Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

22 Kasım 2015 Pazar

Gelinen aşama: RTE için en güvenilir insan damat!


RTE kendini Obama ile başkanlık düzeyine yükseltti. Davul hükümette, tokmak RTE’de

G-20 zirvesinin “Türk-Hükümet” vitrinini Cumhurbaşkanı düzdü. “Cumhurbaşkanı ve adamları” ön cephedeydi. Başbakan ve Parti Başkanına resepsiyonu düzenleme görevi düşmüştü. Damat, Obama ile görüşmeye alındı. Binali bey flaş isimlerdendi. Başka birisini anımsamıyorum. G-20 zirvesi, Bakanlar Kurulu’nun nasıl oluşacağı konusunda da kesin bilgi veriyordu. Berat Albayrak ve Binali Yıldırım kesindi ve Kabinenin en ağırlıklı bakanları olacaklardı.
Herkesin bildiğini yazalım yine de, önceki G-20’de Başbakan RTE vardı, Cumhurbaşkanı Gül yoktu. Burada Başbakan yok, Cumhurbaşkanı var.
Çok net: RTE, ne ve nerede olursa olsun her şeyin tepesinde, belirleyici olacak.
RTE, Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlığın tam bir uyum içinde çalışması gerektiğini söyledi. Bu alenen hükümetin oluşmasındaki tarafların zorluklarının dışa vurumuydu.
Neden bunu Davutoğlu ile konuşmuyor da açıkça söylüyor sorusuna verilecek yanıtlar vardır: Patronluk açıklaması, hükümet oluşumundaki tartışmaya son noktayı koyması, Davutoğlu’na başka türlü bir hükümetin kurulamayacağını bildirmesi.. Veya RTE’nin dobra dobra konuşması.
Burada altının çizilmesi gereken nokta şudur: Davutoğlu’na diyor ki haddini bil, seni oraya oturtan benim, o halde benim politikalarım ve talimatlarım çerçevesinde hareket etmek zorundasın. Ne desem ki, doğru bir anımsatma.
RTE Obama ile aynı başkanlık düzeyinde
Bir nokta daha: RTE’nin G-20 zirvesindeki bu politikası, kendini Obama ile Başkanlık düzeyinde eşitlemesi anlamına geliyordu. Türkiye’de her türlü icraatın ana belirleyici, hem Başbakanlığın hem Cumhurbaşkanlığının ana yetkilerinin kullanıcısı..
Davutoğlu ufak tefek itirazlarda bulunsa da eninde sonunda RTE’nin istekleri doğrultusunda hareket etmeyi kabul etmiştir.
RTE’nin “uyum”dan kastı, Başbakan ve hükümetin kendisiyle uyum sağlamasıdır. Senkronize bir eylem, dil ve düşünce birliği!
Fakat bu durum yasal-anayasal duruma, hukuka uygun değildir.
Türkçedeki ifadesiyle, Davul Davutoğlu ve bakanların boynunda asılıdır.
Ama tokmak ise Cumhurbaşkanının elindedir.
Sorumsuz bir Cumhurbaşkanı, ama her şeyden sorumlu, yasalar karşısında hesap verecek olan bir kabine... Durum budur.

İktidarda RTE hanedanlığı
Cumhurbaşkanı ile, Davutoğlu’nun kabinede ekonominin sorumluluğunu vermek istediği Babacan’ın ekonomi politikaları arasında ne fark vardır? Bunu bilen kimse yoktur.
Ortalıkta dolaşan salt bir Merkez Bankası’nın faiz politikasıdır. İnsin mi çıksın mı?
Bir de “Babacan, yurtdışına, mali piyasalara İMF’ye, Dünya Bankası’na vs güven veren bir insandır” tekerlemesi. Ekonominin geleceği yurtdışından gelecek sermaye akışına ve ekonominin canlılığı da buna bağlı olduğu için, bizim ekonomi çevreleri Babacancı’dır. RTE ve Berat Bey’in ekonomi politikasını bunlardan ayıracak olan nedir bilinmez. Mesele faizse, çek kuyruğunu gitsin. Düşürürler olmazsa yükseltirler vb.. 
Ama Damat Berat Bey’in kabinede ve Obama toplantısında olmasının, bir RTE hanedanlığına, bir güvenilir adamlığına işaret ettiğini de vurgulayalım.

“Beden dilimden anlayanlar işbaşına”
Cumhurbaşkanı “kendi vücut dilinden” anlayan insanlarla çalışır. Bunu daha iktidarının ilk yıllarında devlette bürokratları için söylemişti: Vücut dilimden anlayacaklar! Yoksa güle güle.
Fakat bu tutum zaman içinde tüm müttefikleri ve yol arkadaşları için de geçerli olmaya başladı.
 Babacan ve diğerleri için de bu geçerli oldu. Bugün hükümet içinde olmalarına ses çıkarmayacak, ama belirleyici politikalar üstlenemezler! Davutoğlu ile bu temelde bir “uzlaşı” olacak.
RTE, Davutoğlu’nu da hizada tutuyor. Yoksa yerine, zamanı gelince Binali Bey’i oturtmaktan çekinmez.
RTE gibi otokrat liderler için geçerli olan, kendisine tabi olunmasıdır. Her aşamada ve her kademede.
Bir bakın çevresine, evetçilerinden başka kimse var mı, kaldı mı.
Tabii en güvenilir insan, aile içinden olandır.
Gelinen aşama budur, altını çizelim.

22 Kasım 2015 Pazar / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder