Öne Çıkan Yayın 20 Mart 2012 yazım

Erdoğan’a Askeri Darbe?

Yoo hayır bu kez, başka bir “fantezi”i üzerinde düşünmeye çağırıyorum: Cemaat, denetlemeye başladığı TSK’yı, Erdoğan’a karşı kulla...

7 Temmuz 2018 Cumartesi

Büyük İslam bilim tarihçisi Fuat Hocayı uğurlarken


2 Temmuz 2018 Pazartesi / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet




Bugün, kaybettiğimiz bir büyük bilim tarihçisini anacağız.
İslam Dünyasının şüphesiz ki İslam’ın Altın Çağı olarak tarihsel olarak kabul edilen ve 9.-15.yy’kapsayan dönemi ortaya çıkartan Prof. Dr. Fuat Sezgin hocayı 94 yaşında kaybettik. Yakından tanıdığım nitelikli bir araştırmacı- bilim insanı olan Sezgin yıllar önce bir Pazar günü Cumhuriyet’e gelmişti. Nadir Nadi ve İlhan Selçuk’ın odasını da görmek istemişti. Hocayı yukarı çıkarmış ve Nadir Nadi’nin koltuğuna oturtarak sohbet etmiştik. Kitap ve resim dolu odayı, tarih sayfalarını karıştırır gibi inceden inceye izlemişti.
O sırada Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji dergisinde, Sezgin hocanın yaptığı büyük çalışmalara yer veriyorduk. Hocanın İslam Bilim Tarihi üzerine 400-500 yılı inceleyen yapıtları yayınlanıyordu. 12 Cilt halinde İslam Bilim ve Teknik Tarihi üzerine eseri Türkçe de yayınlanmıştı. Sezgin hoca, İslamın geçmişte özellikle Abbasiler döneminde bilimde büyük başarılara, buluşlara imza attığını bilince çıkartıyordu.

Üniversiteden kovuluyor

Fuat hoca 27 Mayıs 1960’da askerlerin yönetimi devralmasından sonra üniversitelerden uzaklaştırılan 147 bilim insanından biriydi.
Türkiye’de siyasi yönetimlerin hedeflerinden biri hep üniversite ve bilim oldu, özellikle radikal siyasi dönüşümlerde. 1940’ların ortasında Cumhuriyet Halk Partisi döneminde kendisine ülkede yaşaması dar edilen, dünya sosyal psikoloji biliminin baş kurucularından Muzaffer Şerif gibi..
Siyasi iktidar kültürünün her zaman bilim kültürünü baskıladığı bir ülke olan Türkiye’de bu gelenek, Demokrat Parti zamanında, 1972 ve 1980 askeri darbe zamanlarında sürmüş ve tabii ki şimdi de AKP iktidarı döneminde de devam ediyor.
Özgürlüğün olmadığı yerde bilimin yeşeremeyeceği ve güçlü bilim kültürünün yerleşemeyeceği gerçeğine uygun ve bu geleneğin sonucu olarak, Türkiye kültür yoksunluğunun ve cehaletin kol gezdiği bir ülke niteliğinden kurtulamamaktadır.
Ben, siyasilerin özellikle de bunu istediklerini artık kabul ediyorum.

Gidenlere kızmayın

Hayal ettiklerini, bilimsel başarımlarını bu ülkede gerçekleştirmelerinin mümkün olmadığını düşünen beyinlerden en cesurları soluğu yabancı ülkelerde alıyor. Gidenlere hiç kızmamalı, bir tane hayatları ve yapmak istedikleri var, önemli olan kendilerini gerçekleştirecekleri bir ortamda yaşamlarını sürdürmek ve insanlığa katkıda bulunmak.
Fuat Sezgin’e Almanya kucak açtı. Frankfurt Üniversitesi’nde daha sonra İslam Araştırmaları Merkezi kuruldu (Frankfurt Üniversitesi Arap İslam Bilimleri Tarihi Enstitüsü).
Fuat hoca, Batı biliminin bugünkü düzeyine ulaşmasında, hep göz ardı edilen İslam’ın katkılarını gün ışığına çıkardı ve bu çalışmaları geniş kabul gördü.
Hoca, aynı zamanda, İslam bilimcilerin teknolojik katkılarının bire bir örneklerinin yapılmasını da sağladı, bu şekilde 800 kadar 3 boyutlu bilim ve teknoloji katkılarını anlatan asıllarına uygun objeler yarattı. Bunlardan bir kısmı Gülhane Parkı’ndaki İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi’nde sergileniyor.
2008’de açılan müzede 570 kadar obje sergileniyordu.

Yükseliş ve çöküş

İslam Bilimi, Avrupa’da henüz modern bilimler doğmadan, mesela Rönesansdan önce, eski Yunan bilimini ve Hint bilimini kaynaklarından devralmış, o dillerdeki eserleri Arapça’ya çevirmiş, üzerine önemli katkılar yapmış, Avrupa bu kaynaklardan hareketle, modern bilime geçmişti. Avrupa’nın Orta Çağ’dan çıkışı ve rönesansı başlarken, İslam Dünyası bilimi terkediyor ve kendi Ortaçağına gömülüyordu. Ve bu Orta Çağ hala sürüyor!
Dünya bilim tarihi ilginçtir.
Eski Yunanın bilime katkıları sona ererken (İ.S 6.yy), İslam Dünyası bilimi üstlenmeye başlayacaktı (8.yy). Özellikle Bağdat merkezli Abbasi imparatorluğunun etkileri Kuzey Hindistan’dan İspanya’nın Endülüsüne kadar geniş bölgeye kadar yayılmıştı. Akıllı Halifeler, bilimin önemini biliyorlardı ve egemen oldukları bölgede bilime, sanata, kent planlamasına, düşünceye, tıbba vb yapılan katkıları özellikle benimsediler. Yarattıkları ortamda İslam alimleri bu katkılara çoğalttı.
15.yy’dan itibaren de Avrupa ve özellikle coğrafi keşiflere yönelerek dünyaya açıldı ve İslam egemenliği yıkıldı.
Yeniden ayağa kalkması için de ufukte bir işaret yok..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder