Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

14 Ocak 2011 Cuma

Alkol, Toplum Mühendisliği, Bertaraf Politikası


Şüphesiz, tütün ve alkolle ilgili “düzenleyici” önlemler alınmalı. Tütün ve alkol kullanımı özendirilmemeli. Hele hele sigara kullanımı konusunda iktidarın aldığı bütün önlemleri önemserim! Bu doğrudan halk sağlığı konusudur.. Sigara ve alkol kullanımından gençler korunmalı.
Nitekim, “Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu” (TAPDK), söz konusu maddelerin satışına ve sunumuna ilişkin yeni bir uygulama açıkladı. Hukukçular burada pek çok maddenin özellikle kırsal bölgelerde mülki amirlerin keyfi uygulamalarına tabi olduğunu belirtiyor... AKP belediyelerinin özellikle alkol kullanımını, satışını neredeyse tamamen engelleyici uygulamalarıyla birleştirildiğinde, büyük kentlerde olmasa bile, kent, ilçe ve daha küçük yerleşimlerde alkol satışı ve kullanımının pratikte tamamen kontrol altına alınacağını varsaymak yanlış olmayacak. Bu yerlerde inanlar, çevrelerinde eğer bulabilirlerse, bir kadeh alkol sadece evlerinde içebiliyorlar, içebilecekler.
Anadolu’da kentlerin merkezlerinde içkili bir lokanta kalmamış gibidir. Bazı kentlerde kente 5-10 km uzaklıklarda kurulan “kırmızı bölge”lerdeki lokantalara gitmek gerekir. Urfa’da konuştuğumuz bir garson “abi, tabii biz de arasıra içiyoruz, arkadaşlarla ortaklaşa ev kiralıyoruz ve oraları kullanıyoruz, bu oldukça yaygın bir uygulama bizde” diyor. Urfa’da zaten “sıra geceleri”  geleneği var! Bir iki kadeh sosyal amaçlı alkol alımını da kentlerde imkansız kılarsanız, bu kez içki içmek amaçlı toplantılara dönüşüyor olay..
TAPDK, bu düzenleme ile daha geniş bir yasal çerçeve çiziyor. Uygulamalarının sonuçlarını herkes görecek!
***
İktidarın, alkol konusunda aşırı duyarlığının dini inanışlarından geldiğini biliyoruz. Erdoğan’ın Belediye Başkanlığı döneminde ilk yaptığı işlerden biri, belediyenin yerlerinde içki servisini yasaklamak oldu. İçki kullanımı ve alışkanlığı konusunda, duyarlı olmayı eleştirecek değilim. Ancak sorun, iktidarın alkol inancını toplumsal bir dayatmaya dönüştürme eğilimidir.
Bu şüphesiz ki bir “toplum mühendisliği” politikasının gereğidir. Okullarda kızların ve erkeklerin birbirlerine 45 santimden fazla yaklaşmasına yasak koyma niyetleri ve girişimleri de, aynı inançtan kaynaklanıyor. Etek boylarına gösterilen aşırı duyarlık da! Yol bulsalar, kızları ve erkekleri ayrı sınıflarda ve ayrı okullarda okutacaklar. Kadın ve erkeklerin “ayrı” mekanlarda ve mesafelerde bulunması konusunda da aşırı duyarlı bir iktidar ve mensupları var karşımızda..
Sekiz yıl, iktidarın ve yandaşlarının “toplum mühendisliği” eleştirileri ile geçti, haklı haksız, askerler, yüksek yargı, “kemalizm” vb suçlandı durdu. Bir “vesayet”e karşı yürütülen savaş, aslında AKP vesayetinin kurulmasına yönelik büyük bir mücadeleydi.
***
Erdoğan ve adamları, bu vesayetlerini, kendi dışındaki herkesi, ideolojilerinin ve inançlarının kabul etmediği herşeyi açıkça “bertaraf etme” biçiminde uyguluyor.
Bunun son örneği, Mehmet Aksoy’un Kars’daki “İnsanlık Anıtı”nı bertaraf etme girişimiydi! Erdoğan, Belediye Başkanına “bir dahaki gelişimizde bunu inşallah burda görmeyeceğiz” benzeri sözler bile söyledi!
Anayasa referandumundan hemen önce de, iktidarın başı, yine, evet ile hayır arasında tarafsız kalanları bertaraf olacaklarını söylemişti.. Bu kadar da değil, yandaş iş adamlarını, eskilerinin yerlerine geçirmeye başladıklarını da iftiharla açıklamıştı!..
Medya, en büyük “bertaraf” etme hedefleri oldu! Bunu önemli ölçülerde başardılar! Doğan Medya, siyasal baskılarla, ihale ve yatırımlarda engellemelerle, devletin insafsız ve haksız vergi kamçılarıyla, adım adım “hızaya” getiriliyor.
Dört yıl daha iktidarda kalırlarsa, bugünden çok daha değişik bir AKP Türkiyesinin oluşacağı açıktır.
Referandumla yargı vesayetini de tamamen gerçekleştirerek yandaş kıldıkları Anayasa Mahkemesi’ni şimdi süper yetkilerle donatma girişimini başlattılar. Artık Yargıtay’ın Danıştay’ın kararlarında üst merci  Anayasa Mahkemesi olacak! Öyle ki, Avrupa İnsan Hakları Mahkeme’sine başvurma hakkı da, pratikte yurttaşın elinden alınıyor.. Önce Anayasa Mahkemesi’ne gidilecek! Artık oradan onyıl içinde bir karar alabilirse yurttaş hakkını uluslararası mahkemede arayabilecek!
Yetmez ama evetçilerden bazıları, özellikle heykel yıkıcılığı karşısında hafiften uyandılar! Ama bu iktidar açısından artık şu anlama gelecek:
Çekin kuyruklarını! Artık onlara ihtiyacımız kalmadı!
---
 13 Ocak 2011 /Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

3 yorum:

  1. Kim gerçekten farkında acaba...kimin umurunda...üç maymunu oynamaya devam...

    YanıtlaSil
  2. Bu hızla giderlerse tekrar iktidara gelmeleri durumunda iki yıla kalmaz tüm amaçlarını gerçekleştirir, iki yıl da oturur izlerler keyifle..

    YanıtlaSil
  3. O kadar umutsuz olmayin, yüzde 42 uyanik ve alarmda! Şu toplu yerlere gittiklerinde karşılaştıkları protestolar, Arenadaki durum.. hiç de yabana atılacak işler degil..

    YanıtlaSil