AKP’nin bu seçimlerde de umduğunu
bulamazsa Mayıs’ta üçüncü bir seçim olacağı söylentileri yaygın. Geçmişleri ve
gelecekleri maddi manevi RTE-iktidarına bağlı “ekip”in, sürekli iktidar için
her şeyi zorlamaları doğal. Çünkü bir yuvarlandılar mı pir yuvarlanacaklar,
öyle ki kendilerini bir daha toparlamaları söz konusu olmaz.. Ama niyetler ve
isteklerle olmuyor Türkiye’nin ana siyaset konuları.
Toplumsal-siyasal alanda pek çok şeyin
olabilirliğini kabul etsek bile, “ne kadar?” sorusu arkasından gelir. 3. Seçim
için yanıtım “çok az”dır. Pek çok
nedeni var bu saptamamın. Hadi çok sıradanını belirteyim: Türkiye, altını
çizerek söylüyorum her açıdan kaosa
yol alırken, mayısta üçüncü seçimin ancak düşü kurulabilir. Şimdi saptamalara
gelelim.
RTE
vesayet gücü: sandık
1) RTE bu seçimle son kozunu oynuyor.
Kariyerinin doruk noktasına, 17-25 Aralık 2003’e kadarki dönemde ulaştı. Rüşvet
ve yolsuzluk operasyonuyla inişe geçti. Böyle “önemli karizma”ların, henüz her
şey “normalmiş gibi” sürerken, düşüşü de zamanla olur. Cumhurbaşkanı seçimine
katılım oranı da yüzde 15 kadar azdı (Yüzde 74). Bu ilk “sandık işareti” oldu.
2) RTE 7 Haziran seçimlerinde, sandık karizmasına ikinci ama en büyük çiziği yedi. Meydan meydan
dolaştı durdu, başkanlık sistemine oy istedi.. Sonuç AKP’nin iktidardan düşüşü
oldu. RTE, “sandık bana yaradığı sürece milli ve en büyük iradedir”
görüşünde olduğu için, yeniden seçimi zorladı. Unutmayın, hep yazdığım gibi, RTE vesayet gücü sandıktı!
3) Bu yeni seçimi zorlaması, “resmen”
partisini böldü. Müdahale etmeseydi, bir koalisyon kurulacaktı. Ama “seçmen
yanlışını düzeltir, bir deneyelim” düşüncesi, RTE’nin en büyük boyun
eğdirme gerekçesi oldu. RTE’nin parti
üzerindeki vesayeti kesin zayıflıyor.
RTE
mi Parti mi ayırımı başladı
Seçim sonuçları büyük bir olasılıkla bu vesayeti en aza indirecek. Yani
parti liderliği önemli konularda kendi kararlarını hayata geçirecek. Bu
kararların niteliği, RTE’yi koruma, kollama, onun dediğini yapmaya yönelik
değil, Parti’yi ayakta tutmaya yönelik olacak. Parti içinde buna yönelik yeni bir yapılaşma ve
kenetlenme olacak. Çünkü kendi
siyasi vb gelecekleri ön plana çıkacak. Siyaset bunu gerektirir.
4) Parti ve yandaş medyası zaten
bölünmüştür. Mehmet Ocaktan ve
arkadaşları, RTE’yi hem de ağır eleştirir pozisyonuna geçtiler. Bu parti içinde
ve çevresinde yeni bir oluşumun dışavurumudur. RTE’ci kalemşörler ve tetikçi
aşamasında tipler ve diğerleri olarak kabaca ikiye ayırabilirsiniz.
İstifalar da başlamış, bazı yüzler
ekranlara “bu gidiş iyi değil” diyerek veda etmiş, ve RTE’cilerin saldırılarına
uğramıştır. RTE’cilerin en “azılısı” mesela Cem Küçük, Abdülkadir Selvi’den tutun pek çok AKP yazarını (Mustafa Karaalioğlu, Akif Beki gibi)
“şiddetle zorlamaktadır”. Pek çok yazar ve partinin önde geleni, RTE yerine
partiyi savunma pozisyonuna geçmiştir. Zor durumlarda, şeklen RTE’yi savunur
durumdalar. RTE bir “parti büyüğü” konuma geçmektedir.
AKP,
RTE vesayetinden kurtulur
7 Haziran seçimlerinden sonra düşüşü
görünce önce RTE’ye karşı mesafe koyan, iktidarın bazı “ekran yüzleri,
kalemleri”, uçaklarına binmeye başlayınca RTE savunmanlığına geri döndüler, bir
“ara
dönem- geçiş elemanı” görevini üstlendiler; bu seçim sonuçlarına göre
tavırları değişebilir veya daha 4 yıl Cumhurbaşkanı uçağı elemanlığı için bu
pozisyonda kalabilirler.
5) Parti’nin esas gövdesi RTE’cilikten (vesayetten) sıyrılacaktır. Aslında bu
durum, cumhurbaşkanlığı- başbakanlık/parti başkanlığı pozisyonlarının anayasal
ayırımından da güç alıyor. RTE Cumhurbaşkanlığına geçince, bu ayrılığın
kaçınılmazlığını hemen yazmaya başlamış ve işaretlerini de vurgulamıştım. Bu
gerçekleşiyor.
Parti, Başkanlık Sistemi istemiyor.
Bu seçimlerin, RTE’nin son umudunu da
gömen sonuç üretmesi büyük olasılıktır. Zaten RTE de bunu görüyor ve
partisini-hükümeti eskisi gibi güdebilmek için hala 400 milletvekili rüyalarını
dayatıyor.
Bugünkü siyasi koşullar böyle giderse, seçim
sonuçları beklendiği gibi olacak ve RTE’nin “partiyi taşıyıcılığı”, “olmazsa
olmazlığı” sona erecektir.
Bazıları için de sahne kapanacak.
5 Ekim 2015 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder