Şu seçim nabzı gezilerinde türlü çeşit
insanlarla, taksi sürücüleriyle konuştukça, ortak bir inanç ortaya çıkıyor: İktidarı
bırakmaz, orada kalmak için her şeyi yapar... Söz konusu tabii ki
Cumhurbaşkanı koltuğunda oturan, partisini, hükümeti, ülkeyi, iç ve dış
politikayı yöneten Recep Tayyip Erdoğan. Tek adam. Ama bir eksiği var: Fiili
başkanlığına yasal, hukuki kılıf geçirememek. Hayatının döndüğü eksen.
Cebindeki gazeteyi çıkartıyor, masaya
koyuyor. Adta kafama çarpıyor! CHP milletvekili Aykut Erdoğdu’nun açıkladığı yeni iddialara işaret ediyor: İşte bütün bunlar için iktidarda kalmak
zorundalar. Gitmemek her şeyi yaparlar.
Açık
kaynaklardan sürülen büyük iz
Haberin başlığına bakmış henüz
ayrıntısına ilişmemiştim. Masadakilerle beraber okuyup tartışmaya başladık.
Aykut bey büyük bir çalışma yapmış.
Kaynaklar açık. Ticaret sicillerinden, şirket kurulmalarından, hisse
devirlerinden ve zaten ilan edilen büyük ölçekli gaz alım satım rakamlarından
iz sürerek, milyar dolarların uçuştuğu, ülkeye atılan büyük kazığı ortaya
çıkartıyor.
Şüphesiz bunlar iddia! Ama bu iktidarın
tıynetini, geçmişini, 17-25 Aralık 2013 büyük yolsuzluk ve rüşvet
operasyonlarının içeriğini bilenler için, iddianın ne derece iddia ve ne derece
gerçek olduğu konusunda fikri berraklaşır.
Azeri gaz anlaşmasıyla ortadaki büyük
ölçekli paranın bölüşümü ilginç mi ilginç; hisse devirleri.. yeni kurulan
onlarca şirket.. paranın onun cebinde bunun cebine, oradan şunun kasasına,
buradan öbürünün banka hesabına...
Para o kadar büyük ki, hisselerin kimden
kime, nereden nereye aktarıldığının izi sürülemesin ve ortadaki paranın siyasal
paylaşımı suyun en başındakilerin tercihlerine ve işaretlerine göre olsun diye,
durmadan, şirket adı altında sıçrama
tahtaları- aktarma istasyonları oluşturulmuş.
İki
büyük istasyon
Aykut Erdoğdu’nun sürdüğü izlerin vardığı
iki büyük “istasyon” önemli. Biri havuz medyası sahiplerinin şirketine çıkıyor.
Kalyoncu Ailesinin 5 ortaklı şirketi.. Kalyoncu, Sabah vb’yi havuzlayan ve
iktidara yandaşlayan şirket.. Sonra birden bu şirketin aile ortaklarından ikisi
sahiplikten uçuruluyor ve bakıyorsunuz Muktedirin Eniştesi yüzde 50 payla
şirketin yeni ortağı oluvermiş..
Bu arada kurulduktan sonra yok olan,
birleşme ve isim değiştirme yoluyla buharlaşan şirketler... Aile’nin içinden ve
yakınından isimler, şirketlerin adları bütün bu ortaklık süreçlerinde havalarda
uçuşuyor.
Finalde ortaya çıkan Enişte’nin ne kadar “paraya” ortak olduğuna ilişkin tek açıklama da
yok. Akla gelen, sanki parasız bir hisse devri gibi..
Anlıyorsunuz değil mi.. Hepsi, daha gaz
alımı- satışı anlaşma yapılırken planlanmış bir operasyon 3 yıl içinde
tamamlanıyor.
Aykut beye göre, devlet bu işten toplam
17 milyar dolar zarara uğratılmış. Bilemem. Aykut beyin hesaplarının ve
emeklinin işi dürtükleyerek kafamı karıncalandırmasının kurbanıdır bu yazı.
Öbür dünyada iki elim ikisinin yakasında
olacak vallahi..
Sessizlik
lütfen
Kahvedeki haber üzerine bu derin kıraatten
sonra, yüzüme bakıyor emekli.. Bir gazeteciye verdiği dersten mutluluk
yayılıyor yüzüne. Üstüne üstlük son bir yumruk daha çakarak, hadi bunu çıktığın televizyonlarda anlat ta
görelim..
Ben aptal ve şaşkın bakınıyorum, acaba
nereye kaçsam..
Yazıyı yazdıktan sonra gözüm Bülent Arınç’ın haberine takılıyor: “Birilerine olan sevgimi kaybettim!”
Devamla, üzerimize gelmesinler, yeni
oluşum yapamazlar falan diye. Öf ki öf.
Yok hayır
bu topa girmeyeceğim, yoksa yukardaki öykünün esas finalini yazamam:
Büyük bir dağıtım ve paylaşım şirketi
yıllardır çalışıyor. Her şirketin başı ortası tabanı vb vardır. Ortada üretim
yok, ama dağıtım ve paylaşım varsa, büyük parsa hep ana hissedarın olur.
Eteklerinde bir sürü borazan, ceplerine
düşen üç beş kuruş, vekillik vb unvanları ve vitrinlikleri için, milyarlık bölüşümlere
borazanlık yapıyor. Amaç bu bölüşüm-paylaşım saadet zinciri kopmasın. Yoksa
hepsinin façası bozulacak.. Yazmıştım, 1 Kasım sonrası kopacak gümbürtüye
hazırlanın..
Sessizlik lütfen!
25 Ekim 2015 Pazar / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder