Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

26 Mart 2015 Perşembe

“Ya Evrimle Ya Devrimle...”

Diyarbakır’dan izlenimler üzerine ikinci yazı: Öcalan, artık bundan sonra silahla bir yere varılamayacak noktaya geldik, Kongre’nin toplanmasını ve silah bırakma kararının alınmasını tavsiye ettiği son açıklaması üzerine yazımda “PKK silah bırakmaz” demiştim. Çünkü Ortadoğu ve Türkiye fotoğrafı, PKK’nın bölge hedefleri bunu gösteriyordu. 
Zaten PKK’lı liderlerin Kandil’den yaptıkları açıklamalar da, Öcalan’ın çağrısına aykırı seslerdi. Nitekim en son KCK Yürütme Komitesi Eş Başkanı Bese Hozat, PKK'nın silah bırakması için Anayasa değişikliği yapılmasını gerektiğini açıkladı: Dolmabahçe mutabakatının her bir maddesi yerine getirilecek ve PKK o zaman silah bırakmayı görüşecek..
Zaten Diyarbakır’da olayları içeriden izleyenler de benzer düşüncede. Diyarbakır’da iki tanınmış şahsiyetle akşam yemeği sohbetindeyiz. HDP barajı aşamazsa ne olur diye soruyorum. Yanıt: Burada yaygın düşünce şu: Ya evrimle ya devrimle..
Evrim, parlamentoya girip aynı zamanda toplum içinde mücadele ile Kürt Hareketi’nin zaman içinde hedeflerine varması... Eğer parlamentoya giremezlerse devrim gündeme gelecek... Gelir mi gelmez mi bilemem, seçimlerden sonra bu tür anlayışlar değişebilir. Devrim’den ne kastedildiğini açıklamam gerekmiyor.

Seçim sonrası tablo ne der
Peki bugünkü tabloda seçimler sonucunda Meclis’te AKP’nin Anayasa değişikliğini sağlayacak çoğunluğu gözükmüyor. Ayrıca RTE, Kürt Meselesi diye bir sorun kalmadı.. Kürt vatandaşlarımızın sorunları varsa onları görüşür ve çözeriz, diyor. AKP-Kürt Hareketi arasında Çözüm Süreci nasıl ilerleyecek, ilerleyebilecek mi, yoksa RTE’nin bugünkü tutumu çerçevesinde, AKP defteri kapadı mı?!
Hele seçim sonuçlarını bir görelim, diyelim.
Şimdilik çıkartacağımız sonuç, PKK’nın Türkiye’ye karşı silah bırakması gündemde değil...
***
İkinci bir konu “Silah barışın güvencesidir” ifadesi. PKK-HDP saflarındaki ve yandaşlarındaki “korkmayın, PKK hedeflerine ulaşmadan silah bırakmaz” yaygın düşüncesini, HDP’nin eşbaşkanı Selahattin Demirtaş Meclis’te “Silah barışın güvencesidir” sözleriyle dışa vurdu.
Yani PKK, hem RTE’ye karşı hem demokrasinin hem barışın güvencesi olarak kabul ediliyor ve sunuluyor. RTE’nin ülkedeki demokrasi ve anayasal süreçleri rafa kaldırma pratiğinde olduğu biliniyor ve görülüyor.
Bu açıdan RTE’nin aslında PKK’ya güç ve destek verdirttiği rahatça söylenebilir. Dahası, PKK’yı içeride meşrulaştırıcı, güçlendirici rol oynuyor. PKK’nın IŞİD’e karşı Kobani savaşında da uluslararası meşruiyetini arttırdığını düşününsek..

“Barışın güvencesi silahtır”
Bu bakış, silahlı gücün karşısında da bir silahlı gücün varlığını zorunlu kılar. Şüphesiz TSK’dan ve bu gücün de aktif silah kullanımını gündeme getirir. Barışın güvencesi silahtır, sözünün tercümesi veya asıl cümlesi şudur: PKK, Kürt siyasi hedeflerini gerçekleştirinceye kadar silah kullanımını sürdürecektir.
Yani: Özerklik, anadilde eğitim, Kürtlerin isteklerinin Anayasal güvenceye  alınması gibi, Öcalan’ın programı gerçekleşir, ya da biz bu işi silahla gerçekleştiririz.
Bu Kürtlerin ulusallaşma siyasi programıdır. Yeni bir devlet-yönetim biçimini gündeme getirir. Bu da silahla dayatılmaktadır. Şimdi ben “PKK’nın siyaset üzerinde silahlı vesayeti ile, elinde silah tutan TSK’nın siyaset üzerinde bahsedilen vesayeti birbirinin aynıdır. TSK’ne bu açıdan karşı çıkanların, silahlı vesayeti dayatan PKK’nın ardında saf tutmaları, ilke olarak açıklanamazdır” diye yazdığımda kafalarını kuma gömdüklerini sanmıyorum. 
Bizde de taraftarı olan bu görüşün sahipleri şöyle diyor içlerinden: “Evet TSK’ya karşı, PKK’ya yandaşız, var mı bir diyeceğin..”
Size yok da, duruma var: Siyaset-Türkiye üzerinde silahlı vesayetin ve dayatmanın kalıcı barış ve sonuç üreteceğine inanmıyorum. Silahın olduğu yerde ancak silahlar konuşur. Silah barış üretmez. Silahlar arasında halk ezilir. Bu uzun süreli bir siyasi mücadele konusudur. Ayrı mı yaşanacak, özerklik mi olacak, veya hangi noktalarda bir uzlaşma olacak, milletin sürece katılımı ile ortaya çıkacak sonuçlardır.
Şüphesiz, bunlar için de siyasetin demokratikleşmesi gerekir. Silah mı bunu sağlayacak? Güldürmeyin..

Silah, sadece boyun eğdirme aracıdır. Hatta Kürtlere de!

--26 Mart 2015 Perşembe / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder