Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

11 Ocak 2013 Cuma

Çeteciler Zor Durumda


Önceki gece “Dörtbirtaraf”ta tanınmış o iki kadın gazeteciyi izledikten sonra kanaat getirdim ki, mahkeme-polis-savcı önlerine “kardeşim yeter artık biz de Balyoz diye bir darbe planının olmadığına inandık” deseler bile, onları da Balyozculukla, Ergenekonculukla ve darbe planını örtbas etmekle suçlayacaklar.. Mahkeme kararını bozarsa, Yargıtay’a da saldırırlar mı?
 İşi o noktaya tırmandırdılar ki, TSK açıklamasını bile çarpıtmakta yarıştılar. Mahkeme, darbe belgelerinin asıllarının genelkurmayda olduğunu gerekçeli kararında belirtiyor. TSK “..dava konusu tüm delillerin asıllarının bulunduğu ve Genelkurmay Başkanlığınca Mahkemeye gönderildiği şeklinde basında yer alan iddialar asılsızdır” yanıtını veriyor. Mahkeme bu tepkiyi görünce “biz bütün belgeler TSK’de demedik” diye yan çiziyor. Malum koro hep birlikte (Zamancı H.Gülerce dahil!) hayır TSK öyle demedi diye boru öttürüyor!
Dani Rodrik durumu şöyle yorumladı: “Davanın bir faydası (!), sahte delil üreten çetenin boyutlarını, etki alanını ve destekçilerini gözlerimiz önüne serdi.” Rodrik nazik bir insan!.. Benim aklıma ise “acaba sahte delillerin hazırlanmasına basından kimler katkı koydu” bile geliyor!
Rodrik’ten bahsedince, konuyu en iyi bilen insan olarak, gerekçeli karara yaptığı eleştiriyi kısaltarak buraya almak gerek (http://balyozdavasivegercekler.com/2013/01/08/balyoz-mahkemesinin-neresinden-tutsan-elinde-kalan-gerekcesi/) Ama siz aslını okuyun.
***
*Mahkeme,  Balyoz CD’sinin 2003 de değil, çok daha ileri bir tarihte (en erken Ağustos 2009′da) oluşturulduğunu gösteren kanıtları niye gözardı etti?
Balyoz belgeleri iddia edildiği gibi en son 2002 ve 2003′de kaydedilip Mart 2003′de (tek oturumda) CD’ye kaydedildiyse, a)  Cami bombalama krokilerinde 2003′de var olmayan ve ilk defa Office 2007 ile kullanılmaya başlanan XML şemaları ne arıyor? b) Balyoz’un ana belgesi Balyoz harekat planı dahil, diğer Balyoz belgeleri nasıl oluyor da ilk defa Office 2007 ile kullanılmaya başlanan Calibri, Cambria gibi fontlara referans taşıyor? c) Belgelerde sadece 2003 öncesinde var olan araçlar, hastaneler, firmalar  listelenmesine rağmen, nasıl bir aracın 2006′da değişen plaka numarası, bir hastanenin 2008′de ve bir firmanın 2009′da değişen yeni ismi geçiyor?
Mahkemenin yanıtı şu: Belgeler güncellenmiş! Mahkeme alenen, çetenin yaptığı hataları “güncelleme” iddiası ile örtbas ediyor. Oysa Balyoz belgelerinin son kayıt tarihleri hep 2003 ve öncesi. Eğer Mahkemenin ileri sürdüğü gibi bir durum olsaydı, belgelerin son değişiklik tarihi 2007 ya da sonrası olarak gözükürdü. Huzurda dinlenen uzman kişilerin bu saçmalığı doğruladığı ise kesinlikle doğru değil. Belgeler güncellenseydi, son kayıt tarihi 2003′u değil, güncellendiği tarihi gösterirdi. 
*Türkiye’de darbe amaçlı Word belgesi hazırlamakla suçlanan, ancak belgeyi kaydettiği iddia edilen tarihte yurt dışında, denizde tatbikatta, annelik izninde vs. olduğunu ispatlayan sanıklara ceza veren mahkemenin gerekçesi neydi?
Mahkeme, ilgili dijital belgelerin içeriğinden bahsettikten sonra “yukarıdaki belgeler karşısında savunmasına itibar edilmemiştir” diyor. Yani mahkeme sanıkların sunduğu somut bilgilere (pasaport giriş-çıkış kayıtları) değil, kolaylıkla manipüle edilebilen dijital belgelerin üstverilerine itibar ediyor.
*Madem dijital Balyoz belgelerinin gerçek olduğu kabul ediliyor, neden bu belgelerde ismi geçen herkes sanık değilken ya da bir kısım sanıklar beraat ederken, aynı belgelerle suçlanan başka sanıklar 16-18 yıl ceza alıyor? Mahkeme, bir açıklama gereği duymuyor.
* Seminerde Balyoz planı müzakere edildiyse, 162 seminer katılımcısından neden sadece 52′si Balyoz davasında sanık? Mahkemeye göre, sadece dijital bir görevlendirme listesinde olanların bulunduğu ufak bir katılımcı gurubu, seminerde Balyoz darbe planının tartışıldığını biliyor, ama katılımcıların geri kalanı (100 kusur kişi) saf saf normal bir seminere katıldığını zannediyor! Bu durumda Ankara’dan gönderilen gözlemciler de seminerde darbe müzakere edildiğini fark etmemiş!
* Madem Balyoz darbesine hazırlık olarak yüzlerce dijital belge kaydedildi, niye darbe gerçekleşmedi? Mahkeme, bu konuda serbest atışın sınırını da zorluyor: Balyoz darbesinin gerçekleşmemesinin nedeni, Çetin Doğan’ın geçirdiği kalp ameliyatı! İddianamede darbeyi Aytaç Yalman’ın engellediği yazıyordu. Ancak, Mahkeme Yalman’ı tanık olarak dinlemeyi reddettiği için, gerekçeli kararına bunu yazamamış. Mahkeme 31 Mart 2003’te darbeden “gönülsüzce” vazgeçildiğini iddia ederken, neden sanıkların harıl harıl dijital darbe belgesi hazırlamaya devam ettiklerini açıklamıyor.
***
* Mahkeme yanlış bilgiler de aktarıyor: Mesela, Genelkurmay tarafından belgelerin bir kısmının aslının askeri birimlerde bulunduğunu belirtilmesi! Bu belgelerin Balyoz’la bir ilgisi yok. Baransu’dan gelen bavulda olduğu gibi, sahtekarlar gerçek belgeleri sahte belgelerle beraber paketlemişler. Ayrıca Genelkurmay, suç içeren ve 11 nolu CD’den çıkan Balyoz belgelerin sahte olduğu sonucuna varmıştı. Mahkeme bu hususu tabi ki atlıyor. Gölcük’ten çıkan CD’nin sahte olduğunu bilimsel olarak kanıtlayan bilirkişi raporunu da tamamen gözardı ediyor.
Rodrik: “Balyoz CD’lerinin sahteliği matematiksel bir kesinlik taşırken başka türlüsü pek mümkün değildi. Ama bu gerekçesiyle mahkeme, hukukun ve gerçeklerin yanında olmak yerine bir çetenin amaçları doğrultusunda hareket ettiğini bir kez daha alenen tescil etmiş oluyor.”
Yer bitti bana söz kalmadı..
---10 Ocak 2013 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder