CBT Sayı 1491, Gündem, 16 Ekim 2015
Yapacaksan en iyisi için uğraşacaksın. En
iyisini yapmaya çalışmak. Üstün başarılar kazananların temel davranış ve
düşünüş biçimi böyledir. Aziz Sancar’ın yaptığı iş çok zor. Canlının, insanın
moleküler biyoloji ve biyokimya mekanizmalarıyla uğraşmanın ne demek olduğunu
anlatmak zor. Bunları çeşitli yöntemlerle izliyorlar, haritalandırıyorlar. İç
sayfalarda Sancar’la daha önce yaptığım katkılarını- buluşlarını içeren bir söyleşiyi
bulacaksınız. Okuyanlar ne demek istediğimi anlayacaktır.
Mikro dünya ile bizlerin normalde bir
ilgisi yoktur, soyutlayabilmek için bile bilgi gerekir. Ama artık gözle
görülemeyen bakterileri, virüsleri, hastalık yapan etkenleri biliyoruz. Gözle görülmeyen
bir takım “yaratıkların” varlığı şüphesiz ki dile getirilmişti ama Agostina Bassi, 1800’lerin başında
mikro organizmaların hastalıklarda rolünü kanıtladı, Pastör de metodolojik olarak, hastalıkların mikrobik kökeni
kuramını geliştirdi.
Ama bugünkü genetik, moleküler biyoloji,
biyokimyasal süreçler, mikrop ve bakterilerin mesela binlerce mertebesinde
küçük parçacıkları-yapıları ile uğraşıyorlar. Zor bir meslek! Sancar 6 ay
boyunca üniversitenin laboratuvarında yatıp kalkmış gen izole edip göstermiş
bundan sonra burs kazanarak yoluna dev adımlarla devam etmiş bir bilimcimiz. Yıllarca
uğraşırsınız, eğer yanlış bir yoldaysanız, hepsi boşa gider. Milyonda birlik
bir hata, her şeyi boşa çıkartır. Sistemi tekrar kurarsınız. Bütün bunlar yaptıklarınızın
doğru olduğunu göstermeye yetmez, kanıtlamalısınız, başka bilimciler de
yönteminizi deneyerek yaptığınızın doğruluğunu gösterir veya göstermez.
Usta bir bilimci, bütün bu zorlukları
aşarak mükemmelleşir. Bilimin temel sorusu, nasıl çalışıyor, ne oluyor da bu
sonucu doğuruyordur. Mekanizmayı ortaya çıkartmak, bilim temel
meselesidir ve bu alanda elde edilen en önemli sonuçlar Nobel düzeyinde kabul
edilir. Aziz Sancar’ın çalışması da bu düzeydeydi ve Nobel beklentilerinin de
nedeni budur.
Düşünebiliyor musunuz, 30 yılını DNA
onarım mekanizmasının anlaşılmasına vermiş bir bilim insanı. Bilim böyle bir
şey.. Sancar, önemli bir sorunu çözerek duyduğu hazzı, söyleşide aktarıyor.
İstanbul’da tıp okurken İstanbul’u öğrenememiş, neden sonra arkadaşlarıyla
Topkapı Sarayı’na gitmeye karar verdiklerinde Topkapı otobüsüne binmiş.. Klasik
müzik konserine gitmemiş. Ama yaşamın hazzını, tadını yaptığı buluşlarda almış,
çok mutlu olmuş bir insanımız. Nobel ile taçlandırılma, bu hazzın dünyaca da kanıtlanmasıdır.
Aziz’in kaleci olarak üst köşeye giden
topa yaptığı büyük sıçrayış ve kurtarışla, DNA onarım mekanizmasına yaptığı
büyük sıçrayış arasında, anlam bakımından benzerliğe dikkatinizi çekerim.
Hürriyet’te yayımlanan o fotoğrafı seyrederken, bu yorum atklıma geldi. Ustaca
bir ktaleci sıçrayışıydı. Kendisine bunu sorduğumda, çok şükür bir yerimi kırmadan bu
fotoğrafı verebildim, dedi!
Harikasın Aziz!
***
Size bir Aziz Sancar seçkisi, öyküsü
sunuyoruz bu sayımızda. Kapağımızdaki
çok büyük bir haberdir. Son çalışmalarıdır, kısa bir süre önce bilimsel
dergide yayımlandı. Bu çalışmanın önemini ve özetini orta sayfamızda okuyun. Sancar
ve ekibi, tüm DNA’mızın onarım haritasını yayınladı! Tabii Doğan Kuban hocadan tutun yazarlarımız Aziz Sancar Nobeline çeşitli
açılardan değindiler. Osman Bahadır, Mustafa Çetiner... Mehmet Öztürk hoca da, acaba Tıp alanında da bir Nobel gelir mi
sorusunu sorarak bitirdi önemli yazısını.
Aziz Sancar’la dergimizde 2007’de
yaptığımız bir söyleşiyi kısaltarak yeniden yayımlıyoruz. Burada bilime
katkılarını 6 maddede topluyor ve açıklamalarını yapıyor. Yani hepsi olmuş
bitmiş ve yıllardır Nobel’in verilmesi beklentisi içindeydik. İki öğrencisi
Sancar’ın ilginç yönlerine değiniyor.
***
Bu sayımızda
Ekonomi ödülünü de duyuruyoruz. Bir okurumuz “Ekonomiye verilen Nobel Ödülü değildir” diyor haklı olarak. Alfred
Nobel’in vasiyetinde böyle bir ödül yok. Bu ödülün resmi adı: S”veriges
Riksbank Prize in Economic Sciences in Memory of Alfred Nobel”dir. Yani A.
Nobel anısına ekonomi bilimlerinde bankanın koyduğu bir ödüldür, ama “Nobel
Vakfı”na havale etmiştir ödülün verilmesini.
Okur
diyor ki, “Bu ödülü alanlara maalesef NOBEL kazanmış muamelesi yapılıyor
dünyada, bence banka ödülün adını kısaltarak sadece Riksbank Ödülü olarak
kullanılmasını sağlamalı..”
Doğruya
doğru, ama banka İsveç’in, Nobel Ödül Komitesi de..
Gelecek
Cuma yeniden birlikte olmak dileğiyle..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder