Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

22 Ekim 2019 Salı

Masa ve sırları: “7,5 milyon Suriye nüfusunu kontrol ediyoruz”


21 Ekim Pazartesi 2019 / Bilim ve Siyaset – Orhan Bursalı

Önce neyi kastettiğini anlamadım. TV’deki muhatabım Türkiye’nin güçlü olduğunu çünkü 7,5 milyon Suriyeliyi kontrolü altında tuttuğunu söylüyordu. 7,5 milyon? Türkiye’deki Suriyelilerin sayısı 4 milyon kadar açıklanıyordu, hadi 1 milyon da kaçağı say, etti 5 milyon. 7,5 milyonun sırrını hemen öğrenecektim: İdlip bölgesindeki Suriyeliler.. Oralarda sağda solda “nüfus sayımı” yapmış iktidar ve adamları. 11 milyon halihazırda Suriye’de yaşıyorsa, onlara karşılık 7,5 milyon!
Esad’a Şam’a karşı Ankara’nın gücünün ölçüsü yapmışlar Suriyelileri.
Daha sonra İbrahim Kalın beyden okuyunca benzer sözleri, hesabın kaynağı belli olmuştu: Beştepe!
Birden, Ankara’nın elinde bir pazarlık gücü olarak “esir Suriyeliler..” gözümün önünde belirdi.. Görüntüyü hızla kovaladım!
Fakat bu görüntü ve Kalın’ın sözleri, Beştepe politikasını açığa vuruyordu. İdlip’teki taktiklerini de...

Eyvah Suriye ilerliyor!

Ankara ve medyasının en hassas olduğu konu İdlip. Suriye’nin İdlip bölgesinde her ileri hareketi, büyük gürültü ile karşılanıyor, anımsayın: Eyvah bu ilerleme sivillerin Türkiye’ye göçüne neden olacak..
Suriye ordusu esas olarak İdlip’i ele geçiren teröristlere karşı topraklarını kurtarmak uğraşısında, ama bizimkilerin hesabı başka!
Kökleri El Kaide’ye dayanan Esat karşıtlarının İdlib eyaletini kontrol altında tutmaları, aslında Şam karşıtlığı tavan yapmış Ankara’nın politikalarıyla uyumluydu. Şam ilerlememeli, İdlip teröristlerin ve aynı zamanda Ankara’nın da kontrolü altında kalmalıydı. Burada Şam’a karşı güçlü bir cephe kurulmuştu!
İdlip’teki Suriyeliler de böylece Şam’ın değil Ankara’nın “nüfus kontrolü” hanesine yazılmış oluyordu!

Masada güçlü olmak!

Böylece bu politika, aslında uzun süredir hükümet üyelerinin ve  politikacılarının yanı sıra daha geniş cephede slogan olarak yaygın kullanılan ama içeriği bir türlü doldurulmayan “masada güçlü olmak” deyimi ile bütünleşti.
“Masada güçlü olmak” için, Suriye’nin mümkün olan en çok toprağını, en çok nüfusunu, en çok eyalet ve kentini askeri olarak elinde, kontrolünde bulunduracaksın!
Böylece “masada elinde önemli kozlar” bulunmuş olacak.

Peki “masa” nedir?

Suriye probleminin nihai çözümü için yapılan ve yapılacak görüşmeler.
Ankara’nın elinde ne olacak, Beştepe ne istekte bulunacak?
Başından beri politikalarına yön veren “Osmanlıcılık”. Yeni Osmanlıyız diyen bizzat kendileri.. Suriye de “Osmanlı”nın parçası!
Orada şu veya bu şekilde “kontrol” edebilecekleri bir şeyler.. Toprak, nüfus, kontrol ettikleri araçlar (ÖSO gibi vb) aracılığıyla Şam’dan bağımsız veya federatif veya özerk bölgeler gibi bazı yetkilere sahip Suriye içinde yönetim biçimleri. Onlar aracılığıyla Beştepe’nin nüfuzları.
İdlip’de HTŞ vb lere karşı Suriye ordusu ilerledikçe, Ankara’nın başı dönecek.

Ne istemeliyiz?

Suriye konusunda Türkiye’nin tek  meselesi, sınır boyunca güvenliğin sağlanması, ülkemize karşı oralardan terör faaliyetlerinin sona ermesidir.
Masada güçlü olmanın bizim için tek gerekçesi budur.
Suriye sınırlarına sahip çıkmalı, ülkemize karşı herhangi bir teröre kışkırtıcı eyleme izin vermemelidir. Ve bunun güvencesini sağlamaktır.
Bunun için de güçlü bir Şam hükümetidir, yeniden ve güçlü bir Suriye – Türkiye dostluğudur.
***
Aslında Ankara’nın bunun dışındaki hayallerinin gerçekleşme olasılığı sıfırdır. Ayrıca böyle hayaller ayıptır. Bölücülüğe girer, emperyalist emeller olur. O zaman Türkiye üzerine kurulan başka hayallere de kapı aralamış olursunuz.
Pazarlık etmeyiz falan diye başlayan ve 50- 60 km hatta sonuna kadar derinliğe doğru operasyon hayalleri, ABD’nin masaya sürdüğü Halk Bankası ve Beştepe ailesinin malını mülkünü araştırma önerileri ile son buldu.
Ankara gücünü test etti. Ahmet Yavuz’un dediği gibi Ankara (o Türkiye dedi), gücünün sınırlarını gördü.
Ekonomiden hiç mi hiç bahsetmiyorum bile..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder