Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

2 Mart 2020 Pazartesi

1 Mart 2020 Pazar / bilim ve siyaset

 Bir “katilin önüne” savunmasız asker sürmek!

33 mü, 34 mü 36 mı verdiğimiz şehitlerin sayısı o korkunç olayda bilmiyorum. Dış basında 134 diye geçen şehit sayısıyla uyumsuzluk var. Dış basının  çeşitli kaynakları var, tabi bu sayı doğru olmak zorunda değil. TSK askeri şehit olacak bunu söylemeyecekler, saklayacaklar, bu olanaksız, dünyayı başlarına yıkarlar. O zaman Anadolu Ajansı’nın servis ettiği ve kollarında IŞİD arması olan ve daha sonra servisten kaldırılan “askerler”i düşününce, acaba 134’ü onlar mı tamamlıyor diye düşünüyorsunuz.
TSK askeri dışında Suriye’nin savaş bataklığında başkalarınca kullanılmış “elemanlar” fotoğrafına açıklık getiren olmadı.
Ruslar var mı var. Hiç biri gizli saklı değil. Suriye’yi destekliyorlar mı, karıncanın bile şüphesi yok. Yaşadığımız korkunç olayda şüphesiz ki bu desteğin katkısı yadsınamaz. Savunmasız 33 askerin şehit olması en iç daraltıcı olay. Suriye topraklarında, savaşın sürdüğü, Suriye Ordusunun arka planda İran ve Rus desteğiyle İdlib’i işgal altında tutan HTŞ teröristlerine karşı savaşıyor mu, evet.
İktidarın hiç hoşlanmadığı ve fakat milletin sorduğu soruyu yineleyelim: Bizim bu savaşta ne işimiz var.

HTŞ ile sorunun var mı?

Peki, İktidarın bir HTŞ sorunu var mı? Yok. Ama Şam’ın var!
Bizim için PKK neyse, onlar için de HTŞ o! Bunu anlıyor muyuz? Hayır!
Biz ikisinin arasına veya HTŞ’nin arkasına ordumuzu niye sokarız, bir açıklaması var mı? Yok.
Astana – Soçi sürecinde ve 12 gözetleme askeri kulelerini inşa etmemizi sağlayan anlaşmada, bizim Saray, HTŞ’yi ağır silahlardan arındıracağı sözü verdi mi? Evet.. Yaptı - yapabildi mi? Hayır. M – 4 – M 5 otoyolunun serbestçe kullanılacağı konusunda anlaşma bizim için de bağlayıcı oldu mu, evet; yaptık, yapabildik, bu konuda çaba sarfettik mi, hayır.
Ne yaptık? TSK dışında, elimizin altındaki paralı – kullanışlı elemanları donatıp Suriye’nin ilerleyişini durdurmaya çalıştık.
Bunu yaparken 3 milyon Suriyeli Türkiye’ye sığınacak sözünü kullandık mı, evet. İdlib eyaletinde daha iki yıl önce 2 milyon nüfusu var derken, bugün 3 milyon bize geliyora çevirdik.

Şam düşman değil mi?   

Şam’ı zaten düşman ilan etmedin mi yıllar önce? Evet,
Emevi Cami’nde namaz kılacağınızı, yine yıllar önce söylemediniz mi? Evet.
Hedefinde Esat, Şam hükümet ve devletini yerle bir etmek yok mu? Var.
Bugüne kadar Şam ile görüşerek bu konuyu çözelim önerilerinden hiç birini dikkate aldınız mı? Hayır.
Yani Barışı arama seçeneğini hep çöpe attınız mı? Evet.
Bir savaş içinde değil misiniz? Evet.
Üstelik son hafta içinde binlerce askerimizi İdlib’e soktunuz ve çatışma bölgelerine sürdünüz mü? Evet.
Askerimizi savaş uçaklarına karşı koruma önleminiz var mı, yok.
Neden, çünkü izinsiz Suriye hava sahasına uçaklarımız giremiyor.
Peki, Suriye uçaklarının askerimizi vurma olasılığı var mı? Evet.
Çünkü, bir hafta önce de yeni mevziler hazırlayan birliğimize saldırdılar ve 8 askerimizi şehit ettiler mi, evet.
Bir ordu, destek -koruma konusunda son derece zayıf ve sadece kara desteğiyle mümkün olduğu koşullarda askerini savaş bölgesine sürer mi? Ben asker, komutan değilim, ama sıradan yurttaş olarak yanıtım hayır. Milletin emanet gençlerinin canlarını öncelikle korumak Ordunun görevi değil mi?
Siz Çanakkale’de düşman istilasına karşı askerine size ölmeyi emrediyorum  diyen Atatürk gibi vatan savunması mı yaptığınızı sanıyorsunuz. Öyle sanıyorsanız bunu size kim söyledi?

“Katilin önüne sürmek”

Mesele askerlerimizi şehit edenleri mi savunuyorsunuz pespayeliği değil, savunmasız askerimizi, durmadan katil cani diye bağırıp çağırdığınız Esat’ın karşısına nasıl çıkarırsınız sorusudur.
Saray mı, Savunma Bakanı mı, Genel Kurmay Başkanı mı, oradaki komutan mı, kimse, bu durumu açıklamalıdır. Millet bu soruyu hep soracaktır.
Cumhurbaşkanı çok kötü bir konuşma yaptı dün.  Dinleyemedik, dinlemek istemedim. İki güne yakın sustu, dün konuştu, “Dün Sayın Putin'e de söyledim 'Üs kuracaksanız yine kurun. Ama bizim önümüzden çekilin. Bizi rejimle baş başa bırakın!”
Bunu Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı söylüyor. “Ordular ilk hedefiniz Şam ve Esattır, ileri” komutu verecek, ama önünde dostu Putin duruyor!
Bu ülke kanını Kurtuluş Savaşı’nda akıttı ve vatanını kurdu. Vatan, durmadan yeniden kurulmaz.
Ey okur iktidarın şehit çocuklarımızın acısını yüreklerinde duyumsadıklarını düşünüyor musunuz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder