Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

25 Ekim 2010 Pazartesi

Seçime Giderken 2, CHP

Dilek başka, görünen köy başka. Öncelikle, düş görmek isteyen CHP'lileri uyarayım baştan, herkesin önce nesnel durumla karşılaşıp, dileklerini bunun üzerinde inşa etmesi tavsiye edilir!
Bugünkü iktidar ve ülke koşulları altında, dünkü yazımda dediğim gibi, olağanüstü yeni bir durum ortaya çıkmazsa, 7 ay sonraki seçimlerde CHP'nin ciddi bir varlık göstermesini beklemiyorum. Bazıları “bunu çözersen halkın gönlünde taht kurarsın, demokrat olursun..” gibi palavralarla ve elbirliğiyle CHP'yi türbanlama konusunda başarıyla ilerliyorlar.
Halkımız, doğrusu, ilkokul düzeyinde ortalama eğitimi ile, dünyanın demokrasiyi sindirmiş ve bu kriterlere göre hareket eden en gelişmiş, en aydınlanmış, en bilinçli halkıdır! Bu nedenle “göbeğini kaşıyan adam” (Hoşgeldin Cumhuriyet'e Bekir!) oylarını verirken ölçeğe vuracak, CHP kaç kantar demokrat diye bakacak!!! Göbeğini kaşıyan adam ve yardakçıları entel takım, AKP'yi kantara vurdu ve orada müthiş bir demokrasi gördü, yüzde 50 oy ile ülkemizin yargısını ve hukukunu Avrupa'nın en gelişmişleri arasına soktu!
Bu mantıkla, CHP'nin, AKP'nin savunduğunun 10 katı fazla demokrasi (yani daha bağımlı, tam köle yargı reformu gibi örneğin) savunması gerekmektedir!
Bu yetmez: CHP, AKP'nin yarım bitirdiği işleri tamamlamalı, örneğin Romanları iyice dağıtmalı ve köklerini kurutmalıdır! Alevilere Osmanlı kılıçları göstermelidir! O zaman bakın oylarını nasıl katlayacaktır!
O kadar da yetmez, bazı zekâ özürlü veya kasıtlı düşmanların ögütlerine, Tayyiplerin ağabeylerine kulak vermeli, Blair okumalıdır! Ondan, Irak'da 1 milyon insanın ortak katilinden, ABD'ye nasıl küresel uşaklık yapılır, dersleri almalıdır! Hatta, Blair CHP'ye din dersleri vermelidir!
Heyyyy, bırakın bu palavraları! Sahtekarlıkları! Aptallıkları!
***
CHP'nin üst yönetimine, halkın aydın ama dar ve orta gelirli çalışanlarından, her kesimde fiilen üreten insanlar gelmeli!
CHP, Swiss otellerde bizim gibi kafayı üst yapısal kültürel ve siyasal kurumlara ve söylemlere takmış insanlarla “kendini bulma veya yeniden tanımlama” için arama konferansları düzenleyeceğine, kafalarını bizlerin söylemleriyle ütüleyeceğine, bildiği şeyleri bin kez daha dinleyeceğine... Biz gazeteci yazar, medya mensupları gibi denge gözeten, yarın kazığını atacak kimselerle toplanacağına...
a) Parti Merkez Yönetimine veya Parti Meclisine, hatta Başkan'a, sürekli “danışmanlık” yapacak, bilgi verecek ve üretimde yol gösterecek bir “Üreticiler Meclisi” kurmalıdır! Hayvan üreticisi orada olmalı; buğday, pamuk, domates, pancar, tütün, fındık, çay, ayçiçeği, süt... üreticileri –gerçek kişiler olarak– orada olmalıdır! Onlara kulak vermeli!
b) Yine kültürel farklılılar, anlayışlar, diller, etnisiteler ayrı bir Meclis'de orada olmalıdır!
c) Kobi'ler.. yeni toplumsal üretici kesimleri oluşturan bilgi toplumu üreticileri... yeni teknolojilerin öncüleri ve üreticileri, Parti'de en yüksek katta olmalı!
d) Gençlik, öğrenci ve çalışan gençlik ayrı bir Meclis olarak, en yüksek katta bulunmalı!
e) Kadınlar, kızlar... onların sorunları sürekli partiye en yüksek düzeyde aktarmamalıdır!
Bunların hepsi ayrı ayrı, en çok 50'şer kişilik, olmalıdır! Aynı sepetlere konmamalıdır!
***
Demek istiyorum ki, bizlerden iş çıkmaz, Kılıçdaroğlu!
Ey, Sav ve diğer muhterem yüksek zevat!
Biz yazıp çizerek CHP'yi iktidar yapamayız, seni gerektiğinde mezara bile gömeriz! Bir çoğumuz belkemiksizdir! Ama yukarıda saydıklarım seni iktidar yapacak olanlardır!
Oy onların elinde!
Üretip satamayanlar, pazarlara giremeyenler, girip çıkamayanlar, girip büyüyemeyenler, çalışıp sürünenler, hizmet sektörlerinde AVM'lerde ve daha bir dizi yerde günde 12 saat çalışan köleler, cemaatlerin kapanlarına sürüklenenler; okuyamayan, okuyup da iş bulamayan gençler ve yetişkinler...
Dert onların elinde!
Oy da!
Parti iktidarınızı resmen ve fiilen, onlarla paylaşırsanız, onları baştacı ederseniz, hep birlikte iktidar olursunuz!
Onlara onur verin, kişilik verin, yönetime ortak edin, dertlerini ve sorunlarını partinin temel sorunları edinin.. İktidar olun!
Yoksa siz de ayvayı yiyeceksiniz, Türkiye de !
--
Not: Yarın Resepsiyon için Cumhurbaşkanı'a açık mektup yayımlayacağım. Öbür gün ise Seçimlere Doğru'ya devam!
Okur Notu: Seçimlere Doğru yazınızda yaptığınız tesbitlerin tamamına katılıyorum. Burada biz sosyal demokrat yada sol düşünen aydınların göremediği çok yalın bazı gerçekler var. Türkiye'de 9.600.000 emekli, (%40'ının maaşları 600/900 TL arası); 9.300.000 yeşilkartlı, 100.000 korucu, 2.500.000 Fakfuk fonlardan yardım alan ve 6.000.000 BDP seçmeni olmak üzere, bir şekilde iki partiye odaklanmış 27.500.000 seçmen var. Ayrıca belediyelerden günlük iaşe bedeli alarak siyasi iktidara sempati ile bakanlar var. CHP bu seçmenlerin yaklaşık %20'sinden oy alma şansını yakalasa iktidar olur. Türban'dı Af'tı gibi konularda uğraşmaktan, ekonomik talep ve projeleri toplumun önüne getirmek CHP'ye oy kazandırır. Duyarlı kesim zaten CHP'ye oy verirken önemli olan yukarıdaki seçmen kitlesini kendine bağlayacaak yeni projeler yaratmak ve uygulama alanlarını insanlara göstermektir.
İnsanların öncelikli tercihleri ekonomik olup, özellikle Doğu ve Güneydou halkının komşu ülkelerle yapacağı ticarete getirilecek kolaylıklar ve uygulamalarla bu bölgedeki üretici halkın CHP'ye bakışı değişebilir. Basri Koyuncuoğulları
25 Ekim 2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder