Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

27 Nisan 2020 Pazartesi

Bakımevinde ölüm yüzde 64; mücadeleden siyasal zafer çıkarmak mı?

Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet, 26 Nisan Pazar 2020

ABD’deki dostum, 94 yaşında ama beyni dipdiri anası için bulsa bir uçağa atlayıp gelecekti, üstelik daha yeni dönmüştü Türkiye’den, ama bir huzur evindeki anasının çevresine, yani neredeyse tüm komşularına virüs bulaşmış ve hepsi hastaneye kaldırılmıştı. Adeta çılgına dönmüştü ve çaresiz kalmıştı. İstanbul’da pek çok huzur evi bakım evinin artık ne derseniz, bulaşmaya açık olduğu haberi de yayıldı.
Oysa bu evlerin yönetimlerinin hemen ilk önlem almaları gerektiği yerlerdi; gidenler gelenleri, hemşireleri, bakıcıları durmadan dışarısı ile içerisi arasında bir virüs alış veriş köprüsü halindeydiler.
Bizim toplumsal şeffaflığımız çok çok zayıf olduğu için, mesela önümüzde bir döküm yok: Huzur evlerinde virüs bulaşmış toplam insan sayısı kaçtır, mesela yüzde 50’si mi? Yoksa 70’i mi? Evlerde veya hastanelerde virüsten kaybettiklerimizin yüzde kaçını oluşturuyorlar?

“Kahrolsun yaşlılar!”
Bir bilgiye rastladık mı? Umarım vardır da ben görmemişimdir.
Yeniden yazılarına başlayan sevgili Nilgün Cerrahoğlu’ndan, yaşlılara fuzuli yaşayan insanlar muamelesi edilmeye başlandığını, artık bir yıl boyunca onlara sokağa çıkma yasağı getirilsin gibi hükümetler katında, onları hayat dışına itecek önlemlerin ciddi ciddi konuşulduğunu okuyunca, şuna bir de ben el atayım dedim.
Sadece bizim sorunumuz değilmiş bakımevleri, bazı ülkelerde COVİD -19 ile bağlantılı ölümlerin yüzde 60 kadarı bakımevlerinde yaşayanları kapsıyor! Londra Ekonomi Okulu'ndan bazı akademisyenler bu konuyu araştırmış, ve bakımevlerinin virüsün en rahat yayılacağı yerlerin başında geldiğini görmüşler; ortak yemek salonları, sosyal mekanları, bazı bakımevlerinde ortak odalar, bu bulaşmayı kolaylaştırıyor. Yaşlıların çok yüksek risk grubunu oluşturduklarını dikkate alırsanız, ne kadar yaşam tehdidini boyutu görürsünüz..
Pek çok ülkede bu bilgiye ulaşmak mümkün değil çünkü kayıtları tutulmuyor. Ama huzur evlerindeki gelişmeleri kayda geçiren şeffaf ülkeler, az sayıda olsa da var.

Şeffaf bir terkedilmişlik raporu
Mesela Norveç’te bakımevlerinde yaşayanlar COVİD-19’dan ölümlerin büyük çoğunluğunu oluşturuyor
Norveç yüzde 64!
Kanada’da yüzde 57!
Irlanda’da yüzde 55!
Belçika’da yüzde 49
Fransa’da yüzde 49
Singapur’da yüzde 20
Avustralya’da yüzde 14
Bu arada İspanya’da yüzde 53, Portekiz’de yüzde 33 olduğu da bildiriliyor.
Peki Türkiye’de kaç? Yukarıdaki ülkelerin hayat standartları bizi katladığı için, nüfusumuza göre bakım evlerinde yaşayan yaşlılarımızın sayısının da, kıyaslama yapacak durumda olmadığı söylenebilir.
Ama şeffaflıktan yoksunuz, en iyi bakım evlerinde bile bulaşma çok sayıda olduğuna göre, bu konuda Sağlık Bakanlığı’nın bir açıklama yapması beklenmez mi?

Bilmediklerimiz o kadar çok ki
 Diyeceksiniz ki, Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı istatistikler o kadar sınırlı ki, elimizde mesela kaybettiklerimizin nüfus dağılımını bilmiyoruz; kaçının altta yatan diğer hastalıklar (yüksek tansiyon, kalp- damar, şeker, obezite...) nedeniyle kaybedildiğini, bu hastalıkların sıralamasını vb bilmiyoruz.
Kadın – erkek – genç oranını bilmiyoruz.
Bakanlık, tüm bu verilerin oturmuş vaziyette; birilerine araştırma ve rapor hazırlama görevi verilmiş mi, bilmiyoruz.
Dünya literatüründe, 40 bine yakın COVİT-19 ile ilgili yüzlerce açıdan araştırma yapılmış ve yayınlanmış durumda.. Bunlar arasında Türkiye’den kaç makale var? Beş mi, on mı, yoksa iki mi?

Siyasal zafer beklentisi mi?
Bakanlık, mesela, COVİD’den ölenlerin, sadece testi pozitif çıkanların COVİD ölüm olarak kodlanmasını buyurmuş durumda tüm hastanelerde.
Testlerin ortalama yüzde 50 kadarının doğru sonuç verdiğini biliyoruz, diyelim test negatif çıktı, yani COVİD değil diyor, fakat hastanın tüm klinik ve radyolojik bulguları COVİD diye bas bar bağırıyor.
Eğer bu hastayı kaybettikse, salgın hastalık veya zatürre olarak kodlanıyor. Dolayısıyla COVİD ölümlerine girmiyor.
Test yine negatifse ve iyileştirilip taburcu olduysa veya evden izleniyorsa, bu hstlar COVİD’den taburcu oldu diye mi kodlanıyor veya hiç hasta olarak istatistiklere sokulmuyor mu?
Şeffaflık yok.. Ama övünme had safhada! Bu durum, her ne kadar salgında üçüncü ülke durumuna yükselmiş olsak bile, COVİD ile mücadeleden bir “siyasal zafer” arzusu taşındığına işaret ediyor.
Yaşlı evleri ile ilgili rapor:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder