Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

17 Şubat 2016 Çarşamba

Dar zaman içine sıkışan, önemli sonuçları olacak 3 olay; Suriye, Başkanlık Rejimi Anayasa ve AKP içinde muhalefet

Türkiye zor bir sürece girdi. Düğüm üzerine düğüm. Hem içeride hem dışarıda. 6 aya bile kalmadan bu düğümlerin çözülme olasılığı yüksek.
Şüphesiz en önemlisi, şu sırada Suriye savaş arenasında çatışma-savaş süreci. Suriye’de çok yönlü örgüt ve devletler arasındaki savaşın yarattığı gerilimin en sıcak en gergin en kaybedecek gibi görünen tarafı Türkiye.. Ve tabii ki IŞİD ve türevleri.
IŞİD’i üstelik kısa sürece epey geriletecekleri açık. En çok 6 ay içinde. Ve IŞİD’le birlikte aynı kumaştan dokunmuş diğer terör ve köktendinci örgütler de kaybedecek.
Bu kehanet değil, sahadaki kimlikler bunu belirliyor: Rusya, ABD, İran, Şam, Hizbullah! (Ve Kürtler tabii ki.) Buna karşılık Türkiye yalnız (Suudi ve Katar, son tahlilde ABD’nin buyruğu doğrultusunda hareket edecekler.) Bu cepheleşmeden ne sonuç çıkar? ABD, (Kürt hassasiyeti nedeniyle) biraz Türkiye’yi oyalar, biraz Kürtlere geri durun der, ama kervan yürür devran döner.

Daha kötüsü olabilir: Rusya ile çatışma!
Evet bu olasılık ortada. Öyle az falan değil, yüzde 50.. Türkiye sınırdan top ateşleriyle PYD yerlerini bombalıyor. Dikkat edin, uçak uçuramıyor. Karada bombalamalar şimdilik sadece karşı tarafı rahatsız edici nitelikte olabilir, ABD’ye de “rahatsızız” mesajı iletir. Bu kadar uzaktan top atışlarıyla oradaki askeri amaca ulaşılması zordur. ABD, PYD’yi biraz geri çekebilir. Ama sonuçta, Kürtler olmasa da Halep ve civarını temizlerler.
Fakat bu top ateşi yanlışlıkla veya kasıtla, bölgedeki Rusları da hedef alır ve vurursa? Yanıtın ne olacağını burada yazmak gerekmez. Ankara savaş kışkırtıcılığı durumunda kalır. 
Özetle Ankara Suriye’de kaybedenler kulübünde yerini alacak gibi. Politikasında köklü bir değişiklik yapmazsa tabi. Bunlardan biri, Ruslarla anlaşma yolunu seçmektir. Türkiye ve çıkarları söz konusuysa, Rusya’ya karşı bugüne kadarki tutumdan çark etmekten daha önemli ne olabilir!
Başbakan herkes safını belirlesin diyor. Savaşın yanında değiliz; yanlışlıklarınızın, hırslarınızın, kötü politikalarınızın parçası olamayız. Türkiye’nin çıkarı, iktidar ve mensuplarının çıkarından çok daha üstündür.

Başkanlık Rejimi zorluğu
Şu 6 aylık dar zamanın içine sıkışan konulardan biri Başkanlık Anayasasıdır. Beştepe bu konuda kendine bir yol haritası çizmiş. Savaş burnumuzun dibinde, ama Başkanlık isteğine berdevam! Meclis’ten bu konuda bir uzlaşı metnin çıkabilme olasılığı çok çok az.
Çıksa çıksa, iktidara yakın en iyi olasılık olarak, RTE’nin sınırsız isteklerini dizginleyecek, güçler ayrılığına dayalı bir anayasa taslağı olabilir. 
Beştepe’nin programı “savaş ortamı”nda Başkanlığı çekip almayı hedefliyorsa, bunun tamamen geri tepme olasılığı artıyor bence..

Muhalif blok bütünleşiyor
AKP içinde dışlananlar bütünlüklerini koruyarak ve geliştirerek, duruyorlar. Daha önce de belirtim: Kimse bunların partiden kopmasını, görünür bir gelecekte beklemesin. Dün de Ayşe Sayın’ın belirttiği gibi, parti içinde varlıklarını sürdürecekler.
Ta ki, a) parti içinde varlıklarını sürdürmek imkansız hale gelsin, bu da yetmez b) gerçekten dışarıda bağımsız güçlü bir siyasi hareket olarak var olmaları gereği kaçınılmaz olsun.

6 ay gibi dar bir zamana sıkışmış bu önemli 3-4 olay, birbirini etkileyerek, iktidarı sıkıştırarak, Türkiye’nin de başına çorap örme olasılığı yüksek bir şekilde gelişiyor. Söyleyeyim: Buradan başkanlık falan çıkmaz. Seçim bile zor gibi.
16 Şubat 2016 Salı / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder