Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

22 Temmuz 2014 Salı

One Minute Yalanı: Barış Niyeti Olan Bağırıp Çağırmaz!


RTE’nin İsrail ve Filistin politikası, sürekli olarak Türkiye’nin kaybettiği ancak RTE’nin kazandığı bir tiyatro oyunu.. RTE iktidarı İsrail’in OECD örgütü üyeliğine 2010 yılında onay verdi..

Başbakan ve adamları yine kükrüyor ama boşuna.. RTE başından itibaren İsrail’e karşı izlediği güya Filisbtinlileri tutan politikası hem bir fiyasko hem de içi boş bir çuval..
Hepsi a) ülkemiz kamuoyunun ezilen Filistinlilere olan içten duyarlığı ve üzüntüsü üzerinden siyasal prim yapmak... b) Arap- müslüman kamuoyu üzerinde lider oyunu oynamak ve bunu da Türkiye’de yine siyasal yarara dönüştürmek.
Neden böyle diyorum, RTE’nin hiç samimi yanı olamaz mı İsrail-Filistin trajedisinde?
Şüphesiz, sıradan bir insan olsa düşünmeden var derim.. Ama ülkenin başında 12 yıldır oturan ve herşeyi propağanda ve yarar açısından mutlak liderliği için değerlendiren bir politikacı için evet diyeyem.
Şimdi soralım: RTE Davos’ta Şimon Peres’e 5 yıl önce, Ocak 2009’da One Minute diye bağırdı, hakaret etti ve açık oturumu terketti... Ortalık yıkıldı!
Eeee.. sonuç ne; RTE bağırıp terketmekle Türkiye ne kazandı, İsrail ne kaybetti ve Filistinliler ne kazandı?
 Gelin bir bilanço çıkartalım:
Filistinlilerin kazancı sıfır oldu, İsrail’in saldırılarını durduracak bir etkisi olmadı.. Sadece helal olsun dediler, yani RTE aferin aldı İslam dünyasından..  (bir şeye göre, Filistinliler cephede İsrail askerlerini “RTE geliyor!” diye bağırıp korkutuyorlarmış!).. Filistinlilerin somut bir kazancı olmadı. Bu işten kazançlı çıkan sadece RTE oldu! Hem orada hem burada bedava ve ucuz itibar kazandı!
İsrail’in sıfır kaybı oldu, politikalarını değiştirmedi, üstelik Türkiye’yi pataklayıp durdu..
Türkiye ise tam kaybetti.. RTE itibar kazanırken, Türkiye aşağılanıp durdu..
1. İntikam:  Mesela One Minute’ten tam bir yıl sonra, 2010 Ocağında, İsrail intikamı planlaması yaptı. İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon, kendisine nezaket ziyaretinde bulunmaya giden Tel Aviv Büyükelçimiz Oğuz Çelikkol'un elini sıkmadı, onu kendisinden alçak bir koltuğa oturttu, yani diplomatik olarak aşağıladı!
İkinci intikam: RTE’nin ikinci karşı hamlesi ve israli’in karşı saldırısı: RTE, üç ay sonra bir zkarşı hamlede buluundu.. Hükümet güdümündeki yardım örgütü, büyük tantanayla İsrail ablukası altındaki Gazze’ye yardım amaçlı olduğunu açıkladığı Mavi Marmara gemisini savaş alanına gönderdi. İsrail 31 Mayıs 2010’da gemiye korsanca baskın yaptı ve 9 Türkiye cumhuriyeti yurttaşını öldürdü.
 RTE’nin One Minute politikasıyla başlayan süreç, Türkiye’ye itibar ve insan kaybettirdi.
Ama bakıyoruz, bu politikaların baş rol oyuncusunun kaybettiği bir şey yok! Ancak aklı ile düşünmeyen kalabalıkların ülkesi olan Türkiye’de böyle bir durum ortaya çıkabilir!
RTE şimdi Cumhurbaşkanlığı için çıktığı meydanlarda İsrail’e yine veryansın ediyor.. Tamam da, kardeşim bu şiddetinin Filistinlilere bir yararı mı, İsrail ordusunu ve bombalarını mı durduruyor, Filistinlilyerin ölmesini mi engelliyor..
RTE’nin İsrail nutuklarının sadece Cumhurbaşkanlığı için kendisine oy devşirme yararı var.
***
Bu ülkenin kadim Türk İslam sağcısı Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, Zaman gazetesine demeç vermiş; diyor ki:
Erdoğan’ın One Minute çıkışması, danışmanlarının tasarladığı bir kurgu idi, bu gibi şeyler film sahnelerinde olur, muhatabın cevabı beklenir. Sonra karşılığını verirsiniz, toplantı devam eder. Ama dramatik hale getirme, film setlerinde olur. ..
Yani, RTE’ye itibar ve puan kazandırmak için bilinçli olarak düzenlenmiş tek yanlı bir tiyatro oyunu.. Kim bedelini ödedi: Türkiye...
***
Örneğin RTE, İsraille diplomatik ilişkileri kesmiyor.. 12 yılda ticaret yüzde 350 artarak devam ediyor. Enerji Bakanı biz devlet olarak satmadık diyor, ama Türkiye’den İsrail jetlerine yakıt satılıyor. Örneğin bunu denetlemek veya yasaklamak iktidarın aklına gelmiyor.. Para olunca mesele, RTE’nin boynu kıldan ince..
İsrail, 7 Eylül 2010 tarihinde, Ekonomik vİşbirilği ve Kalkınma Örgütü’ne –OECD- üye oldu. RTE hükümeti, bu üyeliğe onay verdi. (www.oecd.org/about/membersandpartners/list-oecd-member-countries.htm). Türkiye, 1960 sonunda kurulan OECD’ye bir yıl sonra üye olmuştu!
Dün Enerji Bakanı ayrıca “Atom komisyonuna üyeliğine izin vermedik” diyor.. Ama İsrail’in kendi dönemlerinde OECD’ye üyeliğini saklıyor! 
Malatya’da kurulan NATO kalkanı, İsrail’i de koruyor, bilgiler İsrail’e akıyor..
Daha bir sürü numara..
Sonra meydanlarda nutuk at, soykırımda Hitler’i bile geçti diye tarihsel yalanları savur..
RTE ve iktidarının İsrail’e bağırıp çağırması boştur, zerre kadar inandırıcılığı yoktur..
***
Filistin’e yardımcı olmak, İsrail üzerinde etkin olmasıyla mümkün. Bu etkini sadece iyi niyetle kullanabilirsin.. Sessiz sakin diplomatik derin politikalarınla..
Yoksa İsrail’i tam düşman olarak karşısına alan, üstelik bunun temeli yalan ve iç politika numaralarıyla dolu olunca, zerre kadar barışa, Filistinlerin ezilmesine yardımın ve hizmetin olmaz..
Bağırıp çağırınca, insan sanıyor ki, şimdi kalkıp oraya savaşa da gidecek..
RTE’nin bu propagandasının tek bir gerçek yanı var: Müslüman Kardeşlerin Filistin kolu olan Hamas’ın ezilmesi karşısında politik duygusu..
Çünkü kendisini İhvan’ın (Mısır’da Mursicilik gibi), yani Müslüman kardeşlerin uzantısı ve parçası olarak duyumsuyor..

--21 Temmuz 2014, Pazartesi /  Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder