Saltanat’ın
kaldırıldığı günde seçim yapılıyor.. hayırlı olsun..
93 yıl önce, 1922’de, Kurtuluş savaşı
başarılıyor, bunun üzerine işgalciler Lozan’da Barış Konferansı toplanmasına
karar veriyor ve dikkat edin, hem “İstanbul Hükümeti”ne hem de Ankara
Hükümetine konferansa katılma davetiyesi gönderir. “Osmanlı hükümeti” şeklen
vardır ve konferansa katılma arzusundadır.
Bugün birilerinin gerçekleşmediği için
arkasından ağıt yaktığı Sevr anlaşmasının iptali ve Ankara’nın zaferinin
tescili gündemdedir.. Sevr’in imzacısı ise masaya oturacaktır!
Ama işgalcilere göre, sanki İstanbul’da
hükümet var! Ankara henüz İstanbul meselesini halletmiş değil, sıra ancak
geliyor. Bundan daha iyi bir vesile olur
mu? Meclis toplanıyor ve “Saltanat’ın
lağvedildiğini” açıklıyor
Üstelik yasayı geriye doğru yürürlüğe
sokarak, “İstanbul’daki şekli hükümet 16
Mart 1920’de tarihe intikal etti” diyerek... Bu, İstanbul’da işgalin de son
bulduğu tarihtir! Yani Padişahlık, tahtı, emrindeki hükümet, bakanlıklar,
Meclis falan ne varsa feshediliyor. Bir yasa ile! Devrimci bir hükümetin ve
yeni kurulan Türkiye’nin gücüdür bu! İplik söküğü geliyor sonrası: Osmanlı
hükümeti 4 Kasım’da Padişaha istifasını sunuyor. Ankara’nın İstanbul’daki
temsilcisi Refet Bele Paşa, bakanlık
sorumlularını topluyor ve hadi tamam diyor.
Atatürk Nutuk’ta,
milletin saltanata isyan ederek hakimiyeti eline aldığını açıklar, dahası
Padişahlığı, Saltanatı isteyenler için, bazı
kafalar kesilecektir, der. Zaten 1923’te de saltanatın kaldırılmasına
muhalefet edenlere, vatana ihanet suçlaması ve idam ceza getirilmiştir.
***
Cumhuriyet’te halk, millet vardır.
Egemenliğin esas sahibi.
Cumhuriyet’te “saray” yoktur. Saray,
kralların, sultanların, saltanat sürdükleri yerlerdir. Halkın omuzlarından,
sırtından, alın terinden, ebedi bir güç!
Cumhuriyet bu gücü yerle bir etmiştir.
Çankaya, milletin hakimiyetinin, bu yeni
gücün, yeni devletin, yeni yönetimin temsil yeridir.
Dünyanın hiç bir yerinde (istisnalar var
mı bilmiyorum), cumhuriyet ve demokrasilerin “sarayı” yoktur. Varsa bile
olmamalıdır.
İngiltere’de Kraliyet Ailesinin sarayı vardır. Bir gelenek
olarak bu temsil korunur. Ama Cumhuriyet ve demokrasi 10 Down Street’te temsil
edilir.
Amerika’da “White House”dur Cumhuriyetin
temsil yeri. “Beyaz Saray” saraycı beyinlerin yakıştırmasıdır.
Saraylar birer müzedir.
***
Ama bizim seçilmişler Sarayları çalışma
ofislerine dönüştürür önce, tüm saraylar onlara aittir! Yazlığı, kışlığı,
ofisi, ayaküstüsü, konutu vb..
Şimdi Cumhurbaşkanına İstanbul’daki
saraylar yetmemiş, Ankara’da Beştepe’de dünşanın hiç bir cumhuriyet ve
demokrasi hükümetinin asla aklından geçiremeyeceği (büyüklüğünü falan
kastetmiyorum, kavram olarak diyorum) bir “saray” inşa edebilmektedir.
Kendisi padişahlık afişleriyle
karşılanabilmekte, kutsal bir kimse muamele yapılmasına izin verebilmektedir.
Bir yazarı, “halifeliği üstlenecek” diye de yazabilmektedir.
Sadece şunu belirtirim. Saltanak da,
saray da, halifelik de, devleti yönetenler arasında kutsallık da, hepsi
Türkiye’nin kuruluşu ile birlikte kaldırılmıştır.
Hem de yasa ile..
Arkadaşlar bugün 1 Kasım, Genç Türkiye
daha o zaman 1 Kasım’ı bayram ilan etmiştir, anımsatırım...
Nice bayramlara!
***
TAHA
ÖZHAN:
Geçen yazımda, AKP milletvekili ve düşünce kuruluşu SETA’nın eski Başkanı Taha Özhan’in doktorasını nereden
aldığını, alıp almadığını sormuştum. Taha bey ilgi gösterdi ve yanıt verdi.
Dkotorasını İngiltere’de Keele University’den aldığını belirtti. Gönderdiği
bazı belgeler henüz elime ulaşmadığı için ayrıntısını sonra yazacağım.
1 Kasım 2015 Pazar / Bilim ve Siyaset Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder