Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

2 Eylül 2014 Salı

RTE “İkinci Atatürk”!?

Dün, “Recep Tayyip Erdoğan Atatürk’e ve Atatürk dönemine yeni bir bakışla mı yaklaşıyor?” sorusunun peşinde, son konuşmalarından parçalar vermiş ve Atatürk dönemine bakışlarında bir “restorasyon” mu görülüyor, merak etmiştim.. Bunun doruk noktası da Anıtkabir’de yazdığı nota “Aziz Atatürk” diye başlamasıydı.
Nedir RTE’nin sorunu?!
***
Dikkatli okurlar anımsar, en az beş yıldır yazılarımda arada sırada, RTE’nin kendini Atatürk’ün yerine geçirmeye çalıştığına işaret ederim. Çırpınır durur hazret.. Şimdi onları bulup çıkartacak zamanım yok! Ama, o yazılarıma sinen düşünce şuydu: RTE ve adamları kendilerine kadar olan Cumhuriyet dönemini, Kurtuluş Savaşından hemen sonra kesip atıyor ve yerine kendi dönemlerini yapıştırıyor. Davutoğlu’nda bu net görülür: Ulusculuk ve ulusal devletle hesaplaşma, bir tarihi yanılgı vb..
Bu Cumhuriyete reddiye, açıkça inkarcılığın dünyada eşi benzeri görülmemiş bir örneğiydi.. Reddetsen ne olur! O bütünüyle orada ve bugün de yaşayan bir olgu! AKP tabanının büyük kısmı dahil, milletin yüzde 75’i! Tarihi yok saymanın, belki de çok sık görülen bir İslamcı versiyonu daha, der geçersiniz... Ama bu düşünce sahipleri iktidarda olunca, bir sürü kaba beyinde, doğruymuş gibi bir algı oluşuyor..

MİLLETLE İRTİBATI KURAN BÜYÜK ADAM POZU!
RTE’cilerin düşüncelerini incelediğinizde yukarıdaki saptamamın, genellikle doğruluğunu koruduğunu görüsünüz, ama bir küçük revizyonlar var.
Baktılar ki, ayyaş-mayyaş, faşist, diktatör gibi binbir kötüleme malzemesinin, Mustafa Kemal’in tarihteki ve yarattığı Ulus’un yüreğindeki yerini milim kıpırdatacak hali yok, üstelik tam tersine Atatürk’ü daha da fena canlandırıp güncelleştirdiler milletin içinde, şimdi Ata’ya ve dönemine fazla laf etmeden, Ata’nın 1938 sonrası gerçekleştirilemeyen büyük Türkiye ruhunu, özünü, hayal ve ideallerini dirilttiklerini söylemeye giriştiler. RTE, Anıtkabır’de bu diriltmeyi, özellikle Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle başladığını yazdı. “Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanıyken 10 Kasım 1938'de vefatınızın ardından cumhurbaşkanlığı makamı ile cumhur arasındaki irtibat maalesef zayıfladı” diyordu notunda.
Atatürk’ün, Anadolu’da bir ulus oluşturma girişimini ise hala “tektipçi anlayış” olarak nitelemeyi sürdürüyorlar, ama RTE’ye bir mazeret sunmuşlar:
Cumhuriyet bu büyük tarihin ayrılmaz bir parçasıdır, Cumhuriyetimizin içe kapanmanın, hiyererarşi ve homojenleşme arayışlarının egemen olduğu bir dünyada kurulduğunu biliyoruz.. Günümüzde ise siyasi dinamikler tamamen değişmiştirHepimiz Osmanlı’nın yan yana yaşayan farklılıklara sahip topluluklarından geliyoruz. 20. Yüzylın tüm farklılıkları bir potada eritmeye çalışan tekçi anlayışları ve bunların önümüze de konduğu sorunlar artık geride kalıyor..” (Adaylığını açıklama konuşmasından)
***
İçe kapanma, sınırları çizerek, neredeyse sıfırdan bir devlet ve millet oluşturmayı ve büyük varolma mücadelesini mi kastediyor? Çok ayıp bir düşünce! Osmanlının tamamen çöktüğü işgal edildiği ve onlarca ulus-devletin doğduğu biri zaman..
Hiyerarşi ne demek? Herhalde, milletten kopukluk olsa gerek, RTE ve Davutoğlu sözlüğünde. Milletten kopuk bir devlet ve hükümet/yönetim.. Belki de diktatörlük.. RTE şimdi “doğrudan demokrasi”nin lideri mi? Evet. Halk seçti çünkü! Bu nedenle de artık halka sorma ihtiyacı yok herşeyi yapma gücüne sahip!
Ya homojenleşme? Bu millet/ulus oluşturma süreci… Bunu tektipleşme olarak açıklıyorlar.. Osmanlı dağılmış ve elde kala kala Türkler kalmış, ve de Kürtler.. Tabii daha küçük bir sürü dini ve etnik azınlıklar…
Bir devlet/ulus olma ve bu yolla ayakta kalabilme mücadelesinde, şüphesiz hatalar yapıldı, hemen her ülke böyle süreçlerden geçti.. Tarihe bir bütün olarak da bakmak zorundayız.. Bugün hepsi varlığını sürdürüyor ülkemizde.. Sık sık dile gelen bu “tektipleşme”nin aşılıyor olması meselesi, şüphesiz iktidarın Kürt Açılımıyla yakından ilgili..
Ama bugün ülkemizde bir ulus, bir devletten bahsedebiliyorsak, “beni millet seçti” diyebiliyorsanız, ulus ve devlet oluşturma çabalarının bir sonucunu kullanıyorsunuz....

SAYGI EVET AMA ATA’NIN PABUCU DA ÇÖPE
Sonuca gelelim: RTE diyor ki “91 yıllık Cumhuriyet tarihimizde hatta diyebilirim ki 2000 yıllık Türk tarihinde ilk kez devletin başındaki isim milletimizin .. doğrudan doğruya kendi tercihiyle bir Cumhurbaşkanı belirlenmiştir.. halkın oylarıyla seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olmanın da iftiharını yaşadığımı özellikle ifade etmek istiyorum… Bugün kapanan dönem eski Türkiye dönemidir. Kapıları ardına kadar açılan yeni dönem ise Cumhuriyetimizin ilk yıllarındaki öz ve ruhu taşıyan yeni Türkiye, büyük Türkiye dönemidir…”
RTE, bırakın Cumhuriyeti, 2000 yıllık Türk tarihinde, Padişahları bir kenara bırakıyorum konumuz değil, Atatürk’e üstünlüğünü de, milletin seçtiği ilk başkan, bir ilk insan olarak kendini ilan ediyor
Ve aslında, seçildiği güne kadar olan Cumhuriyeti, eski Türkiye olarak silip atıyor ve tarihi kendisiyle yeniden başlatıyor..
Yeni Türkiye ve büyük Türkiye dönemini başlatan adam.. İkinci Atatürk?
Atatürk’e saygı evet, ama papucu da çöpe..

---1 Eylül 2014 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder