Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

1 Temmuz 2013 Pazartesi

Gezi: Halkın Siyasete Doğrudan Katılımı


Çıkarttığım ana fikri söyleyeyim öncelikle: Halk doğrudan demokrasi yoluyla siyaset yapmaya başladı.. Gezi olsun parklardaki forumlar olsun, halkın siyasete doğrudan katılımıdır...
Halkın siyasete doğrudan müdahalesi karşısında derin kaygıya kapıldılar, biz ne halt edeceğiz bundan sonra diyorlar. Haklılar! Halkın sahaya çıkması “kaos”tur, “darbeye çağrı”dır onlar için! Bakın hele..
İktidarın adamları, Gezi direnişleri için “iktidarı sokakta yıkma girişimi, darbeye davetiye çıkarmaktır” desin ve savcılarına darbe girişiminden dava açın desinler.. AKP’nin bir “akiladam”ı, “sorunlu demokrasilerde çare, kaosa ve despotik yönetimlere çanak tutmak değil, demokrasiyi ilerletmek için yeni programlar oluşturmaktır” fetvaları versin..
“Sorunlu demokrasiler”de halk düğümü çözer, yol gösterir, tıkanıklıkları giderir, dikta yönetimlerini dengeler.. Demokratik bir denge kurar..
İşte Taksim Gezi’de olan tamamen budur!
***
Çağımızda halkın iktidara katılımcılığını artıracak bütün programlar, demokrasiye niteliksel iyileşmeler getirir. AKP’nin, yerele dikkat edeceğiz, katılımcılığı arttıracağız gibi yazılı metinlerinin aslında yüzdeyüz yalan olduğu ve halkı aldatmak amacını taşıdığı açığa çıktı. Gezi Parkı’ndan RTE’ye ne!
Gezi Parkı’na sahip çıkmak için verilen büyük mücadele, ülke çapında AKP’nin ülkeyi yönetme biçimine de bir reddiye, bizzat siyasete katılmayı fiiliyete dökmedir.
Düşünün: bugüne kadar onmilyonlar, sadece sandıkta oy vererek siyasete katılıyordu. Siyasete katılımlarının ikinci yolu, televizyonlarda tartışma programlarını izlemek biçimindeydi. Çeşitli görüşlerin temsilcileri lak lak lak konuşuyor, millet de pasif izliyordu…
Canlarına tak dedi.. Sahaya indiler. Taksim’e çıktılar.. Gaz yediler. Gözünü canını kaybettiler. 
Sonar bir şey daha oldu: Taksim’den İstanbul’un parklarına çekildiler.. Parklar her görüşten insanın düşüncelerini doğrudan dile getirdiği forum alanlarına dönüştü.. gecenin bir yarısı, alçakça yalan haberler yazan iktidarın tasmalı medyalarının binalarına yürüme ve protesto etme kararları bile alınmaya başladı!
***
Forumlar, halkın siyasete doğrudan müdahale ettiği, doğrudan siyaset yaptığı alanlardır artık.
Siyasete aktif katılımcılık dönemi başladı. Bu forumların ateşi sönmemeli. Şüphesiz her gece her gün sürdürülebilirliği bir süre sonra mükün olmayacak. Ama her önemli konuda, parklarına doluşarak, iktidarın gündeme getirdiği sorunları tartışması, kararlar alması, bunları topluma açıklaması ve en doğal hakkı olan yürüyüş ve mitinglerle farkındalık yaratması, siyaseti doğrudan etkilemeye çalışması, katılımcılığı hayata geçirmesi, demokrasiyi sadece güçlendirir..
Çok bilmiş yazarlar ve politikacılar der ki, kardeşim iktidarın icraatinden memnun değilsen, bekle genel seçimleri, sandığa oyunu atarak iktidarı değiştir.. İşte sandık demokrasisi dediğimiz budur.
Düşünün: Ülkede demokrasi yok veya tamamen eksik, sadece bir sandık var. Yüzde 10 barajı var. Siyasal kültür diktacı özellikte. İktidara geldiğinde, her istediğini yapacağını sanma alışkanlığı yerleşmiş. Basın özgürlüğü baskılanmış, gazeteciler içeride, medya patronları iktidarın baskısı karşısında boyunlarını giyotine uzatmış.. İşverenlere bile büyük saldırı var.. Bir polisiye devlet inşa ediliyor.. kamuoyu tek yanlı güdülünmeye çalışılıyor. Yargı iktidar taraflısı kılınmış.. Haksızlık, hukuksuzluk diz boyu.. Anayasaya yasalara uymaya bir iktidar var..
Neymiş, halk beklesinmiş, kurulacak sandıkta iradesini belli etsinmiş..
Neden halk anayasal haklarını sonuna kadar kullanmasın? Baskılara, beğenmediği yasalara karşı çıkmasın, parkları doldurmasın, mitingler düzenlemesin..
İktidarın bütün olanaklarıyla, yasal veya yasadışı her türlü araçıyla kamuoyunu etkilemesine v yönlendirmesine karşı, alternatif bir demokrasi sesi olarak ortaya çıkmasın?
Ben park forumlarında halkın, 10 yıl sonra bile, siyaset başta olmak üzere, kendisini doğrudan lgilendirecek sorunlar üzerine fikirlerini dile getireceğini düşlüyorum. Park forumlarının kurumsallaşmış demokrasi forumları olmasını arzu ediyorum!
Bu, Gezi Parkı direnişinin en büyük kazanımlarından biri olacaktır.
Beraberce, birlikte içinde, hep beraber siyaset.. Halk “siyasete indi”…
Ne güzel, dört yılda bir seçim sandığı onların olsun!
---1 Temmuz 2013 Pazartesi / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder