sürdürebilmek için.
- Savaş için yaptıkları harcamaların yüzde birini barış sağlamak ve savaş nedenlerini ortadan kaldırmak için yapmazlar...
- SSCB çöktükten sonra, “düşman”, Amerikalı teorisyenlerin tezleriyle destekledikleri “Medeniyetler Çatışması” oldu.  Burada önemli olan “Medeniyetler Çatışması”nı engellemek değil, geliştirmek, kışkırtmak ve savaş sanayinin bir konusu yapmaktı! Emperyalizmin her zaman küresel düşmanlara ihtiyacı vardır!
- Küresellik-müresellik, kapitalizm varoldukça değişmeyecek temel gerçek, ulusal çıkarlar ve karakterlerdir. Ulus devletler, kapitalizm çağının ürünleri olduğuna göre, ulus/ülke/devlet çıkarları, bütün gelişmelere damgasını vuracak ana özelliktir (*).
Nitekim bütün gelişmeler de bunu gösteriyor: Tek merkezli bir dünya, hızla yerini yeniden çok merkezli bir yapıya bıraktı. Rusya, Çin ve daha pek çok “ekonomik’ odaklar ortaya çıktı; “Batı” krizle çöktü; dünyada eksenler değişti ve çoklaştı!
***
- Füze Kalkanı projesinin bence 6 niteliği var:
a) Savaş sanayi üretimini durmadan geliştirmek;
b) savaş-savunma harcamalarını dünyada arttırmaya zorlamak ve savaş sanayi için müşteri arttırmak;
c) dost –düşman cepheleri yaratmak;
d) küresel rekabette savaş kapasitesini/gücünü, yanındaki “dost” ülkelerde/kampta liderlik baskısı/pozisyonu olarak kullanmak;
e) kendi (Batı!) kampında olmayan diğer kamplar ve güçlü ülkeler için üstünlük/hegemonya rekabetinde büyük bir koz olarak elde tutmak;
f) Muhtemel bir “dünya savaşı”nı ise, kendi topraklarının çok ötesinde, başka ülkelerin topraklarında karşılamak ve yapmak...
***
Füze Kalkanı Sistemi'nin sanki hedefi, İran gibi köktendinci rejimlerden gelecek “saldırıları” karşılamakmış.. Kalkan daha önce Rusya'yı da hedef alıyordu! Şangay (İşbirliği Örgütü) İttifakı da var.
 ABD, kalkan projesiyle çok yönlü ve her türlü büyük siyasi rekabeti hedef almaktadır. Ama güncel olarak İran – İslamcı köktendinci şiddetçileri kullanmaktadır!
Füze Kalkanı Projesiyle, NATO'nun bir soğuk savaş aracı olması özelliği arasında hiç bir fark yoktur! Avrupa ve Türkiye, diyelim ki bir küresel savaşta, ABD'nin ön cepheleridir!
Yeter ki, ABD ulus devletine savaş bulaşmasın, bütün dünya ateşe atılabilir!
Amerikalı savaş sanayi ve muhafazakar güçleri, hasarsız atlatabileceklerine inansalar, şu küresel krizden çıkmak için bir savaşı bile göze alabilirler!
Ancak, şimdilik böyle bir savaşta ayakta kalabilecek tek ülke Çin'dir!
Savaş, zaten gerçekleşecek olan Çin'in dünya liderliğini zadece hızlandırır!
Yarın, bu açıdan Türkiye ve Batı İttifakı'na bakacağız..
---
(*) "Ulusyıkıcılığı Zamanları”, Orhan Bursalı, Cumhuriyet Kitapları, Ekim 2010)
--
21 Kasım 2010 / Bilim ve Siyaset 

2 yorum:

  1. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Orhan bey size canı gönülden katılmakla birlikte,düşüncelerinizdeki haklılığı yakın bir zamanda göreceğiz.

    YanıtlaSil