Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

11 Ağustos 2018 Cumartesi

Battık mı, yoksa umut var mı? ABD Faktörü


9 Ağustos 2018 Perşembe / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet

“Dolarla ne işimiz var ki” diyen ucube kafaların oturdukları koltuğa güçlü bir tekme ile tepetaklar devirecek kimse olmadığı için bu ülkede, sadece soytarılığın ve yaltakçılığın nasıl bu ülkede bu kadar boy pos attığını sormakla yetinelim ve konumuza geçelim.
Dipte miyiz? Yoksa dolar 7-8’i bulur mu, karamsar ekonomik kestirimlere göre.
Bulabilir veya bulamaz. Hangi denklem üzerinde gezindiğinize bağlı olarak yanıtları var.
Karamsarlığı besleyen denklem şu: ABD ne yapmak istiyor Türkiye ile?
Mesele salt papaz meselesi değil. Bu sadece bir girizgah.
ABD Papazı alacak, ve diğer tutuklusunu da. Ankara ile “dostluğu” tamamen kopartmamak ve kendi güdümünde sürdürmek için bankacımızı gönderebilir. Hadi diyelim bankaya da biraz daha az ceza sözü verebilir.
 Papazı kesin alacaklar, çünkü Türkiye evrensel adalet /hukuk açısından haklı bir zeminde değil. Burada ABD babalanabilir, hukuku evirip  çevirebilir, çünkü ekonomik (dolar), askeri güç, boyun eğdirmek üzerine bir kimlik sahibi.
Sizin ise ekonominiz tamamen dışa bağlı. Bakın höt dediler ve dolar 5.30 oldu. İkinci bir höt ile 6 olur. Borç geri ödeme kapasitesi düşük ve uzun vadeye yayılı bir ekonomik yapınız olduğu, sermaye ve mal ithalatına bağımlı olduğunuz için bu böyle.
Bunlar kesilirse, siz de devrilirsiniz. Türkiye AKP’den önce de böyleydi, şimdi de öyle. İktidarın 16 yıldır bu bağımlılığın azalmasına gıdım bir katkısı olmadı. Dahası arttı! Türkiye’nin milli geliri 500 milyar borç ile büyüdü. 500 milyar borç ile caka sattı. Bu da bize AKP’nin mucizeleri diye yutturuldu.
İşte mucizenin aslı astarı söküldü, kral çıplak.
Bu gerçek üzerinde hareket etmek zorundayız, yakın geleceği düşünürken.
Sorumuza geri dönelim: ABD ne yapmak istiyor?

En kötümser denklem şu:

Diyelim ki ABD, S-400 füzeleri alımını kesin engellemek istiyor.
Öyle midir, kesin bilmiyorum. Ama bunun işaretleri var. Pentagon son bir yıl içinde kaç kez S-400’leri almayın, dahası alırsanız düşman muamelesi görürsünüz, dedi?
Eğer denklemi böyle kurarsanız, bu süreçte Papaz meselesi aşılır, ama sırada İran ambargosu silahı var, bunu nasıl aşacaksınız?
Trump’ın İran ambargosu, aynı zamanda Türkiye- İran – Rusya “ittifakı”nı parçalayıcı sonuç da üretme potansiyeline sahip.
Suriye’de kurulu bu ittifak zaten sallantılı. Ömrü, Türkiye’nin Suriye’den artık çekilmesi gerektiği noktasına kadar. Ankara’nın, Suriye’nin toprak bütünlüğünü gerçekte reddettiğinin ortaya çıktığı, yani çekilmeyi eveleyip gevelemeye başladığı noktada, ülkesinin büyük çoğunluğunu kurtaran Şam ile karşı karşı kalacaktır.

İran ambargosuna uyun dayatması

Fakat o noktaya henüz gelmeden güncel durum var: İran ambargosuna uyun dayatmasına Ankara ne kadar karşı çıkacak? Soru bu.
Türkiye uymazsa, ekonomi her türlü baskı altına girecek. Bu denklemin üreteceği sonuç, en kötümser ekonomik tahminleri bastırabilir.
Ankara sırat köprüsü üzerinde cambazlık yapamaz duruma sokulabilir (Bu cambazlığa dış politikada dengeli politika durumu diyorlar!).
Uyarsa zafer Trump’ındır, Pentagon ve ABD’nin.
Dolar-TL ilişkisinde de en kötü senaryo gerçekleşmez.
O zaman Orta Doğu’da Suriye meselesinde kartlar tamamen değişir.
Dostlar düşman olur.
ABD’yi durdurmak mümkün mü?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder