Öncelikle belirtelim ki, müthiş bir
sürpriz sonuçla karşı karşıyayız. AKP’nin bile beklemediği bir sonuç. AKP'ye
yakın anket şirketinin bile en son yüzde 44,7 tahmin ettiği oyun 5 puan
üzerinde bir seçim sonucunun, bizim kestirimlerimizi ve değerlendirmelerimizi
bile yer yer çöpe atması çok doğal.
Temel
soru:
AKP’yi yeniden yüzde 49 gibi, 2011 seçim sonuçlarına taşıyan dinamik nedir?
Bu sorunun yanıtı son 5 ayda, özellikle
de son 1 ayda son 15 günde yaşadıklarımızda yatıyor.
4
düşmanla savaş başarı getirdi!
1) Türkiye 7 Haziran seçimlerinden sonra
bir kaos ortamına yuvarlandı. RTE strateji değiştirdi, çözüm sürecini rafa
kaldırdı, PKK zaten savaşa hazırdı ve ilk şehitlerle birlikte savaş başladı.. 5
aydır bu savaşın içindeyiz. AKP, PKK’yı Kandil dahil görülen her yerde vurdu.
2) Son bir ay içinde ikinci bir dinamik girdi sahneye: IŞİD! Ankara katliamının
ardından, iktidar IŞİD’e karşı da savaşı gündeme aldı. Bu, son 10 gün içinde
gerçekleşti. Gaziantep’te basıldılar, yakalandılar, öldürüldüler. İstanbul ve
pek çok kentte baskınlar yapıldı. Seçime üç gün kala RTE IŞİD’li canlı
bombaların bu kez Suriye’ye kaçarken yakalandıklarını söyledi. Son 2 gün önce
de savaş uçaklarımız Suriye’de IŞİD’lileri vurdu!
AKP, Türkiye’ye karşı büyük tehditlerden
birine dönüşen IŞİD’e karşı da savaş ediyordu! Her ne kadar öncelikle içeride
kendi yarattığı heyula olsa da, seçmen nezdinde olumlu bir puan ve AKP’nin
IŞİD’i koruyup kolladığı yolundaki göreceli algı yerle bir oldu.
3) Suriye sınırlarımızda büyük bir savaş
ve tehlike, Türkiye için de büyük bir tehdit olarak ortaya çıkıyordu.
4) Son bir hafta içinde, bu savaşılan
düşmanlar sepetine Cemaat de atıldı. Cemaatin özellikle ABD’nin maşası olduğu,
“üst akıl”ın oyuncağı olduğu şeklindeki iktidarın siyasal yaklaşımı, halk içinde
genel kabul gördü. İktidar ona karşı da savaşıyordu.. Cemaati de son bir hafta
içinde bu düşman sepetinin içine atması, AKP aleyhine değil, lehine bir etik
yaratacağını, Habertürk TV’deki geçen Enine Boyuna’da, program arasında,
arkadaşlara belirtmiştim.
Güvenlik
meselesi 1. öncelikliydi
Anketlerin hepsi çuvalladı, ama bir
noktayı saptadılar: Seçmen için güvenlik
meselesi ön plana çıktı! Bütün diğer
sorunlar arka plana itilmişti. Ne CHP’nin ikramiye vaadleri ne başka bir
şey.
Daha önce yazmıştım: Böyle kaotik ve
savaş durumlarında, sosyal ve siyaset bilimcileri, seçmenin “savaş içindeki” iktidar
partinin yanında yer aldığını belirtirler..
22 Temmuz tarihli yazımda şunu
vurguluyordum:
“Felaket, kaos,
karışıklık, katliam, cinayet, dış düşman, savaş.. Böyle ortamlardan en çok kim
yararlanabilir? Millette, ‘AKP seçimde iktidar olamadı, kaos ortaya çıktı’,
duygu ve düşüncesini yaratmaya yönelik bir psikolojik savaş sürdürüyor iktidar.
Ortalama, büyük seçmen kitlesi, gerçeği değil, kendisine sunulmak isteneni doğru
olarak algılama eğilimindedir. İktidar, Ankara katliamından sonra oylarında
yükselmeler olmasının sevinci içinde..”
Anket şirketleri yüzde 49’u göremediler,
belki de buldukları oranlara inanmadılar, bilemem. Ama ciddi araştırma yapan
bir şirketlerin toplu olarak yüzde 5-6
yanılması çok zordur. Bu durum, özellikle IŞİD’e karşı savaşın gündeme alınması
ve “Cemaat düşmanın” da son anda canlandırılması, belki de yüzde 44’ün üzerine
artı 5 puanlık bir kümülatif etki yapmıştır.
AKP
baskıyı arttırır mı, sanmıyorum
Yazacak çok şey var, 3 noktaya değineyim:
1) PKK zaten kaybedecekti. HDP, PKK ile
ayrışmamasının sonucunu yaşıyor. PKK’nın yanında saf tutan HDP
milletvekillerini izledi millet. Umarım baraj üzerinde kalır. Kürt seçmen
AKP’ye geri döndü. Bu Kürtlerin Türkiye ile birlikteliğinin işaretidir. İyi bir
şey! PKK zaten kaybedecekti, istediği sonuç oldu ve HDP’yi de peşinden
sürükledi!
2) “Şehitler
geldikçe, MHP yükselir” gibi bir ucube denklem vardı. Neden MHP yükselsin
ki, PKK ile aktif savaşan AKP idi; MHP’nin önemli bir kesimi için tayin edici
olan PKK idi, “Akkurtlar” AKP’ye
gitti. Ayrıca MHP’de politika ve lider değişimi gündeme gelir.
3) AKP seçimden sonra baskı politikasını,
otoriterleşmeyi sürdürür mü? Ben tersi olacağını umuyorum. RTE “savaş politikasını”
gevşetir. Çünkü en büyük korkusu “iktidardan
düşmek”ti. Bu olasılık ortadan kalktı. Ekonomi, AKP’ye daha zorba yönetim
olanağı vermez. AKP iktidarı zorlukların üzerinde yürüyecektir.
Peki AKP başkanlık anayasasını gündeme
getirir mi? Bu milletvekili sayısıyla imkansız, ama bir olasılık var, bunu
sonra yazacağım.
2 Kasım 2015 Pazartesi / Bilim ve Siyaset Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder