RTE
kendini Obama ile başkanlık düzeyine yükseltti. Davul hükümette, tokmak RTE’de
G-20 zirvesinin “Türk-Hükümet” vitrinini
Cumhurbaşkanı düzdü. “Cumhurbaşkanı ve adamları” ön cephedeydi. Başbakan ve
Parti Başkanına resepsiyonu düzenleme görevi düşmüştü. Damat, Obama ile
görüşmeye alındı. Binali bey flaş isimlerdendi. Başka birisini anımsamıyorum.
G-20 zirvesi, Bakanlar Kurulu’nun nasıl oluşacağı konusunda da kesin bilgi
veriyordu. Berat Albayrak ve Binali Yıldırım kesindi ve Kabinenin en ağırlıklı
bakanları olacaklardı.
Herkesin bildiğini yazalım yine de, önceki
G-20’de Başbakan RTE vardı, Cumhurbaşkanı Gül yoktu. Burada Başbakan yok,
Cumhurbaşkanı var.
Çok net: RTE, ne ve nerede
olursa olsun her şeyin tepesinde, belirleyici olacak.
RTE, Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlığın tam bir
uyum içinde çalışması gerektiğini söyledi. Bu alenen hükümetin oluşmasındaki
tarafların zorluklarının dışa vurumuydu.
Neden bunu
Davutoğlu ile konuşmuyor da açıkça söylüyor sorusuna verilecek yanıtlar vardır:
Patronluk açıklaması, hükümet oluşumundaki tartışmaya son noktayı koyması,
Davutoğlu’na başka türlü bir hükümetin kurulamayacağını bildirmesi.. Veya
RTE’nin dobra dobra konuşması.
Burada altının çizilmesi gereken nokta şudur:
Davutoğlu’na diyor ki haddini bil, seni
oraya oturtan benim, o halde benim politikalarım ve talimatlarım çerçevesinde
hareket etmek zorundasın. Ne desem ki, doğru bir anımsatma.
RTE Obama
ile aynı başkanlık düzeyinde
Bir nokta daha: RTE’nin G-20 zirvesindeki bu
politikası, kendini Obama ile Başkanlık
düzeyinde eşitlemesi anlamına geliyordu. Türkiye’de her türlü icraatın ana
belirleyici, hem Başbakanlığın hem Cumhurbaşkanlığının ana yetkilerinin kullanıcısı..
Davutoğlu ufak tefek itirazlarda bulunsa da
eninde sonunda RTE’nin istekleri doğrultusunda hareket etmeyi kabul etmiştir.
RTE’nin “uyum”dan kastı, Başbakan ve hükümetin
kendisiyle uyum sağlamasıdır. Senkronize bir eylem, dil ve düşünce birliği!
Fakat bu durum yasal-anayasal duruma, hukuka
uygun değildir.
Türkçedeki ifadesiyle, Davul Davutoğlu ve
bakanların boynunda asılıdır.
Ama tokmak ise Cumhurbaşkanının elindedir.
Sorumsuz bir Cumhurbaşkanı, ama her şeyden
sorumlu, yasalar karşısında hesap verecek olan bir kabine... Durum budur.
İktidarda
RTE hanedanlığı
Cumhurbaşkanı ile, Davutoğlu’nun kabinede
ekonominin sorumluluğunu vermek istediği Babacan’ın ekonomi politikaları
arasında ne fark vardır? Bunu bilen kimse yoktur.
Ortalıkta dolaşan salt bir Merkez Bankası’nın
faiz politikasıdır. İnsin mi çıksın mı?
Bir de “Babacan,
yurtdışına, mali piyasalara İMF’ye, Dünya Bankası’na vs güven veren bir
insandır” tekerlemesi. Ekonominin geleceği yurtdışından gelecek sermaye
akışına ve ekonominin canlılığı da buna bağlı olduğu için, bizim ekonomi
çevreleri Babacancı’dır. RTE ve Berat Bey’in ekonomi politikasını bunlardan
ayıracak olan nedir bilinmez. Mesele faizse, çek kuyruğunu gitsin. Düşürürler
olmazsa yükseltirler vb..
Ama Damat Berat Bey’in kabinede ve Obama
toplantısında olmasının, bir RTE
hanedanlığına, bir güvenilir adamlığına işaret ettiğini de vurgulayalım.
“Beden
dilimden anlayanlar işbaşına”
Cumhurbaşkanı “kendi vücut dilinden” anlayan
insanlarla çalışır. Bunu daha iktidarının ilk yıllarında devlette bürokratları
için söylemişti: Vücut dilimden
anlayacaklar! Yoksa güle güle.
Fakat bu tutum zaman içinde tüm müttefikleri ve
yol arkadaşları için de geçerli olmaya başladı.
Babacan
ve diğerleri için de bu geçerli oldu. Bugün hükümet içinde olmalarına ses
çıkarmayacak, ama belirleyici politikalar üstlenemezler! Davutoğlu ile bu
temelde bir “uzlaşı” olacak.
RTE, Davutoğlu’nu da hizada tutuyor. Yoksa
yerine, zamanı gelince Binali Bey’i oturtmaktan çekinmez.
RTE gibi
otokrat liderler için geçerli olan, kendisine tabi olunmasıdır. Her aşamada ve
her kademede.
Bir bakın çevresine, evetçilerinden başka kimse
var mı, kaldı mı.
Tabii en
güvenilir insan, aile içinden olandır.
Gelinen aşama budur, altını çizelim.
22 Kasım 2015 Pazar / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder