CBT Gündem, Sayı 1497; 27 Kasım 2015
-Yeni- YÖK şu sıralarda
gündemden düşmüyor.. Tıp (ilk 40 bin), Hukuk (ilk 150 bin), Mühendislik (ilk
240 bin) kararlarından sonra Mimarlık
programına girebilmek için de ilk 200 bin içinde olmak gerektiği ilan edilmiş
ve göreceli giriş zorluğu (sınav notu barajları) getirilmişti; ama YÖK’ün kamuda
yaptığı reyting daha çok disiplin yönetmeliği yasa taslağı ile oldu. Bu
yönetmeliğin de vakıf üniversiteleri ile ilgili el koyma maddesi, “YÖK Cemaat üniversitelerine el koyacak,
bunun hazırlığı” olarak medyada yorumlandı.
Cemaate yakın şirketlere
ve medyaya, terör örgütü kapsamına alınarak iktidarın politikası gereğince
mahkemece kayyumlar atanması, sıra Cemaat
üniversitelerine mi geldi, YÖK’ün yeni disiplin yasa tasarısı bunun için mi
hazırlandı, sorusunu üretti.
Aslında yasalara göre
faaliyetini yürütemez duruma gelen vakıf üniversiteleri, yasa gereği öteden
beri devlet üniversitelerince devralınıyor, yani böyle bir madde var. Şüphesiz
YÖK’ün böyle bir hazırlığı olması gerekmiyor, ama siyasal iktidar eğer Cemaati
üniversitelerde de bitirmek istiyorsa, bunun için öncelikle YÖK’e gerek yok.
YÖK şüphesiz vakıf üniversiteleri hakkında muamele yapabilir, ama şimdiye kadar
da herhangi bir vakıf üniversitesine de el koymuş değil.
Soru şu: Acaba el
konacak durumda olan vakıf üniversitesi yok mu, yoksa YÖK buna cesaret mi
edemiyor? Kulağımıza çalınanlara bakılacak olursa, bir kaç tane var.. En rezilinden
de bir tane.
***
Yeni disiplin yasa
tasarısı, üniversitelerde akademik ve idare personel ile ilişkili disiplin
cezalarını tamamen üniversitelere bırakıyor. YÖK’ün atadığı rektör ve dekanlar
dışında. Dahası bilim hırsızlığı (intihal) olayları da. Bu şüphesiz
üniversitelerin, bu tür sorunlarını YÖK’e havale etmekten kurtarıyor, YÖK de
merkezi bir işini yerellere devrediyor.
Şimdi geldi
üniversitelerin disiplin intihal vb gibi konularda “rüştlerini ispat”larına..
Titizlikle araştırma, hak adalet ve yasalara uygun davranış ve kararlar alma
konularında üniversiteler bunları ne kadar başaracak; özellikle bilim hırsızlıklarıyla
yükselme unvan gaspetme yolunu seçenler konusunda titizlikle durulacak mı.
***
YÖK çevresinden
aldığımız bilgilere göre, yeni disiplin yönetmeliğindeki her madde, karşılarına
çıkan ciddi sorunlara çözüm getirme amacını taşıyor. 20 kadar maddede
değişiklik yapmışlar. Durup dururken masa başında yazmamışlar. Vakıf
üniversitelerinin bazılarında ciddi mali kayıtlar, sorunlar var. Bir
üniversitede yönetici maaşı olarak 120
milyon lira gibi bir rakama bile rastlamışlar. Yani iç boşaltma operasyonu!
90 kadar vakıf üniversitesinin dörtte birinde, yönetmeliğe göre irili ufaklı
sorun var.
Medyaya da yansıyan
mesela üniversite kuran THK’nun İstanbul Laleli’deki o güzelim evleri ve
üzerinde yapılan Ramada oteli, şimdi kimlerin malı oldu çıktı ve satıştan gelen
paralar nerelere aktarıldı?!
***
Önemli bir karar hayata
geçirilen Yükseköğretim Kalite Güvencesi
Kurulu. Üyeleri belli olmaya başladı. Bu karar “Yükseköğretim
kurumlarımızda eğitim-öğretim, araştırma faaliyetleri ile idarî hizmetlerinin iç ve dış kalite güvencesi, akreditasyon süreçleri ve
bağımsız dış değerlendirme kurumlarının yetkilendirilmesi süreçlerini”
kapsıyor.
YÖK’ten aldığımız
bilgiye göre “Yeni YÖK olarak kalite
merkezli büyüme ve buna bağlı süreçlerin geliştirilmesi öncelikli gündemimizde.
Yükseköğretim Kurulu ile ilişkili fakat karar alma süreçlerinde bağımsız ve şeffaf bir yapıda olacak Kalite Kurulu tarafından
gerçekleştirilecek”.
Kurul’da ilgili
paydaşlar yer alıyor. Kurumsal değerlendirme
ve program akreditasyonu merkezli
bir dış değerlendirme sistemi gerçekleştirilecek. “Bu kurumsal dış
değerlendirme, kurumların misyon
farklılıklarını dikkate alan bir özdeğerlendirme
sistematiği esasına dayanacak, bu da kurumlarımıza daha fazla özerklik ve kendi hedeflerine odaklanmasına
imkan sağlayacak.”
Ayrıntı fazla.. Ama
önemli bir nokta, “Kalite Kurulu, yasal zorunluluk gereği gerçi YÖK ilişkili bir yapıya
sahip., ancak “Kurul’un oluşumu ve üye yapısı, karar alma süreçlerinde bağımsız
olmasına özen gösterilmiş ve en önemlisi tespit ve önerilerini Yükseköğretim
Kuruluna sunarken eş zamanlı olarak kamuoyu ile” paylaşabiliyor.
“Yeni YÖK” diyor ki “Kalite Kurulu Türk yükseköğretim
sistemimizde yapısal bir değişimi de başlatacak.”
***
Neyse, YÖK cephesinde
durum böyle..
Dergimizde dikkatinizi
ana konumuza çekmek isteriz, 30 Kasım’da Paris’te başlayacak olan İklim
Değişikliği konferansından önce, biz de iklim değişikliğinin, dünyada terör
dahil, yaratabileceği olumsuzluk konusunda derli toplu bir dosya sunuyoruz.
Devam edecek.. Gelecek
Cuma yeniden buluşmak dileğiyle..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder