Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

8 Mart 2018 Perşembe

Enerjide uzun vadeli kazık: Geleceği satıyorlar

5 Mart Pazartesi, 2018 / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet

Önemli bir saptama ile girelim yazıya:
* Artık Allah bilir kaç yıl sonra işletmeye alınacağı belli olmayan mesela Mersin Nükleer Santrali’nden üretilecek enerjiyi Türkiye Devleti, kilovat saati 12,5 cent’e alacak. On yıllarca.
* Ve açıklanan yeni rapor: Yenilenebilir enerji fiyatları yıldan yıla düşüyor. Yenilenebilir enerji iki yıl içinde fosil yakıtlarından daha ucuz hale gelecek. Yenilenebilir enerji fiyatlarında şu düşüşe bakın: 2010’da kilovatsaati 30 cent iken 2017’de 10 cente indi, önümüzdeki 5 yılda daha düşmesi bekleniyor. Yenilenebilir enerjiler, (su, kara ve deniz rüzgar, güneş, biyo kütle. Jeotermal... ) 10 centin altında seyretmeye başladı. Karadaki rüzgar enerjisi 6 cente kadar geriliyor. Su elektrik santralleri ve jeotermal en ucuz: 4 – 5 cent.
Fosil yakıtların ortalama fiyatı ise 17 cent üzerinde. Şüphesiz çevreye ve sağlığa verdiği zararların toplum maliyeti ise hesap edilemeyecek kadar fazla.
Fark büyük, çünkü enerji kaynakları arasında 1 centlik fiyat ucuzluğu- pahalılığı bile kullanımda milyarlarca lira fark yapıyor.

Herkese Bilim Teknoloji dergisinde Yüksel Atakan’ın yayınlanan araştırmasında, Türkiye’nin toplam elektrik üretiminde Güneşin payı komik mi komik durumda: Yüzde 0,38. Buna karşılık rüzgarın payı giderek gelişiyor: Yüzde 5,65
Türkiye elektrik enerjisinin yüzde 66’sını fosil kaynaklardan elde ediyor.
Rüzgar ve güneşin payı yüzde 6’nın atında.
Almanya da ise rüzgar ve güneşin payı yüzde 22 kadar: Rüzgar % 16.1; Güneş % 6,1
Kıyaslanamayacak bir fark var.
Almanya rüzgar ve güneşe yöneldi. Bu ülke güneş ülkesi değil! Türkiye’ye koşuyorlar yazın.
 Türkiye ise yıllardır üzerimizden bedava akıp giden güneş enerjisine bakıp duruyor.
Kömür santralleri sağlıklı değil, enerjisi düşük linyitler gündemde hep. Modern filtre sistemleri kullanılmıyor, çünkü fiyatı yükseltiyor. İktidar ise toplumun sağlığının kötüleşmesini, havanın yaşanmaz hale gelmesini tercih ediyor.
Enerji konusunda doğası, sanayisi karartılmış bir ülkede yaşıyoruz.
Çok hızla güneş ve rüzgara odaklanacaklarına, milletin küçük ırmaklarına göz dikiyorlar, onları kurutuyor ve yaşamı öldürüyorlar.
Tamam ülkenin enerjiye ihtiyacı var, ana mesele bu enerjiyi nasıl, hangi yollardan sağlayacağıdır; ucuza mal edecek, ucuza kullandırtacak, ayrıca sanayinin rekabet gücünü artıracak.
Dahası var: Toplumu ve sağlığını koruyacak...
Ve belki de en önemlisi de şu: Kendi kaynaklarına dayanacak, kendi nitelikli insan gücünü geliştirecek; yenilikçi, üretici, yapıcı kılacak.

Nükleer santralleri biz yapmıyoruz, yabancının parası ile yapılıyor, dolayısıyla fiyatı 12,5 cent.
İktidarın 3-5 tane nükleer santral projesi var.
Bırakın potansiyel olarak sahip olduğu ciddi büyük ölümcül tehlikeleri...
Pahalı nükleer enerjiye teslim olmuş bir ülke ekonomisinin rekabet edebilirliği hızla düşüyor.
Gelişmiş ülkeler kullandıkları enerjiyi giderek ucuzlatırken..
Türkiye ise kullanılan enerjiyi pahalandırıyor.
 ---




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder