CHP’de lider adayları çıkmaya başladı. Umut Oran, Balbay ve başkaları da
gelecek, dolaylı isimleri görüyoruz. Muharrem
İnce de çıkabilir yeniden. Belki Metin
Feyzioğlu.. Kemal beyi parti değiştirir mi, bilmiyorum.
2003 genel seçimleri, oy oranı 19.39.
Başkan Deniz Baykal
2007 genel seçimleri, oy oranı: yüzde
20.87. Deniz Baykal.
2011 genel seçimleri, oy oranı 25.98.
Kemal Kılıçdaroğlu.
2015 genel seçimleri, 7 Haziran, oy oranı
24.95, K. Kılıçdaroğlu
2015 1 Kasım seçimleri, oy oranı, 25.3,
K. Kılıçdaroğlu.
Tablodan
çıkartılacak sonuç: 1) Deniz Baykal’lı
CHP 2003 ve 2007 seçimlerinde CHP’ye bir sıçrama yaptıramadı. Oysa 2007
Cumhuriyet mitingleri ülkeyi kaplamıştı ve Cumhuriyetçilerden yana büyük bir
rüzgar esiyordu. CHP liderini değiştiremedi, ama 2011 seçimleri öncesi kaset
skandalı ile gelen istifanın arkasından, CHP Kemal Kılıçdaroğlu’nu başkanlığa
getirdi. Ben de Devrimci Kemal diye
yazdığımı anımsıyorum..
2) Kılıçdaroğlu’nun estirdiği rüzgar ile
CHP oy oranını 5 puan arttırdı ve neredeyse yüzde 26’ya yükseltti. 7 Haziran ve
1 Kasım seçimlerinde ise rüzgarın kesildiğini, dahası 2011 sonuçlarının biraz
altında bile kaldığını görüyoruz. Aradaki başarısız yerel seçim ve
Cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçlarını da katarak söylüyorum.
Şüphesiz, şimdi otursam, neden CHP
oylarının artmadığı konusunda, kendi dışındaki nedenler üzerine emin olun
sayfalar dolusu analiz yaparım. Ama bunları bir kenara bırakalım. Bir parti
ülkenin çok önemli bir süreçten geçtiği konusunda seçmeninde büyük bir bilinç
oluşmuşken, yaprağı kımıldatamamasından parti yönetimini sorumlu tutar. Oylar
orada donmuş, oturmuş.
RTE’nin
yeni seçim taktiğine boyun eğdiler
Kılıçdaroğlu çok saygın bir lider.
Kendimi yakın da hissederim. Ama ortada bir donmuşluk var. Tıpkı parti örgütünün önemli kısmında olduğu gibi. 7
Haziran seçimlerinden sonra ortaya çıkan önemli fırsatı kullanamadılar. Belki
de daha farklı bir sonuç üretilmezdi. Ama Meclis Başkanlığı’nın AKP’ye teslim
edilmesinde CHP’nin sorumluluğu büyük. Liderlik gösterip Baykal’ın önünü
kesemedi.. Meclis’in çalıştırılmamasında ve RTE’nin taktiğinin gerçekleşmesinde
payı var. Seçim sonuçlarının aynı tekrarlanacağı beklentisi de etken olabilir
bunda.
Ama RTE öyle düşünmüyordu! Ötede
kararlılık, burada ise beklenti ve eboynu eğme.
Sözde koalisyon görüşmelerinin 33 gün
sürdürülmesinin tam bir oyalama olduğunu, belki de gördü, ama buna karşılık
tavır alamadı... Kendilerine koalisyon önerilmediğini açıkladı. Ama iş çoktan
bitmişti. Görüşmelerde CHP uyuz davrandı. Belki
koalisyon olur sesimizi çıkartmayalıma
yattı. RTE’nin ülkeyi mutlaka seçimlere götüreceği saptamasını yapamadı Başkan
ve parti yönetimi..
Başta yapılan bu yanlışlıklar, partiyi
seçimlerin tekrarlanmasını engelleme konusunda açmazda bıraktı. Büyük taktik ve
strateji eksikliği... Ayrıca, seçim sürecinde, seçmen için ekonomi falan değil,
güvenlik ve teröre karşı tutumun ön plana çıktığını göremediler. 7 Haziranı
tekrarladılar.
Tarihi
görev tamamlandı, yeni rüzgâr beklentisi
Oysa ortam değişmiş ve seçmen iktidarın
da desteğiyle yaratılan kaotik ortama odaklanmıştı. Seçmen, beş ay önce
dinlediklerini bir kez daha dinlemedi. Miting
ve propaganda yapamadık demenin anlamı yok. Şüphesiz kesin eşitsiz bir
ortam vardı, ama iki maaş ikramiye propagandasını her kentte yapsanız bile bir
şey değişmezdi. Kimse duruma bahane aramasın.
CHP, teröre karşı da yeterli ve gerekli
çıkışı yapamadı. Ne “masaya vurulan bir yumruk” gördü CHP dışındaki seçmen, ne
de onu heyecanlandıracak bir haykırış. Cılız bazı sesler dışında, HDP’ye karşı
da oylarını korumak ve partisini kıskançlıkla geliştirmek için siyasi bir
manevra göremedik.
Sonuç: CHP 5 puan
artışı koruyacak mı koruyamayacak mı, düzlemindedir. Liderlik tartışması
Haziran seçimleri sonucu da tartışmaya açılırdı, ama 4 partili Meclis ve AKP’nin iktidardan şeklen
düşmesi, bunu önledi.
Yukarıdaki seçim sonuçları ve toplam
tablo bize Kılıçdaroğlu’nun ve
kadrosunun aslında CHP’yi bir yere getirerek tarihi görevini yaptığını,
tamamladığını anlatıyor.
Şimdi CHP’yi yüzde 30 bandına oturtacak
yeni bir büyük rüzgarın esmesi, estirilmesi, gelmesi gerekiyor.
5 Kasım 2015 Perşembe / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder