Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

27 Temmuz 2014 Pazar

YÖK yasal üyeyi beğenmiyor.."Şunu Değiştirin!!

Hiç bilmiyordum, ama gelen mektup ortaya koydu ki, hem trajik hem komik bir durum yaşanıyor. YÖK yönetimi, Eğitim-Sen’in, YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’nda yasal olarak bulunan üyesi Prof. Dr.Mustafa Altıntaş’ı “beğenmeyerek”, Kurula sokmak istemiyor ve değiştirilmesini istiyor.. En iyisi Altıntaş’ın bu konudaki mektubunu okuyalım.. Sonra kısa yorum yapalım..

***
“Sayın Bursalı, YÖK ve Rektörlerin, üniversite bileşenleri olan öğretim elemanları ve öğrenciler üzerinde estirdikleri disiplin terörü, 1981’den bu yana sürüyor. Buna karşın üniversite çalışanları, sendikaları ve dernekleri eliyle yürüttükleri kitlesel ve yargısal çabaları sonucu, üniversitelerin disiplin kurullarında ve YÖK-YDK’nda temsilci bulundurmaları hakkını (*) kazandılar.
Eğitim-Sen, bu yasa ve kararlara dayanarak, 20.12.2012 günlü yazısı ile, benim “YÖK-YDK’nda temsilci-üye olarak yetkilendirildiğimi”  YÖK Başkanlığı’na bildirdi.
Bu yetkilendirme üzerine, üyelerimizin Rektörlüklerince iletilmiş olan disiplin dosyalarının görüşüleceği 31.01.2013 günlü YÖK-YDK toplantısına katıldım. Ancak, sonraki 28.02.2013 günlü toplantıya katılmam engellendi. YÖK Başkanlığı, 10.04.2013 gün ve 18455 sayılı yazısıyla, engellenmemin nedenini şöyle açıklıyor: Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun görev ve yetki alanı memurların mali ve sosyal hakları ile sınırlı olduğundan, bu kapsamda olmayan disiplin hükümlerinin Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararıyla değiştirilmesinin mümkün olmayacağı, bu nedenle yetkesiz bir kurulun almış olduğu kararın 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu kapsamındaki disiplin işleri bakımından mümkün olmayacağı..
YÖK üyeleri, kendilerini oraya getiren siyasal iradenin ürünü olan yasayı ayakları altına aldı. Bu hukuk tanımazlığı, Hakem Kurulu Kararlarının yürütülmesinden sorumlu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile yargıya taşıdık. Bakanlık, sendika temsilcisinin Disiplin Kurullarına katılımının gerektiğini söyledi ve yargıya taşıyın dedi..
İdare Mahkemesi, YÖK Kararını mahkum etti ve 15 Kasım 2013 günü gerçekleşen YÖK -YDK toplantısına katıldım. YÖK Başkanlığı, yaklaşık 10 ay, hukuka aykırı biçimde, sendika temsilcisinin katılımının engellendiği YÖK-YDK kararları ile, üyelerimiz hakkında giyotin işlevini gördü, rektörlükler tarafından estirilen disiplin terörünün tetikçiliğini, kapalı kapılar arkasında yapmayı sürdürdü..
YÖK-YDK toplantılarına, sendika temsilcisi olarak katılımım, ikinci kez, 22.05.2014’de engellendi. YÖK Başkanlığı, Eğitim-Sen Başkanlığı’na 09.05.2014 gün ve 28343 sayılı bir yazı göndererek, yerime başka birinin temsilci olarak görevlendirilmesini istedi. Gerekçeleri ise tam bir kara mizah örneğini oluşturuyor:
Bu çerçevede sendikanız tarafından görevlendirilen temsilciniz Prof.Dr.Mustafa Altıntaş, üyelerinizle ilgili dosyalar görüşülürken Kurulumuzda bulunmuş ve hukuki çerçevede diğer kurul üyelerine tanınan haklar kendisine de tanınmıştır. Ancak, Prof.Dr.Mustafa Altıntaş bu Kurullarda üye sıfatı ile katıldığı ve ilgili kişi hakkında yapılan oylamada oy hakkının bulunduğu hususunu göz ardı ederek, müzakerelerine katıldığı sendikanız üyesinin avukatı gibi hareket etmekte, kendisine gösterilen tüm iyi niyet çabalarını sonuçsuz bırakarak bu tavrından vazgeçmeyip kurul içerisinde tartışmaya ve huzursuzluğa yol açmaktadır. Nitekim Prof.Dr.Mustafa Altıntaş 19.03.2014 tarihli YDK toplantısına da iştirak etmiş ve kurul tutanaklarında da kayıtlı olduğu üzere üyeniz olan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi öğretim görevlisi Ömer Faruk Kırniç’e ait Üniversite teklifinin (sınavda, gezi parki olaylarına ilişkin seçmeli ve isteyenlerin yanatlaması koşulu ile,yorum sorusu sorması nedeni ile, kamu görevinden çıkartılma cezası önerisi) görüşülmesi aşamasında (kamu görevinden çıkartılma cezası onaylandı) diğer bir kurul üyesine sesini yükseltip hakaret içeren ifadeler kullanmak suretiyle kurulda gerginliğe neden olmuştur.”
Eğitim-Sen, yerime başka birinin temsilci olarak görevlendirilmesi yolundaki istemi, 12.06.2014 gün ve 1050 sayılı yazısı ile geri çevirdi. Eğitim-Sen yanıtında; İLO’nun 87 numaralı “Sendika Özgürlüğüne ve Örgütlenme Hakkının Korunmasına İlişkin Sözleşmesi’nin 3. maddesine” göndermede bulundu:
Çalışanların ve işverenlerin örgütleri tüzük ve iç yönetmeliklerini düzenlemek, temsilcilerini serbestçe seçmek, yönetim ve etkinliklerini düzenlemek ve iş programlarını belirlemek haklarına sahiptirler. Kamu makamları bu hakkı sınırlayacak veya bu hakkın yasaya uygun şekilde kullanılmasına engel olacak nitelikte her türlü müdahaleden sakınmalıdırlar”.. hükmünü belirterek, sendikanın, temsilcisini belirlemekte serbest olduğu, sendika temsilcisi olarak Prof.Dr.Mustafa Altıntaş’ın toplantı dışı tutularak alınacak disiplin kararlarının hukuka aykırı düşeceği uyarısında bulundu.
YÖK Başkanlığı, ulusal ve uluslararası hukuk kararlarını bir kez daha çiğneyerek, 19 Haziran 2014 günlü oturuma da, temsilci olarak katılımımı, zora dayalı olarak önledi, üyelerimizden kimileri ise, temsilcisi olmaksızın savunma haklarını kullanmayacaklarını belirtti...
Bütün bu anlatımlarım, 1981’den bu yana üniversiter sistemimizin başına çöreklenmiş ve giderek siyasal iktidarın egemenliğini yükseköğretim kurumlarında egemen kılan bir yapıya dönüşen YÖK,  yasa ve hukuk tanımazlığını yineleyip durmakta...”
Prof. Dr. Mustafa Altıntaş
YÖK-Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) Üyesi, (Eğitim-Sen Temsilcisi Olarak)

(*) Bu kazanımın dayanağını “4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Yasası”nın19/f maddesi, 4/7/2005 – 2005/9138 BK KARARI” ve 9.5.2012 günlü “Kamu Görevlileri Hakem Kurulu Kararı”nın 20. Maddesi oluşturuyor."
***

Mektubu biraz kısalttım. Burada otaya çıkan, ama yıllardır bildiğimiz gerçek şu: Kurullarda muhalif kimse olmamalı.. Kimsenin hakkı hukuku savunulmamalı ve YÖK’ün vermeyi kararlaştırıldığı karar, kurulda hemen kabul edilmeli.. Bu tür kurulların demokratiklikle zerre kadar ilgisi yok. Akıl orada olmaz, ortak akıl hiç olmaz, sadece tek düşünce olur.. Kabul mu derler, bütün parmaklar evete kalkar..
Böyle bir “rejime” ne denir, artık YÖK kendi adını koysun..

Gelecek Cuma yeniden burada olalım..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder