Bunu yazmadan başka yazı yazamayacağım: Dünya
yönetilebilir olmaktan çıktı. Yaşanır olmaktan da pek yakında çıkacak.
Özellikle “küresel köy”e dönüştükten sonra, dünyada her şey iç içe, birbirini
daha çok etkileyen, “anca bir kanca bir” özelliğe kavuştu. Ekonomik sistem
olarak, bütünlüğün dışında kalabilecek ve tek başına yaşayabilecek bir ülke
kalmadı gibi.
Şimdi tek tek ve kısa kısa bakalım:
Terör,
sistemi kalbinden vuruyor
1. Terör durdurulamaz bir şekilde
yayılıyor. Yakın geçmişini Afganistan’dan başlatabiliriz. 11 Eylül 2001 İkiz
Kulelerin yıkılışı, köktendinci İslami iktidar hareketinin beslendiği en büyük
başarı olayıdır. Kapitalist emperyalist sistemin terör ve bombardıman ile
yıktığı her İslami ülke, bir karşı terör
saldırısı olarak kendisine geri dönüyor.
Karşı saldırı kapitalist emperyalist sistemin
kalbine doğru indi. Brüksel’de bile önceki gün “tehlikeli bir terörist kentte olabilir”
ihbarıyla hayat durduruldu ve asker kente sokuldu, keskin nişancılar yükseklere
yerleştirildi. Bir süredir Orta Doğu’da yaşanan ve yüzbinlerce kişinin öldürüldüğü
dehşet, bir kabus olarak Avrupa’ya çöktü.
Yaratıcı
yıkım, her şeyi yeniden kuracak
2.
Ekonomik Kriz:
2007’den itibaren neredeyse 10 yıldır kapitalist emperyalist sistem krizle
boğuşuyor. Tam “heyula geri dönüyor” derken bir başka yerden patlak veriyor.
Avrupayı durgunluk sardı. ABD tamam kurtulduk havasına girdi. Finans kapitalin
anlaşılan dünyada dolaşımındaki büyük paraları berhava olmadan, kapitalist
sistem üzerine kurduğu tekelci iktidarını kaybetmeyecek. Bu kontrollü veya
kontrolsüz daha büyük bir savaşı ateşleyebilecek bir potansiyeldir.
Bu bağlamda dünyada işsizliğin artması kaçınılmazdır.
Bizim gibi “kırılgan” olarak
sınıflandırılan ülkelerin kapısını istikrarsızlık ve ekonomik kriz çalıyor.
Belki de kapitalist sistem bir yeni türde bir “yaratıcı yıkım”ın eşiğinde bulunuyor.
Dünyada pek çok kapitalistin var olan düzenden şikayetleri arttı. Başka bir
yazıda değerlendireceğimiz Ali Koç’lar
ortaya çıkmaya başladı. Bill Gates gibi
bilgi toplumu şirketleri başka bir telden çalıyor.
Bu
yaratıcı yıkım,
dünyayı hala yöneten savaş- petrol- sanayi –eski- kompleksinin iktidarının
çökmesi ve yerini bilgi toplumunun yeni sahiplerinin, yeni sermaye ve
üreticilerinin iktidarının alması biçiminde gerçekleşebilir.
Dalgalar
halinde insanlık göçleri
3. İklimsel
gelişmeler insanlığı ve sistemi erkenden çökertebilir. Bilim insanları
arasında insanlığın 100 yıl ömrü kaldı diyenler çıkmaya başladı. Dünya iklimini
alt üst etmeye başlayan gelişmelerin kümülatif
birikimleri, kestirilemeyen beklenmedik iklim çökmelerine neden olabilir.
Bu durumda büyük besin açlıkları ortaya çıkar. İç savaşlar, ülkeler arası savaşlar ve
eskisi gibi “kavimlerin büyük göçleri” ne şahit olabiliriz. Bu göçler şimdi
savaş bölgelerinden merkeze kaçış şeklinde oluyor. Bu iklim çökmelerinde daha
kapsamlı ve dalgalar halinde gelişebilir.
Böyle bir durum, yöresel büyük savaş ve
kıyımları tetikleyecektir.
Küresel köy
parçalanıp, “birey”lerinin, yani ülkelerin kendilerini kurtarmaya
çalışacakları acınası bir kabusa dönüşecektir.
En çok
kaybedecek olanlar
Bu sistemin öncülüğünü yapan
kapitalist-emperyalist blok, çaresiz ve her yönden iflası yaşıyor. En son
geldiği nokta, aman bize bulaşmasın, aman biz felaketlerin nasıl dışında kalırız,
yanılsamasıdır. Kalamazsınız..
En çok siz kaybedeceksiniz, çünkü en çok sizler
varlık sahibisiniz, en çok sizler huzur sahibisiniz, en çok sizler istikrar
sahibisiniz..
Hepsini kaybedeceksiniz.. Bu
kaybedeceklerinizden dünyanın geri kalanlarında zaten az veya çok az olduğu
için, etkilenmeleri daha az olabilir. Ama insan kaybını yine de en çok bu
coğrafyalar yaşayacak. Çünkü en güçlü silahlar sizlerin elinde.
Havam karamsar, yukarıdaki beklenebilir
senaryoya göre hemen şimdi hayatını
kuranların şansı daha çok olabilir.
23 Kasım 2015 Pazartesi / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder