Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

20 Nisan 2016 Çarşamba

Eyyyy İslam ülkeleri! Köle kalmaya mahkumsunuz..

Niye benim de bir eyyyyyy’im olmasın? İstanbul’da toplandı İslam İşbirliği Teşkilatı… Programlarını, neler konuştuklarını, birbirlerine ne nutuklar attıklarını merak etmedim.. Çünkü orası büyük bir palavra yeri. Nitekim, baktım sonuca:
Cumhurbaşkanı’nın, “İslam Ülkeleri Polis İşbirliği ve Koordinasyon Merkezi” kurulmasını ve merkezin de İstanbul olması önerisi kabul görmüş. “Terör örgütlerine” karşı işbirliğini amaçlıyormuş.
56 ülke var “teşkilat”ta. Zengini de yerlerde sürüneni de aynı sistem içinde. “Teşkilat”a ödenmeyen aidat meselesinin bile açıkça dile getirildiğinde kıyamet kopmuş. “Biz ümmetiz”, palavralarıyla bir arada tutulmaya çalışılıyor; ama birbirini hançerleyen, Libya, Suriye, Yemen, Irak gibi “İslam ülkeleri”nin yerle bir edilmesine destek veren yardım edenler gırla..
Polis, güvenlik, terör.. gündemlerine ve gerçeklerine bakın!

Cennettekilerin neden hepsi yoksul?!

İslam ülkeleri “tüketici” ülkeler, üretici değil. Pek çoğu, toprak altından fışkıran petrolün üzerine manda gibi yayılmış geviş getiriyor, krallığını, otoriterliğini sürdürüyor. Paralar oradan. Olmayanları da yerlerde sürünen cinsten.
“Teşkilat”ta aradım taradım, yahu 1,6 milyar müslüman, bu dünyada hep böyle mi kalacak, yoksul, çulsuz, ezilen, itilen kakılar.. Ve öbür dünyada kendisini bekleyen cennet vaadiyle mi yaşayacak?!
Denizli’den İzmir’e otobüs yolculuğunda yaptığımız sohbette bir akademisyenin anlattığı fıkradaki gibi.. Cennetteki nüfus sayımında yüzde 99’u yoksul çıkmış.
Krallıklarını, bu dünyada yarattıkları cennetlerinde kuranların, “haremlerinin hurilerinin” sefasını sürenlerin “öbür cennet”te ne işleri olabilir ki!?
Hiç mi “yahu biz hep böyle itilenler, sömürülenler, devrilme korkusu içinde yaşayanlar, vakti gelince parçalanmaya aday ülkeler mi olacağız” gibi bir dertleri olmamış..

Neymiş o STEM, STEAM’lar ayol?

“Teşkilat” ülkelerini parçalayan, sömüren, malını satan ülkelerin neler tartıştıklarını da bilen gören kavrayan bir tek beyin yok muydu orada?
Batıda, “STEM”, “STEAM” diye bir şeyler tartışılıyor ve ülkelerin yakın gelecekte üstünlüklerini, zenginliklerini nasıl koruyacaklarını, sürdüreceeklerini planlıyorlar.
“Teşkilat”ta bu konuda laf eden olmamış. “Bizim halkımızın kafasını böyle şeylerle karıştırmayalım” mı diyorlar..
Sanayi 4.0 diye bir şey ileri sürdü Almanya.
İki yıldır Batılıların her toplantında bu konu gündemde.. yazılanların çizilenlerin haddi hesabı yok! Tartışmalar gırla.. Bazıları “Almanya malı götürüyor” telaşında, acil önlemler, ekonomi stratejilerini değiştirmeler, plan –program…

Sadece: gelsin cukkalar

Ama gizli olan hiç bir şey yok. Kaynaklar açık, bilgiler açık, planlar açık, tüm ayrıntılarıyla bir kütüphane yazı makale proje program okursun.
“Teşkilat”taki Allahın bu özel kulları arasında neymiş bu diyen, tartışan kimse yok.
Ne ülkelerinin ne milletlerinin böyle bir olaya gereksinimi var. Onlar için tek şey önemli:
Gelsin cukkalar, arsalar, gemiler, paylar, yüzdeler..
Fışkırsın petroller, dolsun altın havuzlar, bankalara yatsın milyarlar..
Kafaları da kopsun karşı çıkanların.
Eyyyyy İslam ülkeleri hepiniz sömürülmeye, ezilmeye, ülke halklarınızı da köle olarak tutmaya mahkumsunuz.   

Aman sınırlarımızı koruyalım!

Gündemlerindeki bir konu da, İslam ülkelerinin sınırlarının dokunulmazlığı ve iç işlerinde müdahale edilmemesi çağrısı oldu!
En sonunda aydılar: İslam coğrafyasında pek çok ülke parçalanıp bir kenara atıldı. Birbirlerini de boğazlıyorlar. Suudi Arabistan Yemen’i parçalıyor. İncirlik üssüne uçak yığıp Suriye’de operasyonlara katılıyor. Şii-Sünni ayrılığını körüklüyor. İran’ı baş düşman sayıyor.. Libya’nın, Irak’ın, Suriye’nin parçalanmasına göz yumuyor, dahası yardımcı oluyor. Ankara dahil!

Otoriterliği sürdürme toplantısı

Hepsinin parmakları kirli işler içinde..
Veee ülkelerin sınırlarının bütünlüğü, iç işlerine karışmama gibi çok temel bir konu gündeme geliyor.
İki yüzlülükta Batılı politikalardan farklı değiller.
Bu şu demek: Aman bizim sınırlamıza, iktidarlarımıza, ülkelerimiz üzerinde kurduğumuz diktaya karışmayın. Ülkemize müdahale ederseniz, bizim iktidar da gümbürtüye gider!
Evrensel demokrasi, hak-hukuk ve özgürlüklerin esmediği ülkeler topluluğudur İstanbul’da toplanan “Teşkilat”.

Amaçları da bu durumu sürdürmekti!
18 Nisan 2016 Pazartesi / Bilim ve Siyaset - Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder