Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

13 Kasım 2015 Cuma

Atatürk’e saldırılar, fiske etkisi bile yapmadı


Çanakkale’de askerlerine “size ölmeyi emrediyorum” diyebilen Ata, sonrası için de yapacaklarının işaretini çakmıştı. Bu önemli bir sözdür, Çanakkale’yi emperyalistlere geçilmez kılmanın sihiriydi, kararlılığıydı. Bu söz büyük zafere getirdi. Sonra da Anadolu’da bir kasırga gibi estirdi!
Büyük Anadolu Zaferi, Türkiye’nin Kurtuluşu ve Kuruluşu’nın harcı, Çanakkale’de size ölmeyi emrediyorum’da yatar. Atatürk, ölümüne bir kararlılıkla Anadolu’yu seferber etti; Kurtuluş Savaşı’nı başlattı, zaferi kazandırdı. Yine büyük bir kararlılıkla bir devletin, bir ülkenin, bir milletin inşasını gerçekleştirdi.
1938’e kadar tüm yaptıkları, Çanakkale’de 57.Alayın subaylarına askerlerine “ben size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum!” sözünün bu kez barış koşullarında gerçekleştirilmesidir.
O büyük bir devrimcidir, hayatının sonuna kadar da devrimci kaldı. Ne bir lüksü oldu, başarılarının üzerine yatışı. Milletin sunduğu Savanora yatı bile hastalığına denk geldi. Şu “büyük Türk devleti”ne, bu devleti sırayla yöneten “büyük Türk büyüklerine” bakın ki bu yata bile on yıllarca sahip çıkamamış, kumarbaz ve eğlence gemisi olarak kiralanmış, denizde sürünmüştür.
Salt bu olay bile, Türkiye’yi on yıllarca yıl yönetenlerin niteliğini ve ülkenin temel sorunlarından hiç birini çözememişliğinin, demokratiksizliğinin, neredeyse Cumhuriyetsizliğinin, toplam halipürmelalinin baş kanıtlarından biridir.

Bize bıraktığı tek miras var
Atatürk, Kuruluş eserini tamamlayamadan aramızdan ayrıldı. Ama Kuruluş’un tamamlanması için bütün temelleri atmış, gerekli her şeyin örneklerini gerçekleştirmiş büyük Kahraman’a bugün yeniden veda günü!
Bugün Atatürk ilkelerine geri dönelim diyenlere sözüm: Onun tek ilkesi vardı, ülkeni ekonomik, bilimsel teknolojik olarak öyle inşa et ki, bağımsızlığını garanti altına al, bunun için kimseye muhtaç olma!
Ve bize bıraktığı tek miras var:
Ben manevi miras olarak hiç bir ayet, hiç bir dogma, hiç bir kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır. Zaman süratle ilerliyor; milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve bilimin gelişimini inkâr etmek olur. Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler bu temel eksen üzerinde akıl ve bilimin rehberliğini kabul ederlerse manevi mirasçılarım olurlar.”
İlkeler, politikalar, akıl ve bilimin emrettiği yönde gelişir, değişir ve daha ileri bir karakter alır.

Aydın kılığında soytarılar
Tarihçi, okumuş yazmış kılığında bazıları, geçen 13 yıl içinde Atatürk’ü kötülemek için her herzeyi yediler: Diktatör, faşist, Mussolini ve Hitler’in benzeri, belki de katil vb.. Kurtuluş Savaşını büyütmeyin, kaç kişi öldü, İstanbul mu kurtarıldı gibi herzeler kusan tarihçi kılığında soytarılar gördük. 13 yılın ruhuna uygun davrandılar!
Mustafa Kemal, başından beri halkla, Meclis’le hareket etti, devrimlerinin hepsini meşruiyet zeminine dayadı.
Demokrasiyi hep istedi ve denedi. Fakat, Osmanlıya geri dönüşü gördükçe, bunu erteleyip durdu ve demokratik bir ülkenin ekonomik, eğitsel zeminini hazırlamaya öncelik verdi. Ülke asla bir sıradan İslam ülkesi olmayacak büyük güce sahiptir hâlâ! Kimse korkmasın!
1 Kasım 1937’de bakın neler diyor: “Bütün tayyarelerin ve motorların ülkemizde yapılması ve harp hava endüstrimizin de bu temele göre geliştirilmesi gerekir.” Bu amaçla rüzgar test tünelinin temeli 1940’da atıldı, 47’de açıldı, 1950 Marshall yardımı gelince “artık ihtiyaç yok nasılsa ABD herşeyi verecek” politikasıyla kapatıldı. Ankara Üniversitesi kullanılan bu tüneli yıkmak için kolları mı sıvadı?  
Doğan Kuban15 yıl içinde 100 yıla denk düşen devrimler yapmış bir büyük devrimci” diyor. Kendisine vurulmaya çalışılan fiskeler, sadece daha büyük bir sevgi ve sahiplenmeye yol açıyor. Saray ve boş Osmanlı meraklısı bu iktidar bile, yelkenleri indiriyor..

Kahramanın önünde sevgi ve saygıyla dimdik duralım bugün!
10 Kasım 2015 Salı / Bilim ve Siyaset - Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder