Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

11 Şubat 2014 Salı

İktidar, Gizlenme Peşinde / Neyin Özel Hayatı / Gül Veto?

Yine “demokratik paket” diye ortalığı yıkıyor hazretler. İktidar, attığı her adımın, yaptığı her yasanın ne kadar üstün demokratik nitelikte oduğunu söyler ve buna da ad takar: İleri Demokrasi! Ama bakmışsınız, attıkları her adımda iki basamak daha düşmüşüz, milletin boğazına biraz daha sıkmışlar, beyinlere düşüncelere yeni kelepçeler takmışlar..
Neymiş şimdi de, efendim “özel hayatı” koruyacaklarmış.
Siz mi! Siz mi özel hayatı koruyacaksınız.. RTE iktidarı mı? Silivri davalarında özel hayatları paramparça etmek için, F-Tipi savcı ve yargıçlarınızla birlikte, bütün Türkiye’yi allak bullak ettiniz.. Ne yasa dinlediniz ne ahlak, ne namus dediniz ne vicdan.. İnsanları intihar ettirdiniz! Kılınız kıpırdamadı! Arka planda kahkaha sesleriniz yükseliyordu! Zıkkımlanıyordunuz, bir-üç beş-yetmez-villalarınızı Türkiye’nin her yerine dikiyordunuz! Medyadaki tetikçi utanmazları, milletvekili yaptınız üstelik..
Özel hayat mı?
Hayır efendim ne özel hayatı! Ülkeyi yönetenlerin, milletimizin paralarını istedikleri gibi harcayanların, Hazine’yi kontrdol edenlerin, ülkenin – insanların kaderi konusuhnda söz sahili olanların ösel haatı mı olurmuş.. Politikacı, halkın karısında bütün yaptıklarıyla çıpyak, saydam olmalıdır öyle görünmelidir, halk her adımınızı bilmelidir, ne yaptığınızı ne içtiğinizi ve ne …
Çünkü burası Türkiye, çalanların çırpanların ülkesi.. Ütülenlerin, soyulanların ve Türkiye’nin “Analarının a… koyacağız” diyenlerin.. Dolarlarla dolu ayakkabı kutularının.. danışmanlık büroları açarak iktidarla işi olanların paralarını cebe dolduran bakan çocuklarının…
***
Özel hayatmış.. Bu ne zaman akıllarına geliyor? İktidarları, bakanları tepeden tırnağa yolsuzluk iddialarıyla sarsılmaya başlayınca (Bravo Cemaaat! Kırk yılda ilk kez Türkiye için iyi bir şey yaptın! Ama unutma, günahlarını temizlemek için daha çoook ekmek yemen gerek!).. RTE ailesinin vakfına belediye ve hazineden kamu arsaları malları yağdığı ortaya çıkınca.. Bakanlarının yasa dışı işler çeviren telefon konuşmaları sapır sapır dökülünce İnternet’e.. Bakanlarına yönelik soruşturmaları sürdüren tüm savcı ve polisler görevden alınınca.. Yolsuz ve rüşvet konularını örtbas etmek, iktidarın bir nolu zorunlu acil işi haline gelince..
Tak, İnternet yasası..
Bir telefon mu dinlenecek.. Üç yargıçın üçü de evet diyecek.. Ülen, üç kişilik bir mahkeme heyeti, 2/3 oyla ömür boyu hapis kararı veriyor..  Hiç kimse, yahu bu kadar ağır ceza için yargıçların oybirliği gerekmeli, demiyor! Ama bir telefon dinlenecek, oybirliği istenecek! Artık buna sadece çüşş diyebiliriz.. Bir yargıç karşı çıkarsa, uyuşturucu, hırsızlık, cinayet, bakan suçları, vatan hainliği, yolsuzluk.. hiç bir şey için dinleme karar alınamayacak..
Anımsayan var mı, 1998-1999 adli yıl açılış konuşmasında ö dönemde Yargıtay 1. Başkanı olan Mehmet Uygun, "yargıç vicdanı ile cüzdanı arasında sıkışabiliyor" demişti. O sırada bu sözler, maaş yetersizlikleri nedeniyle yargıçların içinde bulundukları durumu anlatılıyondu.. 
Şimdi ise, buna cemaat yargıçları ve iktidar yargıçları eklenince, yargının nasıl, siyasi, dini ve  ideolojik kanaatlarıyla hukuk/yasa arasında da sıkışıp kaldığını görüyorsunuz. Söylüyorum: Siyasetin dinlemeyin dediği bir telefon için, yasal dinleme kararı verilmesi zordur..
***
Özetle, Türkiye tamamen yamuk bir diktatörlük yönetimine giriyor.. Hiç bir şeyi izlemek mümkün olmayacak. Yeni bir mücadele dönemi başlayacak.. Yasal olmayan dinlemelerin önüne geçilecek ve özel hayatlar korunacakmış.
Hayatlarımız ve ülkemiz için karar veren politikacıların yasadışı bütün konuşmalarını açıklamak, saydamlaşmaya hizmettir ve kamu yararınadır. ABD’yi sarsan ve bütün dünyayı saydamlaştıran belgelerin yayını, bütün dünyaya ve açıklığa hizmet etti..
Siyasi yöneticilerin, kamusal vakıf ve derneklerin, devletle iş tutanların faaliyetlerindeki her türlü yamukluğu açıklamak, demokratik bir haktır, özgürlüğe yarar. Tam da yolsuzluk ve rüşvetin örtbas edilmek istendiği sırada dayatılan İnternet yasası, hırsızlığı yasallaştırmayı amaçlıyor. Bu kadar açık seçik her şey…
Başbakanın önceki günkü konuşmasını okuyorum: “Türkiye’yi kasetler yoluyla kayıtlar yoluyla hukuk ihlallerinin olduğu bir ülke konumundan çıkartıyoruz.” 
Vay vay.. Son 5 yılda bu engellemeye tek bir örnek gösterin de inanalım! Baykal’a ve MHP’lilere yönelik kaset şantajlarını da “onlar önlemiş”ler.. 
Bu kasetleri seçim alanlarında kullanan kendileriydi! Kılıçdaroğlu ile ilgili “SSK’yı batırdı, Rahşan Affı ile kurtuldu” demesi ne kadar doğruysa, kasetleri biz durdurduk lafı da o kadar doğrudur.

GÜL VETO EDER Mİ
Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin ve dünyanın özgürlük taleplerine kulak verir ve İnternet yasasını geri çevirir mi?

Bence bu, Cumhurbaşkanlığı, seçimler, parti başkanlığı, başbakanlık konusunda RTE ile bir anlaşma yapıp yapmadığı ile yakından ilgilidir. Henüz aralarında anlaşma yoksa bile, eğer kendi siyasi geleceğini bizzat kendisi çizmeyecekse, gerekirse RTE’yi karşısına almayacaksa,kendi kariyeri için bir plan ve programı yoksa, bu yasayı onaylar diye düşünüyorum..
10 Şubat 2014 Pazartesi / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder