Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

18 Mart 2018 Pazar

“2.500.00 sahte seçmen var”

18 Mart Pazar, 2018 / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet

Ne yazmıştım? “Bu işi sandıktan önce bitirecekler, tüm önlemlerini alıyorlar...”
CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen’in “nüfus kayıtlarında yapılan değişikliklerle yeni seçmenler yaratıldı”, açıklaması neden tartışılmıyor? Seçim güvenliği deyince, slt seçim sandıklarında oyların düzgün kullanılmasının anlaşıldığı bir dönemdeyiz henüz. Oysa, mesele öncelikle seçim kütüklerinde... Perşembe yazımda bir örnek vermiş ve Bakırköy’de 160 seçmenli bir sitede 26 fazla seçmen yazıldığı ve bunun da yüzde 16 sahtekarlığa denk geldiğini belirtmiştim.
Haluk Pekşen, “Ölmüş olan insanların kayıtlarıyla oynanarak, nüfusta yeni bir vatandaşlık numarası ile sahte kimlikler oluşturulmuş. Türkiye bu büyük skandal kayıtlarla seçim yapamaz. Seçimler şimdiden şaibeli ve lekelidir,” diyor. Neden üzerine gidilmiyor.
Aile seceresinde yüzbinlerce ölmüş insanın sağ olduğu ve bunların adına seçmen kütüklerinde başkalarınca oy kullandırılacağı da ortaya çıktı.

Organize çete işbaşında

Pekşen, belgelerle açıkladı:
Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından açıklanan kayıtlarda, ölmüş olan birisinin kayıtlarıyla oynanarak nüfusta yeni bir vatandaşlık numarası ile sahte kimlikler oluşturulmuş. Türkiye bu büyük skandal kayıtlarla seçim yapamaz. Seçimler şimdiden şaibeli ve lekelidir... Babasının adı Osman Fikret, ancak verilen kayıtta Osman Fikri oluyor. Dedesinin adı da değişiyor Mehmet Nafiz olan dede ismi sadece Nafiz oluyor. Bütün kayıtlarda 01.07.1898 tarihinde doğan aynı kişi bir belgede 10.01.1989 tarihinde vefat ettiği görülürken diğer belgede sağ gözüküyor. Aynı kişi farklı kayıtlar da farklı vatandaşlık numaraları ile yer alıyor ve bir kayıtta ölü diğer kayıtta sağ görünüyor. Hepsi devletin verdiği nüfus kayıtlarında oluyor... Bu, bilerek ve planlı bir şekilde yapılan, organize bir işlemdir.”

“Ölüleri diriltin”

Ölülerin diriltilmesi, mezarlarından kaldırılan hayaletlerin seçmen sandıklarında oy kullandırılmasına Türkiye yabancı değil. Amerikanın darbecisi Fethullah Gülen terör örgütünün başı, 2010 Anayasa Referandumu’nda verdiği ölüleri mezarlarından kaldırın ve oy kullandırın talimatını unuttunuz mu? O zaman işbaşındaki Gülenciler, hiç olmazsa şimdi ortaya çıksınlar ve 2010’da yedikleri haltları açıklasınlar!
Bu kez seçimleri normal koşullarda kazanamayacaklarını gördüklerinden, sahte seçmen üretme işini çok büyük çaplı örgütlemeleri gerektiğini saptadılar. Apartmanlarda oturan seçmenlerin çeşitli sandıklara dağıtılması, apartmanında kaç yüz sahte seçmen olduğu kontrol edilemesin diye..

Sandıkların kontrolü: Yüzde 73

Köşe yazarları bu konuya es geçiyor. Bazıları seçim günü tüm sandıklara sahip çıkılması ve sandık tutanaklarının alınmasıyla olayın çözüleceği düşüncesinde hâlâ. Tamam bunun kesinlikle yapılması gerekir. CHP ve muhalefet bunu tam başaramadı bugüne kadar. Referandum’da kontrol edilebilen ve ıslak imzalı tutanakları alınabilen sandıkların tüm sandıklara oranı sadece yüzde 73. Yani yüzde 28 sandıkta neler olup bittiği bilgisi yok.
Ayrıca çoğu Doğu ve Güneydoğu’da 960 sandıkta sadece ‘evet’ çıktığını CHP açıklamıştı. Muhalif müşahitlerin sandıklara yaklaştırılmadığı yerlerde bu sonuçlara rastlandı. Bölgede başta jandarma olmak üzere devletin yerel görevlileri sandıklarda tek bir hayır oyu bile görmek istemediklerini söylüyorlardı, bana bu konuda çok sayıda bilgi iletildi. Önümüzdeki seçimlerde özellikle HDP’nin güçlü olduğu yerlerin tamamen kontrol altına alınmaya çalışılacağından şüphesi olan var mı?
CHP:  2 bin 645 sandıkta seçmen sayısından fazla oy kullanıldığı, 669 sandıkta bu rakamın çok yüksek olduğu tespit edildi. İstanbul Fatih’te 12 seçmenli bir sandıkta 190 oy kullanılırken gerekçe olarak, görevli güvenlik görevlilerinin o sandıkta oy kullandığı gösterildi.”
Bu görevliler başka hangi sandıklarda oy kullanıp yüce görevlerini yerine getirdiler bilinmiyor.

Zülfü Livaneli’den mektup


Çok haklısınız. Seçimi.. şansa bırakmak istemiyorlar. Zaten yöntemleri hep buydu. 94 yılındaki İBB seçimlerinde, zoraki aday yapılacağımı bilmeden ben de Sabah gazetesinde buna benzer uyarılarda bulunmuştum. Boş yazlıklara bile seçmen yazmışlardı. Hatırlarsanız bir hafta çöplüklerden kullanılmış oy toplandı, keşke o zaman bu işe dur denilebilseydi ama kimse aldırmadı, iş bu hale geldi. Şimdi varlığımız, geleceğimiz söz konusu. Ne yazık ki sizden başka bunu açıklıkla yazan pek yok..”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder