Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

23 Ekim 2012 Salı

Medya : Temel Gösterge; Dikkat Muktedir ve Adamları Hiç Uyumaz!


Gazetecileri Koruma Örgütü (CPJ), geçen yıl yayınladığı raporda sadece 8 gazeteci tutuklu var demiş ve iktidarın adamlarının, “işte bak biz demedik mi, 8 tane gazeteci tutuklu, gerisi terörist ve başka suçlardan içerde” biçimindeki yalan propagandasına zemin hazırlamıştı. CPJ bu kez doğruya yaklaştı, Ağustos itibariyla 76 gazeteci tutuklu dedi, üstelik raporuna koyduğu başlık zehir zemberek: “Türkiye'nin Basın Özgürlüğü Krizi: Gazetecilerin Hapsedildiği ve Muhalefetin Suç Sayıldığı Karanlık Günler..” Raporun ulaşabilir, yayabilirsiniz.. www.cpj.org/tr/turkey2012-turkish.pdf 
Raporda görüşlerine başvurulan Aslı Aydıntaşbaş: “Günlük gazetelerin tamamı Türkiye’de neyin yalnış olduğunun farkında, ama doğru düzgün gazetecilik yapamayacak kadar sindirilmiş durumda..” Nedim Şener de “İlk defa, yazmadığım ve yazılmasına yardımcı olmadığım kitaplar yüzünden tutuklandım” diyor..
 Üstelik “İleri demokrasi”ye geçirilen Türkiye, dünyanın demokratik olkabul etmediği bütün ülkeleri geride bırakarak, basın özgürlüğünün hapishanede olduğu bir nolu ülke oldu! Şimdi iktidar ve adamlarından, geçen yılın övgü dolu sözlerinin yerine şimdi küfür işiteceğiz!
***
Hayır, medyanın tutuklanmış olması, sıradan bir olay değil.. Ayrıca tekil bir olay da değil..
Türkiye’nin basın özgürlüğünde dünyada düştüğü derin çukura, başka derin çukurlar da eşlik ediyor: Örneğin demokrasi ölçerlerinde, her yıl basamak basamak geriye düşen bir ülke..
Papağanlar, durmadan “ileri demokrasiye geçtik, sen ne diyorsun” diye televizyonarda kükreyip dursun. Gazetecilerin içeri atılmasını, tutuklanmasını meşru ve doğru göstersin. Hatta, artık işkenceyi bile meşrulaştırsınlar... Utanmazlık, arlanmazlık, kendini bilmezlik ve mesleğine ve demokratik ideallere ihanet, ölçü ve endaze tanımıyor!
Bunları ekrana çıkartarak “eee ne yapalım, bir de hükümetin borazanlığını yaptıralım ki, denge sağlansın, gerçekler iki görüşün çarpışmasından çıkar” biçimindeki, gerçekleri karartmaya yönelik yeni moda ekran yönetme biçimleri, bu kara günlerin gazetecilik üzerindeki büyük kabusu olarak anılacak.
***
Ülkede hemen hemen bütün güç odaklarını denetimi altına almaya çalışması ve herşeyin kendisinden sorulduğu bir ortam yaratması, bir Muktedir’in, nasıl bir siyasi rejim kurmaya yöneldiği konusunda, isteyen herkese yeterli bir fikir verir..
Gerisi teferruattır. Gidişatı görmeyen veya karartmaya çalışanlar, ancak Muktedir’in yoldaşları, destekçileri olabilir.. Muktedir’in karakterini ve gidilen yolun niteliğini anlamanın en önemli kriterlerinden biri Medya ile ilişkisidir..
10 yıl içinde medya, üzerindeki ağır baskılar sonucu, güvenirliğini, objektif haberciliğini ve yorumculuğunu epey yitirdi. Tam iktidarlaşan medyayı bir kenara bırakın. Yaptıkları şakşakçılık ve yağcılık, onarın satışlarını sınırlı bıraktı. Açıklanan satış miktarına, iktidar belediyelerinin büyük miktarda gazete alım destekleriyle şişirilmektedir. Gerisi de, cemaatin adamlarının gazeteleri bölge bölge toptan alıp dağıtmaları biçiminde gerçekleşiyor.
Yani, bana sorarsanız, gerçek gazete satışları açıklanan rakamların yarısı kadar bile değildir.
***
Nereye varmak istiyorsun, diye sorarsanız: İktidar, bu nedenle, hala merkez / ana akım medya diyebileceğimiz gazete ve tv’ler üzerinde baskısını sürdürüyor. Çünkü geniş kitleleri kontrol etmenin en önemli aracı, merkezi, yani büyük kitlelerin kulak verdiği medya üzerinde sıkı denetim kurmaktan geçer. Bu kontrol girişimleri, iktidarın her zaman dikkat ettiği en önemli projelerinden biridir..
Su uyur diktatörlük arzusu uyumaz, her zaman uyanık ve ayaktadır!
Gazete ve tv’lerde durmak ve dinmek bilmeyen, istifa, görevden alma ve atamalar biçimindeki değişimlerin istikametlerinin, hep daha çok kontrole yönelik olduğunu unutmayın..
Çünkü Muktedir ve adamları durmadan medya patronlarını “...bey, gazetelerinizin henüz bir yararını görmedik, şunu ekrana çıkartın, onun tek başına iktidar aleyhine sözler söylemesi objektif yayıncılığa sığar mı..” gibi, önce en hafif ikazlarla dürtmekte.. Tabii doğrudan atılmaları bırakın.. Sonra..
Dikkat Muktedir ve adamları tam gaz işbaşında!
--23 Ekim 2012 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder