İktidar,
Türkiye’nin uluslararası medya karnesini tam sıfıra indirdi.
Ahmet Hakan’a
saldırı olayı, saldırganların dozu arttıra arttıra vardıkları noktaydı. Kim bilir
belki de bir milletvekili kılıklı lider kölesinin dediği gibi, tam komaya sokacak
kadar kemik kıracaklardı. A.Hakan bir apartmana sığınmış da bir kaç kemikle
kurtulmuş.
Muktedir,
medyayı havuzlaya havuzlaya bugüne geldi. En son bir “patron”u ayaklarının
dibinde ağlatarak teslim aldı, bir milyarder adam nasıl bu duruma düşer
bilinmez. Demek serveti böyle yaptı! Devletten beslenen bir diğer Şems-
İktidar, Muktedir namına devraldığı medyayı sıfırlayarak bitirdi. Topluma iftira
atan on paralık araçlara dönüştürdü.
Önce
mülksüzleştirme
Muktedir ve
adamlarının istekleri şu: Medyayı tehlikesiz hale getirmek. Doğan Medya’nın o kadar
yazarını budattılar ama işte o kadar! Hürriyet’in de havuzlanarak veya havuzlanmadan
etkisizleştirilmesi gerekir. Mesele budur. Buna cevaz vermek, yok
olmakla eş anlamlı. Organize saldırı yıllardır sürdü, önce maliyenin mülksüzleştirme operasyonlarıyla doruk
yaptı. Son bir ayda bu kez tepeden - ortadan - alttan çeşitli katmanlardan tetikçilerle, ama bu kez
fiziki saldırılarla tepelere tırmandı, A. Hakan’da patladı. Suçlu belli.
Şimdi bakın nerelerdeyiz:
“Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün açıklamaları, uluslararası ölçeklere
göre Türkiye’de basın özgürlüğünün seyri:
2002’de
99.sırada / 134 (ülke arasında)
2005’te:
98.sırada / 161
2006’da 100.
/161
2007: 101. /
164
2008: 102. /
168
2009: 122. /
170
2010: 138. /173
2012/ 2013/
2014: 154. /170-180 ülke
2015: 149. /
180 ülke arasında.
Türkiye:
medyası özgür olmayan ülke
Yine bir diğer
uluslararası basın özgürlüğü göstergesine, Freedom
House’un basın özgürlüğü raporuna bakalım. Uzun yıllar bu endekste basın
özgürlüğü bakımından yarı özgür ülkeler arasındaydı. Ama yıldan yıldan yıla,
yarı özgür ülkelerin alt sıralarına doğru yol aldı Türkiye ve 2013’te özgür olmayan ülkeler sınıfına düştü.
* 2010: 54 kötü
puanla; 2011: 55 kötü puanla; 2012’de ise 56 kötü puanla yarı özgür ülkeler arasında idi
ülkemiz.
* 2013’te ise, 60 kötü puanı
aşarak özgür olmayan ülkeler arasına girmeyi başardı AKP iktidarı!
* 2014’te
de kötüleşmeyi büyük bir başarıyla sürdürerek 65 kötü puana ulaştılar. Alkış!
(*)
Totaliter
yönetimlere meraklı iktidar yapıları, veya tek adam iddiasındakiler, medyadan
hiç hoşlanmaz. Kaldı ki, bir çok gelişmiş ülkede de iktidarların medya üzerinde
arada sırada külhanbeylik tasladıkları ama sonra kıçlarının üzerine oturdukları
bilinir (Almanya gibi).
Amansız
yok etme süreci
Muktedir, özgür
ve kendisine soru yöneltebilecek, eleştirecek, objektif haber yapacak ve
muhalefete de benzer ölçüde yer verecek ana
akım medyayı berhava etme politikasından hiç sapmadı. Sürü sepetini bir
basın-medya olarak ortadan kaldırdı. Türkiye
basın tarihinde bu kadar büyük amansız yok etme süreci yaşanmadı.
Peki çok satan Sözcü
gazetesi? Cumhuriyet gazetesi? O zaten muhalefetin “borazanı” idi ve “işi
gücü yalan yazmak”tı. Doğru mu yazacaktı! Kendi seçmenine bunu böyle anlatırdı.
Hele şu ortadakiler halledilsindi, daha ileride onların da çanlarına ot
tıkamanın yolları bulunurdu! Zaten muhalif basının, büyük ilan baskısı ve davalarla
defterini dürme politikası da yürürlükteydi.
Mesele önce
Hürriyet’i tam halletmek. Ama yapamayacakları
bir işe soyunduklarının farkındalar, bu nedenle, işi kin ve nefretle fiziki
yok etmeye vardırdılar.
Hürriyet ile dayanışmak
özgürlük mücadelesinin bir parçasıdır. Yaptıklarınızla kalacak ve yolcu
olacaksınız...
Yarın, doruk ve
düşüş yazım var.
---
(*) Raporun linki: https://freedomhouse.org/report/freedom-press/2015/turkey
.. Ayrıca Hey Türkiye Nasılsın kitabımda hem siyasal özgürlükler hem
basın özgürlüğü konusu ayrıntılarıyla var.
Not: “15 sansürleme mekanizması” başlıklı
yazıma da bir bakın: http://orhanbursali.blogspot.com.tr/2014/12/15-sansurleme-mekanizmasn-acklyorum.html
-- 4 Ekim 2015 Pazar / Bilim ve Siyaset - Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder